Halkların Demokratşk Partisi (HDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Yardıumcısı Yalçın Akdoğan’ın “Dolmabahçe’de okunan ortak metin falan değildi” sözlerine “Dolmabahçe mutabakatı okunurken oradaydı. Açıklamayı da kendisi yapmıştır. İsmi Dolmabahçe mutabakatıdır, niye ismi mutabakattır o zaman?” diye yanıt verdi.

Demirtaş, Halkevleri’ne yaptığı ziyaretin ardında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İMC’de yer alan habere göre, Demirtaş’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

“Halk barış ister ve halkın temel arzusu budur. Nereye giderseniz gidin halk, eylemlerden, silahlardan rahatsız. Halkın barış isteğini hayata geçirmek cesaret ister ve siyasetteki cesaret de şudur: Halkın hakkı ve hukuku için koltuklarınızdan vazgeçebiliyor musunuz? İkincisi, halkınız için yeri geldiğinde canınızdan vazgeçebiliyor musunuz. Yalnızca bunu yapan siyasetçiler barış kurabilirler.
“Makam hırsına kapılmış olanlar, siyasette sınırsız güç, para, rüşvet, yolsuzluk batağına bulaşmış zihniyetler, barışın ne kadar kıymetli olduğunu anlayamazlar.

AKDOĞAN’A YANIT

“Ben polemiğe girmek istemiyorum. Kendi düşünceleridir ve kendisi aynı zamanda Dolmabahçe mutabakatı okunurken oradaydı. Açıklamayı da kendisi yapmıştır. İsmi Dolmabahçe mutabakatıdır, niye ismi mutabakattır o zaman?

“Birbirimizi suçlayarak, zan altında bırakarak hiçbir yere varamayız. Bizim yeniden, çok hızlı, derhal karşılıklı çatışmasızlık ve diyalog müzakere sürecine dönüş koşullarını yaratmamız lazım. Ülkenin evlatları; asker, polis, gerilla ve siviller ölüyor. Hepsi bizim kardeşimiz. Yeniden silahların karşılıklı susması için demokratik basınç yaratmamız lazım.

“Herkes biraz daha sağduyu ile hareket etmeli. Biz gençlerin canını birilerinin hırsı için feda edemeyiz. Barış isteyenlerin sesini yükseltmesi lazım. Yukarıdan kışkırtıyorlar hedef gösteriyorlar aldanmayın bunlara.

TAVRIMIZ BELLİ

“Arkadaşlarımız dün hazırladılar bugün herhalde verirler. Dokunulmazlık konusundaki tavrımız belli. Yurttaştan başka neden dokunulmazlığımız olsun ki. Hırsızlık mı yolsuzluk mu yaptık derhal yargılanmalıyız. Biz dokunulmazlık zırhını istemiyoruz.
“550 milletvekili tıpış tıpış gidelim dokunulmazlığı kaldıralım. Bakın yargı da onların emrinde biz buna rağmen yargılanmaktan korkmuyoruz.”

YALÇIN AKDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Anadolu Ajansı’nın (AA) editör masasına konuk oldu. Akdoğan burada Dolmabahçe mutabakatıyla ilgili şunları söyledi:

“Dolmabahçe’de okunan ortak metin falan değildi. Onlar Öcalan’ın çağrısını okudular, bende hükümetin duruşunu ifade ettim. Buna bir mutabakat değil, süreçte bir irade beyanı veya yol yürüme iradesi denebilir. Ortada muhtevası kabul edilmiş maddeler yoktu, siyasetin tartışılması gereken kavramlar vardır. Ben o gün söyledim, siyaset kurumu bu başlıkları tartışır. Buradaki genel çerçeve bunların konuşulabilir olduğu.

“Artık silahların susması halinde, siyaset kurumunun her şeyi tartışılabileceği ifade ediliyordu. Daha önce bu görüşmeler, makamınızda oluyordu. Normalde heyet beni ziyarete geliyordu. O gün şöyle oldu, Dolmabahçe önceden kurgulanmış, özel anlam yüklenen bir yer değildi.

“Heyet adadan döndü. Hepimiz İstanbul’da olduğumuz ve vakit olmadığı için Dolmabahçe ofisinde yapalım, Ankara’daki makam kurgulandı ve beni ziyarete geldiklerinde açıklama yapıldı. Dolmabahçe olunca başka bir format gibi ifade edildi. Bunun ötesinde bir anlam yoktu. Cumhurbaşkanına bilgi verdiler vesaire… O gün benim hiçbir görüşmem olmadı. Ta ki akşam yurtdışına gidene kadar.

“O gün her ayrıntıyı Cumhurbaşkanı biliyordu, bu külliyen yalan bir durum. Bir de arkadaşlar bunlar o kadar çok yalan söylüyorlar ki, yalan makinesine dönüştüler. Her ayrıntı yalan. Tamamen uydurma.

“Bu izleme heyetiyle ilgili de, sayı verdiler, isimleri verdiler. O gün de ben açıkladım, yalan diye. Bunların hiçbiri doğru değildi. Bu meseleyi izleme heyetine dayandırmak da anlamsız. Öcalan bir çağrı yapacaktı yaptı. Basına yansıdı, herkes tartıştı. Bunu başka bir heyete aktarmasına bir ihtiyaç yoktu. İmralı bir talk show alanı de değil. bu mesaj zaten verildi. Oturma meselesiyle ilgili de yakışıksız şeyleri oldu, ben gerekeni söyledim ve sorunu çözüldü. “