Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'nden (SPoD) Levent Pişkin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün açıkladığı "demokrasi paketi"nde yer alan nefret suçlarına ilişkin düzenlemeye ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

'CİNSEL YÖNELİM VE CİNSİYET KİMLİĞİ YOK'

Erdoğan'ın nefret suçlarına ilişkin konuşurken yine "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği"ni unuttuğuna dikkat çeken Pişkin, şöyle konuştu:

"LGBT'ler olarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle işlenen cinayetlerin nefret suçları kapsamında değerlendirilmesinin yıllardır mücadelesini veriyoruz. Hatırlanacağı üzere, hükümet bir nefret suçları yasa tasarısı hazırladı. Biz de bu çalışmaya katıldık. Taslak, Meclis'e gönderildiğinde 'cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği' ifadesi vardı ancak komisyonda bu ifadeler çıkarıldı. Erdoğan'ın bugün bahsettiği ayrımcılık yasası, nefret suçları yasası da dünyada ayrımcılık üreten tek yasa olacak.”

'ZATEN PAKETTEN UMUTLU DEĞİLDİK'

Paketten LGBT'ler olarak pek bir umutlarının olmadığını hatırlatan Pişkin, "Nefret suçlarıyla ilgili bir düzenlemenin olacağı basına yansıdığında belki bu düzenlemede cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği de yer alır, diye düşündük. Ancak olmadı" dedi.

Levent Pişkin, şöyle konuştu:

"Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin yer almaması zaten korkunç bir durum. Katillerimizin hala tahrik indirimi ile ödüllendirildiği, önüne gelenin ayrımcılık yaptığı, AKP hükümetlerinden bir bakan ile bir milletvekilinin hasta ilan ettiği bir toplum LGBT toplumu. Bizatihi AKP hükümeti iki kez bu nefret suçunu işledi. Ama tabi ki yasada yok."

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANABİLİR'

SPoD'dan Levent Pişkin, nefret suçlarına ilişkin düzenlemenin Başbakan Erdoğan'ın tarif ettiği haliyle ifade özgürlüğünü kısıtlayacağını söyledi, "Bu yasanın İslamofobi üzerinden şekilleneceğini düşünüyorum" dedi.

"Erdoğan'ın daha önce de bahsettiği nefret suçu kavramının din ve vicdan özgürlüğü, inanç özgürlüğü üzerinden bir tanımlama" olduğunu hatırlatan Pişkin, Sevan Nişanyan ve Fazıl Say'a açılan davalar ile Ekşi Sözlük'e uygulanan sansürü hatırlattı, "Tüm bunlar bir arada düşünüldüğündü acaba, 'Tanrı yoktur' demek nefret suçu mu sayılacak? Bu nefret suçları yasası, bir ateistin de ifade özgürlüğünü güvence altına alabilecek mi?" diye sordu.

Pişkin, nefret suçları düzenlemesinde ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir düzenlemenin olmaması gerektiğinin altını çizdi.