BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın BDP’ye yönelik eleştirilerine tepki göstererek "Diyor ya neyi çözdünüz BDP olarak? Hiçbir şeyi çözmediysek, senin dizlerinin bağını çözdük. 12 Haziran geliyor BDP’den korkuyor kendisi" diye konuştu.

Demirtaş Başbakan’ın BDP’ye yönelik "Kanla besleniyorlar" sözüne tepki göstererek "BDP mazbata için gençlerin ölümünü istiyor demek büyük bir vicdansızlıktır. Kim kaos planı peşinde açıkla, bilgin belgen yoksa karnından konuşma" dedi.

“KADINLAR AKP’Yİ ZOR DURUMDA BIRAKMAK İÇİN KENDİLERİNİ ÖLDÜRTÜYOR”

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM Grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. BDP’nin kadın milletvekilleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerine katılmaları nedeniyle, grup toplantısında bulunmazken Demirtaş, konuşmasına kadınlar gününü kutlayarak başladı.

BDP’li kadın milletvekillerinin 8 Mart etkinlikleri çerçevesinde kadınlara yönelik baskılar konusunda toplumu bilinçlendirmek için yoğun çalışmalar yaptığını belirten Demirtaş, kadınların özgür ve eşit olmadığı hiçbir toplumda hiçbir erkeğin ‘ben özgürüm’ diyemeyeceğini belirtti. Son günlerdeki kadın cinayetlerine dikkat çeken Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın kadın cinayetlerine ilişkin rakamlar konusunda muhalefeti eleştirdiğini hatırlatarak "Neredeyse kadınlar AKP’yi zor durumda bırakmak için kendilerini öldürtüyorlar diyecek. Cinayetler ortada Başbakan abartıldığını söylüyor" dedi.

"KOCAM BENİ ÖLDÜRECEK DİYEN KADINI KORUYAMIYORSUN NEYİN ALÇAKLIĞINDAN BAHSEDİYORSUN"

Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın ‘kadına şiddet uygulayan alçaktır’ sözünü hatırlatarak "Seni protesto etti diye, saçından sürükleyen, tekmeleyen, süründüren, tokatlayan, çocuğunu düşürten de alçak mıdır? Sadece kocası döverse şiddet olur, gerisi hepsi mubahtır, hükümet buna göz yumar. Töre cinayetlerini, kadına yönelik katliamı durduramayan hükümet politikasından söz ediyoruz. Gidip savcıya boşandığım eşim beni öldürecek diye başvuran kadını koruyamıyorsun, neyin alçaklığından söz ediyorsun. 10 kişinin yaptığı basın açıklamasına bin polis görevlendiriyorsun ama eşim beni öldürecek diyen kadına bir koruma veremiyorsun, devlet olarak koruyamıyorsun" diye konuştu.

"MECLİS’E 275 KADIN MİLLETVEKİLİ YAKIŞIR"

Siyasette kadın temsil oranıyla BDP’nin ne kadar övünse az olduğunu belirten Demirtaş "Barış ve demokrasi için Meclis’e 275 kadın milletvekili yakışır. Yürekten istiyoruz. BDP olarak o kampanyanın arkasında olacağız. Kadın arkadaşların yürüttüğü bu mücadeleyi desteklemek erkek arkadaşların boynunun borcudur" dedi.

"KADINDAN SORUMLU BAKAN KURTLAR VADİSİ İZLİYOR"

 

Okul kitaplarında kadın ve erkeğin rolüne ilişkin yaklaşımı eleştiren Demirtaş, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun bir kadın olarak çocukların bu şekilde yetişmesine izin verdiğini söyledi. Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın Kurtlar Vadisi dizisini izlediğini belirten Demirtaş "Aman Allah’ım, çocuklara kadınlara tavsiyesi bu. Diğer dizileri izleyemiyorum, onu izliyorum, verdiği mesajları önemli buluyorum diyor. Eğer kadın daha özgür olsun istiyorsak, kadın mücadelesine daha fazla destek vereceğiz. Aleviler, kadınlar, Kürtler açısından nettir ki; ne kadar az AKP o kadar çok özgürlük" diye konuştu.

"HERKES SANA METHİYE Mİ DÜZECEK?"

Türkiye’de bir yandan toplumsal muhalefetin ayakta olduğunu diğer yandan da ‘toplumsal muhalefeti nasıl bastırabilirim’ diyen bir yönetim anlayışının olduğunu kaydeden Demirtaş, gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasına tepki gösterdi. Darbe girişiminde bulunanların yargılanması gerektiğini ancak muhalefetin de susturulduğunu ifade eden Demirtaş şöyle konuştu:

“2003 ÖNCESİNE SORUŞTURULMUYOR”

"Ergenekon denen derin devlet yapılanması 1950’den beri vardır ve yapmadıkları kirli iş kalmamıştır. Ama şu anda İstanbul’da savcıların yürüttüğü soruşturmada, 2003 öncesine yönelik tek bir soruşturma yoktur, o dönemdeki suçlarla ilgili tek bir sanık yok. Binlerce kişi tutuklu, yüzlerce kişi hala operasyon tehlikesiyle bekliyor ama 2003’ten önce derin devlet yokmuş gibi soruşturma 2003 sonrasını kapsıyor. Savcıların bu tutumu hukukun üstünlüğünden mi kaynaklanıyor? Ele geçen belge ve bilgilerde geçmiş dönemdeki suçlara ilişkin beyan ve itiraflar var ama hiçbir savcı onlarla ilgili soru sormuyor. AKP’yi düşürmek için elbirliği yaptınız, en büyük suçu işlediniz diyerek herkesi topluyorlar. Tamam hükümete yönelik hukuk dışı yönelimler suçtur, gereği yapılsın, ama hükümeti düşürmek için, yıpratmak için bir gazeteci, gazeteci olarak işini yapsa bu suç mudur? Herkes sana methiye mi düzecek? O da gazeteciliktir, senden hazzetmeyebilir, aleyhine kitap yazar, seninle ilgili kirli iş varsa belgesini toplar, yayınlar bu da iştir, suç değildir. Herkes sana mı hizmet edecek? Savcıların bu yanlı tutumunu muhalefet olarak yakından izliyoruz, hassasiyetle değerlendiriyoruz. Sanmasınlar ki sadece kendileri dinliyorlar, izliyorlar. Bunlar gün yüzüne çıkacak."

