Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı, Genel Başkan Yardımcısı Av. Meral Danış Beştaş ile birlikte gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Abdullah Öcalan ile ilgili "ailesi görüşebilir; ama avukatlar noktasında, onu bir kenara koyun" şeklindeki sözlerine yanıt verdi. Demirtaş, "'Başbakan arzu ederse görüştürür arzulamaz ise görüştürülmez' diye bir kanun yok. Bu bir anayasal haktır" açıklamasında bulundu.

'AVUKATLARIN TUTUKLULARLA GÖRÜŞMESİ CMK'DE DÜZENLENMİŞTİR'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Öcalan ilgili söylemlerine yönelik olarak ise, "Başbakan'ın dünkü açıklamalarında çok açık şekilde bu hukuksuzluğun devam edeceğine dair izlenim edindik. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bir defa avukatların hükümlüler ile tutuklular ile görüşmesi Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) düzenlenmiştir. Yani Başbakanca tanınmış bir yetki değil," dedi.

Demirtaş, "'Başbakan arzu ederse görüştürür arzulamaz ise görüştürülmez' diye bir kanun yok. Bu bir anayasal haktır. Anayasadan gücünü alan, meşruiyetini alan, CMK'den ve avukatlık kanununda da açık bir şekilde düzenlenmiş bir hakkın Başbakan tarafından bu kadar aleni bir şekilde kullandırılmayacağına dair beyanlarda bulunması çok yanlış olmuştur," açıklamasında bulundu.

Başbakan Erdoğan'ın "Aile gidip görüşebilir" sözlerine karşılık olarak da, "Tabi ki Sayın Öcalan ailesi ile görüşebilir. Avukatları da görüşebilir. Bu konuda hiçbir hukuki yasal engel yokken, Sayın Başbakan'ın çıkıp 'avukatlar olmaz, görüşemez' demesini ben çok yanlış buluyorum. Bir defa hukuki değil. Söylediğin şeyin; hiçbir Anayasal dayanağı yok. Avukatların görüşüp görüşmemesi Başbakan'ın iznine tabi değildir. Bence bu konuda artık hukuksuzluktan vazgeçilip yasaların uygulanması gerekiyor," dedi.

'İMRALI İLE DÜZENLİ GÖRÜŞMELER BİLE AÇLIK GREVLERİNDE YUMUŞAMAYI BAŞLATABİLİR'

Demirtaş, "Sadece avukatların düzenli yapacağı görüşmeler ile İmralı'ya gidiş ile ilgili düzenli görüşmelerin başlaması ile bence açlık grevleri ile ilgili bir yumuşamanın başlayabileceğini düşünüyorum," açıklamasını yaparken, cezaevinde yapılan görüşmelerde bunun sinyalini aldıklarını belirtti.

'İMRALI'DAKİ TECRİT MESELESİNDE SOMUT BİR ADIM ATILMIŞ DEĞİL'

Açlık grevlerini bitirebilecek bir pozisyon yaratılamadığını söyleyen Demirtaş, anadilde savunma ile ilgili Adalet Bakanlığı'nın açıklamasına dikkati çekerek, "Önümüzdeki hafta başında bu konu ile ilgili yasal adımların atılacağı Bakanlar Kurulu'na ve Parlamento'ya sevk edileceği yönünde açıklamaları vardı. Biz bu adımı da önemsiyoruz. Bu konuda mutlaka hızlı hareket edilmelidir. Ama yine ciddi bir hukuksuzluk olarak bir buçuk yıldır kesintisiz devam eden İmralı'daki tecrit meselesinde de maalesef hiçbir adım atılmış değil" dedi.

'TÜM YOLLAR TIKANIRSA MİLLETVEKİLLERİ DE GREVE GİDEBİLİR'

Demirtaş milletvekillerinin de açlık grevine başlayabileceğini belirterek, "Eğer bütün bu yollar, görüşmeler çözüm arayışları tıkanırsa milletvekillerimizin de bu konuda bir kararlılığı var. Yani bunun yeri neresi olur? Parlamento mu olur? Başka bir yer mi olur? Bu konuda meclis grubumuz tartışacak bir karara varacaktır," dedi.

'HERHANGİ BİR MÜDAHALE ÇOK TEHLİKELİ BİR GİRİŞİM OLUR'

Açlık grevcilerine fiziki müdahale konusuyla ilgili soruları da cevaplayan Demirtaş, "Adalet Bakanlığı'nın da Başbakan'ın da, Sağlık Bakanı'nın da fiziki bir müdahalenin olmayacağı yönündeki açıklamalarını biz bir taahhüt olarak kabul ediyoruz," dedi ve ekledi: "Bunun ötesine geçecek herhangi bir müdahale çok tehlikeli bir girişim olur."  

'MEKTUP ÇALIŞMALARIMIZ OLDU, ÇABALARIMIZ DEVAM EDİYOR'

Demirtaş ayrıca Leyla Zana'nın açlık grevi eylemleri ile ilgili Avrupa Parlamentosu'na (AP) yazdığı kişisel mektuptan da bahsederek, "Eşbaşkanlar olarak benzer bir mektup çalışmamız oldu. Yani bütün milletvekillerimiz, hepimiz açlık grevleri ile ilgili büyük bir çaba gösteriyoruz" cevabını verdi.

Demirtaş açlık grevleri ile ilgili olarak herkesle görüşülebileceğini de belirtti. (anf)