BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'lilerin Türkiye sınırları dışına çekilmesini değerlendirirken, önemli olanın çekilme değil, gidenlerin nasıl geri geleceği olduğunu söyledi.

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali etkinliklerine katılmak için gittiği Tunceli'de Ovacık İlçesi'nde çeşitli ziyaretlerde bulundu. CHP'den istifa edip bir süre önce BDP'ye katılan Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sargül'le makamında görüşen Demirtaş, esnafları ziyaret etti.

HÜKÜMET SORUMLU DAVRANMALI

Ziyaretlerin ardından gazetecilerin 'Son dönemlerde çözüm süreci ve PKK'nin geri çekilmesiyle ilgili sıkıntıların olduğu yönünde haberler çıktığı' yönündeki sorusu üzerine Demirtaş, "Geri çekilişler ne kadar oldu, ne kadar gitti, ne kadar kaldı? Bunların oranı, istatistiği, çetelesi yerine hükümet şunu hesaplaması lazım; Şimdi bu çocuklar, gençler dağda mı? Asıl tartışılması gereken PKK'lilerin nasıl çıkacağı değil, nasıl geri döneceğidir. Peki bu gençler dağdan inecekse, belki hiç sınırın dışına çıkmalarına bile gerek kalmadan bir yasa çıkacak dağdan inecekler. O nedenle hükümetin kafasında kalıcı bir barış projesi varsa, çetele tutmak yerine artık birinci aşamanın bittiğini, ikinci aşamanın yani demokratikleşme adımlarının atılacağı aşamanın başladığını, bunun sorumluluğunu ve gereğini hükümetin yerine getirmesi konusunda artık sorumlu davranması gerekiyor."

DEMOKRATİKLEŞME ÇALIŞMASI YÜRÜTÜLMELİ

Demirtaş, çatışma ve ölümün olmadığını belirterek, "Çatışma var mı? Yok. Ölüm var mı? Yok. Gençler biri birine kurşun sıkmıyor, silah sıkmıyor. Şimdi yedi aydır bu ülkede tek bir mermi patlamadı. Daha ne isteniyor? İşte adım atmak için uygun bir fırsat. Zaman şu anda çok kritiktir. Bu çocukların zaten çoğunluğu sınırın dışına çıktı, ama önemli olan bu gençlerin nasıl geri döneceğinin, siyasete, aktif hayata nasıl katılacaklarının şu aşamada, tartışmak, netleştirmektir. Bizce tartışılması gereken budur. Yasa çıkarılması lazım, hazırlıkların yapılması lazım, hükümetin kapsamlı bir demokratikleşme çalışması yürütmesi lazım" dedi.

KATILIM YASASINA İHTİYAÇ VAR

Demirtaş'ın konuşmasının ardından bir gazeteci, 'Bu konuşmalarınızdan anlamamız gereken kapsamlı bir genel af mıdır? Gereklidir demek mi istiyorsunuz?' sorusu üzerine Demirtaş, "Bir genel aftan söz etmiyorum. Zaten genel af deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Toplumsal bir katılım yasasına ihtiyaç var. Bunun ismi genel af olur, başka bir şey olur, ama hem cezaevinde, hem Avrupa’da sürgünde, hem dağda olan insanlar için toplumsal katılım yasası çıkarılması gerekiyor. Ama ille de bir genel af olması gerekmiyor, ismi toplumsal katılım yasası olabilir" yanıtını verdi.

ALEVİYİM DEMEKLE ALEVİ OLUNMAZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Alevilerle ilgili açıklamalarının sorulması üzerine Demirtaş, şöyle dedi: "Şimdi insanlar kendini nasıl tanımlıyorsa, tarifliyorsa odur. Başkasının, başkasını tanımlamasına, başkasının inancına sınır çizmesine, biz kesinlikle destek vermeyiz. Alevilik sadece Ali’yi sevmek değildir. Alevilik Kerbela'da yanmaktır. Alevilik, Çorum’da, Maraş’ta katledilmektir. Sivas’ta yanmaktır Alevilik. Başbakan bunları göze alabiliyor mu? Alevilik Türkiye’de ikinci sınıf insan olmaktır, hor görülmektir. Alevilik sırf Alevidir diye okulda, iş yerinde horlanmaktır. Başbakan bunları göze alabiliyor mu? Kendine Aleviyim demekle mikrofonun önünde dört dörtlük Alevi olunmaz."

Demirtaş, daha sonra Aleviler için kutsal sayılan Munzur Çayı'nın doğduğu Munzur Gözeleri'ni ziyaret edip, buradaki vatandaşlarla sohbet etti. Demirtaş, Munzur Gözeleri'nde Türkiye'ye barış gelmesi için adak adadığını söyledi. (Akşam)