BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda “Biz başka partilerin adaylarını destekleme kararı almayız. Kendi adayımızı çıkartırız” dedi.

Meclis’te bir grup gazeteciyle sohbet toplantısı yapan Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

"Biz başka bir partinin gösterdiği ve desteklediği adayı destekleme durumunda değiliz. Muhtemelen bizim de destekleyeceğimiz bir aday çıkacak. Yoksa biz başka partilerin aldığı kararları destekleme tavrı içinde olmayacağız. Biz kendi çıkaracağımız adayın ikinci tura kalması ve kazanması için uğraşırız. Biz MHP, CHP AKP adaylarını destekleme kararı almayız. Tabii cumhurbaşkanı seçimi ilginç olacak. Yani partiler yarışıyor olacak. Bildiğimiz klasik başkanlık sistemindeki yarıştan öte siyasi partilerin yarışını cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşayacağız.

ÖZGÜRLÜKÇÜ OLMALI

"Bizim adayımız anlayış itibariyle özgürlükçü olmalı. Bütün Türkiye’yi kucaklayabilmeli. Özellikle hükümetin yapacağı hatalar yanlışlar konusunda bir denge unsuru olmalı. Güçlü bir isim olmalı. Hangi çevreden olursa olsun seçildikten sonra Türkiye‘deki bütün kimlikleri, inançları temsil etme gücünü kendinde görebilmeli. Kadın olursa biz daha çok sevinir. Bunların hepsi parti yetkili organlarında tartışılır. İkinci tura kimler kalıyor bir bakılır. İkinci tura bakılır ama Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci tura kalma garantisi mi var? İkinci turda belki kendisi kalmaz belki bizi destekleme durumunda kalır."

'HDP KONGRESİNDE ADAY OLMAYI DÜŞÜNMÜYORUM'

"Bu zihniyetle Türkiye’de herkesin temsil makamı olan Cumhurbaşkanlığını temsil etme zihniyetinin ben Başbakan’da olmadığını düşünüyorum. Herkesi tehdit olarak gören hakaret eden ötekileştiren bir anlayış Çankaya’da herkesin nasıl bir cumhurbaşkanı olabilir ki? HDP kongresinde aday olmayacak. Pazartesi, grubumuz resmî olarak HDP’ye geçecek Biz HDP’ye geçince benim eş başkanlığım düşecek. HDP kongresinde de aday olmayı düşünmüyorum. Milletvekili olarak devam edeceğim. HDP kongresinden sonra da yönetimde görev alabilirim. Biz bir değişiklik yapıyoruz. Yeni yönetim ve eşbaşkanlarla yola devam ediyoruz. Ama siyasetin ne getireceğini kestirmek zordur. BDP’nin kapısına kilit vurulmuyor. Başka bir örgütlenme şekliyle devam edecek. İsmini tüzüğünü tekrar tartışacağız.

HDP de klasik bir sol birlik partisi olmayacak. Solda birlik partisinin çok ötesinde muhafazakar kesimleri de bünyesine alacak. Türkiyenin bütün farklı inanç kesimlerini, etnik kimlik kesimleri, siyasal kesimleri o parti etrafında birleşmeye çalışılacak. Sol lokomotif görevi görebilir, sol öncülük yapabilir ama temel hedef solu birleştirmek değildir. Solu da birleştirmeyi kapsayan daha büyük birlik partisi olmayı hedefleyecek. HDP'den ilk seçimde zaten büyük bir başarı beklemiyorduk. Bundan sonrası artık büyüme safhası olacak. İslamiyetle ve İslam toplumuyla bağ kuramamış hiçbir hareketin toplumu örgütleme şansı yoktur. Sol ve devrimci hareketler için de geçerlidir bu.”