BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Grup toplantısının yapıldığı sırada Van'da seçilmişlerin yargılandığını ve orada bir tiyatro oyununun sahnelendiğini söyleyen Demirtaş, "Seçilmişler dahil olmak üzere 12 yöneticimizin de olduğu BDP Van davası basında geçen adı ile 'KCK' davası yeni başladı. 7 ayı aşkın süreden sonra ilk defa hakim karşısına çıktılar" dedi.

"ERDOĞAN 'VAN'I İSTİYORUM' DEDİ, OPERASYONLAR YAPILDI"

Demirtaş, "Van'da belediyemize oy vermeyen Vanlılar dahi Bekir Kaya ve ekibinin çalışmasından büyük bir mutluluk duyuyordu" diye konuştu.

Demirtaş, Erdoğan'ın "Van Belediyesi'ni ne pahasına olursa olsun alacaksınız" sözünden sonra operasyonun yapıldığını söyledi ve "Belediyeyi bu şekilde kazanabileceğini düşünen siyasi anlayışa ben hayret ediyorum," dedi.

MEDYAYA ELEŞTİRİ

Hazırlanan iddianamenin kopyala-yapıştır yöntemi ile hazırlandığını söyleyen Demirtaş, Paris'te 3 Kürt kadın siyasetçinin öldürülmesinin ardından Diyarbakır'da düzenlenen cenaze töreninin en önemli gündem maddesi olduğunu, cenaze töreninde 'barış mesajı' verildiğini söyleyerek, medyanın bunu görmediğini belirtti ve "Ama buna rağmen Diyarbakır'da o mesaj görülmeyerek yemek programlarının verilmesi Türkiye açısından bir trajedidir. Medya bu trajediyi yaşadı. O saatte yemek programı yayınlayan medya patronları elini vicdanına koysun ve 30 yıldır bu savaşın içinde nasıl yer aldılar bunu sorgulasınlar. Şimdi aynı yöntem uygulanacaksa barışın ve çözümün dili nerede kaldı?" diye sordu.

'FRANSIZ SAVCININ AÇIKLAMALARI TATMİN EDİCİ DEĞİL'

Paris Cumhuriyet Savcılığı'nın Paris'teki cinayete ilişkin soruşturmayla ilgili yaptığı açıklamaya değinen Demirtaş, "Fransa'da savcının yaptığı açıklamada ortaya çıkan bilgiler tatmin edici olmaktan uzaktır. Gerçek neyse onların arkasındaki irade ve güçlerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Fransa'ya düşen budur. Fransa devleti bu olanaklara sahiptir. Aradan 10 gün geçti. 10 gündür yürütülen çalışma sonucunda ortaya çıkacak olan bu mudur? Bu kadarına mı ulaşıldı? Savcı tutuklanan kişinin oraya girip çıkarken görüntüleri var diyor. Demek ki o büro 24 saat izlenen bir bürodur. Demek ki elde o büronun tüm hafta kayıtları var. 10 gündür bu kadarına mı ulaştınız. Başka bir istihbarata ulaşamadınız mı?" dedi.

"ALMANYA’DA HANGİ KÜRT SİYASETÇİ İNFAZ EDİLECEK?"

Cinayetin aydınlatılması için Türkiye'nin de sorumluluklarını yerine getirmesine gerektiğine işaret eden Demirtaş, "AKP Genel Başkan Yardımcısı (M. Ali Şahin) Almanya'da da olabilir diyor. Neye dayanarak bunu söylüyor. Başbakan bunu açıklasın. Kim kimi nerde infaz edecek. Elinizdeki listeye göre hangi Kürt siyasetçisi infaz edilecek? Bunu açıklamanız lazım. Paris de bilginizde miydi? Nokta atış yaparak Almanya'da olacak diyor" dedi.

"TÜRKİYE ÖNLEM ALACAK, YOKSA SORUMLU ONLAR OLUR"

Demirtaş, "Almanya'da hangi Kürt siyasetçisi infaz edilecekse ya Türkiye bunu söyleyecek ya da önlem alacak; yoksa sorumlu onlar olacaktır. Sürecin selameti açısından Paris suikastının aydınlatılması önemlidir. Bu basit bir olay değildir. O halde samimi isek birlikte çözecek diyorsak hükümetin buradaki tavrı turnosal kağıdı olacaktır. Üstünün kapanmaması için hükümet de elinden geleni yapsın" ifadesini kullandı.

TUTUKLANAN AVUKATLAR

ÇHD'ye yönelik operasyona değinen Demirtaş, ÇHD yöneticilerinin ve avukatlarının halk tarafından bilinen insanlar olduğunu söyledi. Demirtaş konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

"Hükümete karşı muhalif tavırları. Suriye politikasına karşı eleştiren tavırları da gizli saklı değildir" diyen Demirtaş, "Bunlar haftanın 5 günü adliyede işini yapan insanlardır. Sabahın 5'inde evlerinin kapıları kırılarak, kelepçelenip işkence yapılarak gözaltına alınıyor. Avukatın başına bu gelirse o ülkede hiçbir kimsenin güvencesi yoktur.

"Tıpkı Asrın Hukuk Bürosu'na yapıldığı gibi. Aynı zihniyetin ürünüdür bunlar. Bunları yapan çetelere şaşıyorum. Yüzlerce komplo dosyası hazırladınız bu kadar mı acemice olunur. Bu çetelerin zeka seviyesini de ortaya koyuyor. Bu kadar ucuz tezgah olur mu? Grup Yorum'un bağlama gitarından parmak izi alıyorlar. Gözaltına aldığı avukatın telefonundan mesaj atıyorlar. Tutuklama kararına bir gün öncesinin tarihini atıyorlar. Tamam komplocusunuz, ama uzmanlaşın artık."