"KILIFINA UYDURURLAR, TEZGAHI HAZIRLARLAR TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM YATAKLIKTAN İÇERİ ATARLAR"

Başbakan Erdoğan’ın gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu kimsenin olmadığı yönündeki sözlerini de değerlendiren Demirtaş, "Dünyanın hiçbir yerinde gazetecilik yapıyor diye tutuklamazlar. Kılıfına uydururlar, tezgahı hazırlarlar, seni terör örgütüne yardım yataklıktan tutuklar içeri atarlar" dedi. AKP’nin basının yanı sıra sendikalar üzerinde de baskı uyguladığını belirten Demirtaş, özellikle KESK ve KESK’e bağlı Eğitim Sen üzerinde baskıların yoğunlaştığını söyledi.

İSMAİL BEŞİKÇİ’YE DESTEK

Yazar İsmail Beşikçi’nin 17 yıl cezaevinde kalmış bir isim olduğunu, ‘Kürdistan’ ifadesi nedeniyle yine hapis cezasına çarptırıldığını kaydeden Demirtaş, "Daha ne kadar yatıracaksınız, bir aydını düşüncelerinden dolayı. Bize yönelik ağır eleştirileri de olsa, Beşikçi hocanın özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

 

"KÜRT AYDIN VE SANATÇILARINA TEHDİT NEREDEN GELİRSE GELSİN KABUL ETMEYİZ"

BDP olarak ifade özgürlüğüyle ilgili ‘amalı, ancaklı’ konuşmadıklarını, Kürt aydınlarına, sanatçılarına yönelik nereden gelirse gelsin özellikle yaşam hakkıyla ilgili tehditleri kabul etmeyeceklerini ifade eden Demirtaş, "Düşünceleri ne olursa olsun, bizlere yönelik tarzları ne olursa olsun, biz düşüncelerimizle karşılık vereceğiz. Bunun dışında hiçbir yöntem bizim tarafından kabul görmez. Yaşam haklarına yönelik tehdidi biz kendi yaşam hakkımıza yönelik tehdit olarak algılarız. Bu arkadaşlardan ricamız, bu tartışmalar üzerinden birliğimizi zayıflatmaya yönelik bir tarz sürdürülüyor, buna alet olmamaya dikkat etsinler. Biz her türlü farklılığımızla birlik olursak sorunlarımızı çözeriz" dedi.

BAŞBAKAN’A "ABDÜLHAMİT" BENZETMESİ

Gazetecilerin artık otosansüre başladığını, telefonlarının dinlendiğini, fişlendiğini belirten Demirtaş, BDP’nin yasadışı telefon dinleme ve izlemelerle ilgili kanun teklifinin gündeme alınmasını isteyerek "Bir Abdülhamit döneminde insanlar bu kadar korkuyordu bir de Recep Tayyip Erdoğan döneminde korkuyor. Çocuklar tarih kitaplarını okuduklarında bir Abdülhamit paşa varmış diyecekler bir de Recep Tayyip Erdoğan paşa varmış, o dönemler istibdatla geçmiş diyecekler" diye konuştu.

"BİLGİN BELGEN YOKSA KARNINDAN KONUŞMA"

Başbakan Erdoğan’ın BDP’ye yönelik eleştirilerine ve "kanla besleniyorlar" sözüne de tepki gösteren Demirtaş, "Başbakanın kullandığı üslup, gerilimi başka yerlere taşıma işlemidir. BDP’yi kanla beslenmekten suçlayıp, mazbata için gençlerin ölümünü istiyor demek büyük bir vicdansızlıktır. Eksik, yanlış, farz edelim çözümümüz yok. AKP’nin çözümü ne? Sayın Başbakan bunu açıklayın halka. Sorun BDP değil ki, Kürt sorunudur. Seçimlere gidiyoruz, oy kaygısıyla milliyetçiliğe, şovenizme sarılmış, bize hakaret ediyor. Kimmiş mazbata hesabı yapan? Çık, Kürt sorunuyla ilgili projeni açıkla, ne kadar oy alırsın önemli değil ama en azından 72 milyonun hayır duasını alırsın. Kim kaos planı peşinde açıkla, yoksa bilgin belgen, karnından konuşma" diye konuştu.

"HİÇBİR ŞEYİ ÇÖZMEDİYSEK DİZLERİNİN BAĞINI ÇÖZDÜK"

Başbakan Erdoğan’ın BDP’ye "neyi çözebildiniz" dediğini de hatırlatan Demirtaş, "Hiçbir şeyi çözmediysek, senin dizlerinin bağını çözdük. Şimdi 12 Haziran geliyor BDP’den korkuyor kendisi. Korkacak tabi haklıdır. Bu kadar baskıya, seçim barajına rağmen gümbür gümbür geliyoruz. Bütün demokrasi güçleri birleşecek. Bütün ezenlerin korkmasında fayda var. Ama korkunun ecele faydası yoktur 12 Haziran geliyor" dedi.

Milliyet