Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal "Hayır" kampanyası kapsamında Kocaeli'nde bulunan Mevlana Kültür Merkezi’nde konuştu.

‘PARTİ TEMSİLCİSİ OLARAK BURADA DEĞİLİM'

Parti temsilcisi olarak konuşmadığını söyleyen Deniz Baykal, “Bütün vatandaşlarımız kadını, erkeği, genci, yaşlısı, tüm siyasi görüşlerden olanlarımız bir araya geldik. Burada bir siyasi amaç taşıyarak birlikte değiliz. Ben de siyasi bir parti temsilcisi olarak burada değilim. Elbette hepimizin siyasi bir kimliği var ve bununla iftihar ediyoruz” dedi.

‘BİR KARAR ALACAĞIZ’

“16 Nisan’da bir karar alacağız” diyen Baykal, “Belediye başkanı, bakan, başbakan seçmeyeceğiz. Ama alacağımız karar bunların her birinden çok daha etkili ve belirleyicidir. Bu referandumda alacağımız kararın telafisi yok. Kararı sadece kendiniz için değil çocuklarınız için hatta torunlarınız için alacaksınız. Böylesine büyük bir karar isteniyor bizden. Bugüne kadar ülkemiz çok anayasa deneyimleri yaşadı. Ancak onların hepsinin bir ortak temeli vardı. O ortak temel milletin egemenliği ve meclisin üstünlüğüdür” şeklinde konuştu.

‘600 YILLIK İMPARATORLUĞU KAYBETTİK’

600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu deneyimini hatırlatan Baykal, "Onların da yanında yöneticileri vardı. Ancak son karar yine padişahındı. Dünyada sanayi geliştikçe, iletişim ağı genişledikçe tek adam yönetimi sorgulanmaya başlandı. Biz de de son tek adam buna engel olamadı" dedi. Ulusal egemenliğe vurguda bulunan Baykal sözlerine, “Biz tek adam rejiminden devlet olarak meclisle doğduk. Meclis bir kaynağın oraya yansımasıdır. Kaynak millettir. Millet olmayı öğreniyoruz. Öğrendik birçok konuda ancak öğreneceğimiz şeyler var. Bu memleketinin halkının ailede, fabrikada ya da sokakta bu anayasa değişmeli dediğini duydunuz mu? " diye sordu. 

‘ÖRNEĞİ YOKTUR’

Hazırlanan değişiklikle anayasada meclisin yasama hakkının büyük ölçüde tırpanlandığını aktaran Baykal şunları söyledi: "Burada millete şirk koşuluyor. Bir kişi kararname çıkaracak. Adı kanun değil kararname. Bununla birlikte istediği bakanlığı kapatabilecek ya da istediği bir bakanlığı kendisi kuracak. Buralara kimin nereye atanacağını kendisi belirleyecek. Kimseye danışmadan, istişare etmeden, kafasına uygun insanları yanına alarak kararı meclise gönderecek. Meclis kabul etmezse 'Sen bilirsin!' diyecek ve bir önceki yılın bütçesinde değişiklikler yapılarak devam edilecek. Demokraside milletten kopuk bütçe hazırlayamazsın, kanun koyamazsın. Tüm ülkelere baktık böyle bir örnek var mı diye. Ancak ne tarihte ne de dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir örnek bulunmuyor."