"TÜRKİYE SURİYE’DE KURULACAK DÜZENE YÖNETİM OLMAK İSTİYOR"

Demirtaş, Suriye'de Esad'ın politikalarının kabul edilebilir olmadığını söyleyerek, "Esad gibi diktatöryal rejime karşı yeni uluslararası diktatörlükler kurmak çözüm değildir. Oradaki halkaların inancı, kültürü ve tarihi ile birlikte bir arada yaşayacağı ortamı sağlayabilmektir çözüm. Türkiye'nin düştüğü çıkmaz da budur. Türkiye orada kurulacak yeni düzene yönetim olmak istiyor. Politikası budur," dedi ve şöyle devam etti:

"Kimse orada katliamların arkasına sığınarak kendi kirli çıkarlarının hesabını yapmamalıdır. Suriye'de halkların hangisi Türkiye'ye düşmandır. Peki sizin verdiğiniz cevap ne. Ceylanpınar'dan Serêkaniyê'ye çeteler göndermektir. Bu çeteler ile Suriye Kürdistanı'nda sivilleri katletmek midir sizin politikanız. Bunu nasıl destekleriz biz. Dışişleri Bakanı ve Başbakan'a yüz yüze söyledik. Suriye'deki Kürtler, Türkiye'nin düşmanı değil. Türkiye'nin politikası da düşmanlık üzerine olmamalıdır. Güney Kürdistan hükümeti ile yıllarca kavga ettiniz peki ne kazandınız? Doğru olan ilişkileri geliştirmektir. Suriye'de bu niye yaşanmasın."

"SEREKANİYE'YE YÖNELİM DİYARBAKIR'A YÖNELİMDİR"

"İçerde barış söylemi yapılırken oraya çeteleri göndermek kimi inandırır" diyen Demirtaş, Serêkaniyê'de atan kalbin Diyarbakır'da atan kalp ile aynı olduğunu söyledi. Demirtaş, "Oraya yönelim Diyarbakır'a yönelimdir. Oradaki Kürtler öz güçleri ile çetelere karşı direniyorlar. Direnenlerin önünde saygı ile eğiliyoruz. Bir halkın kendi geleceğini çizmek isteğinden daha meşru bir şey olabilir mi? Rojava halkının yalnız olmadığını söyledik. Halen o söylemin ardındayız. Türkiye'de Kürt sorununun çözümü ile Suriye'de çözüm doğrudan bağlantılıdır" dedi.

NUSAYBİN'DEKİ MİTİNGE KATILIM ÇAĞRISI

Demirtaş, hafta sonu Nusaybin'de yapılacak mitinge katılma çağrısı da yaptı. Suriye Kürtlerine ilişkin yardım kampanyalarının merkezileşmesi gerektiğine işaret eden Demirtaş, "Önümüzdeki günlerde merkezileşecek olan bu kampanyaya ilişkin biz parti olarak elimizden geleni yapacağız. Rojava halkının içi rahat olsun özgürlük onların yanındadır" dedi.

"HALK OLABİLECEK MİYİZ?"

Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmaya ve Kürt sorununda "yeni süreç" olarak lanse edilen sürece değinen Demirtaş, Başbakan'a "Siz Kürtleri bir halk olarak görüyor musunuz? Halk olarak görmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu. Demirtaş, bu sorunun cevabının süreç ve yaklaşım hakkında cevap vereceğini söylerken, "'Kardeş olalım, gelin-damat olalım' tamam bunlar güzel. Halk olacak mıyız peki?" dedi.

Erdoğan'ın 'Kürt sorunu yoktur' sözlerini hatırlatan Demirtaş, "Tamam katılıyorum evet devlet faşizmi vardır. İnkarcı ve asimilasyoncu devlet faşizmi. Ama her halde onla aynı şeyi kast etmiyoruz" diye konuştu.

"BİZ YAPSAK MEDYA DAR AĞACINI KURMUŞTU"

"Bir halkın gasp edilmiş haklarının iadesini bekliyoruz," diyen Demirtaş, "Eğer bu süreç ilerleyecekse bu sorulara cevap verin. Şu 10 gün içinde Başbakan'ın yaptığı açıklamaları biz yapsaydık medya dar ağacını kurmuştu. Nusaybin'de öldürülen polis de candır, onun anası da ciğerdir; ama Malatya'da ailelerine bile vermediğiniz Çukurca'da operasyon bölgesinde beklettiğiniz gerilla da candır, onun annesi de ciğerdir. Zorlu bir süreç olacak; ama biz halkımıza ve kendimize güveniyoruz" ifadesinde bulundu.

"SÜRECİ TEK BAŞINA AKP’YE BIRAKMAMAK LAZIM"

Kendilerinin barışa hazır olduğunu söyleyen Demirtaş, karşılarında oyun yapmaktan vazgeçmiş bir hükümet görmek istediklerini söyledi. Demirtaş, "Halkımız onurlu bir barışa ve müzakere sürecine hazırdır. Somut adımları gördükçe ilerlemekten ve adım atmaktan çekinmeyeceğiz. Bu süreci tek başına hükümete de bırakmamak lazım; çünkü beceremezler. 'AKP bu sorunu çözer' rehavetine kapıldığınız anda tıkanma yaşanabilir ve süreç ilerlemez. Süreci AKP'nin merhametine bırakamayız" dedi. (ANF)