Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, partinin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla dayanışma yemeği düzenledi.

Dokunulmazlık meselesi ve belediyelere kayyum atanmasına değinen Demirtaş, "Dokunulmazlık ve kayyum meselesine direneceğiz. Görkemli bir direniş ortaya koyacağız. Ne kimliklerimizi ne belediyelerimizi bu çapulcu anlayışa teslim etmeyeceğiz" dedi.

Demirtaş’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"HDP olarak ülkemizdeki yaşanan tüm problemlere en makul çözümleri ortaya koymaya çalışıyoruz. Bizim pozisyonumuzda hiçbir parti yok. Bu kadar baskıya engellemeye rağmen her gün daha fazla büyüyen etkili siyaset üreterek siyasi şekilenmeye yön veren bir parti yok.

"'Rakip muhalif partilere çağrı yapıyorum gelin ülkenin doğusunda örgütlenin size destek olacağız' diyor. Kime karşı HDP'ye karşı. Bunu söyleyen başbakan bir cümle önce de biz bütün düşüncelere saygılı olacağız diyebiliyor. Bu iki cümleyi bir başbakan aynı konuşmada kurabiliyor. Böyle bir rezillik Türkiye cumhuriyeti siyasi tarihinde görülmedi.

“OY VERENLERİN İRADESİNE NEDEN SAYGI DUYMUYORSUN?”

"HDP'ye oy vermiş 6 milyon insan var 7 Haziran seçimlerinde. Beğenirsin ya da beğenmezsin. Halk iradesi ortaya çıkmış. Saygı duymak yerine MHP ve CHP'ye çağrı yapıyor. Gelin siz örgütlenin diyor. Biz zaten oy almışız sen oy verenlerin iradesine neden saygı duymuyorsun. Sen atanmış başbakan olabilirsin biz de seçilmiş insanlarız. CHP MHP'nin olduğu yerde HDP oy almaz zannediyorsan, biz İzmir'de de varız. Biz Türkiye'nin her yerinden oy alıyoruz. Bu kadar siyasi körlük akılsızlık olur mu?

"Bir eline Bahçeli’yi al bir eline Kılıçdaroğlu'nu al, el ele tutuşun Şırnak'a gidin. Hadi miting yapın. Halkın içerisine çıkacak yüzünüz yok. Gizli gizli gidip geri dönüyorsunuz. Halk elinin tersiyle sizi kovar diye bildiğiniz için gidemiyorsunuz. O halde sen bizim başbakanımız değilsin. Bize o vermiş insanların başbakanı değilsin. Başbakana bu sözlerini düzeltme çağrısı yapıyorum. Böyle bir hadsizliği kabul edemeyiz. Bu ülkede HDP'ye oy verenler vergi ödüyorlar, askere gidiyor. HDP'yi bu şekilde ötekileştirmelerine izin vermeyeceğiz. Ülkenin babalarının malı gibi davranmalarına izin vermeyeceğiz. Başbakan hadsizliğini bu şekilde sürdürürse iç savaş propagandaları yapmış olur. Kendisini bu şekilde konuşmaktan men ettiğimizi kabul etmediğimizi belirtiyoruz.

'MİLLETİN ÇOCUĞU GABAR'DA SENİNKİ KUMAR MASASINDA'

"Önce hesap vereceksiniz. Yoksulun çocuğunu Cudi'ye Gabar'a göndereceksin sizin evlatlarınız kumar masalarından kalkmayacak. Sonra HDP vatan haini diyeceksin yok öyle bir şey.

"Bu kadar ikiyüzlü bir iç politika bu kadar ikiyüzlü dış politika yürütecekler, geri dönüp HDP'yi günah keçisi ilan edecekler. 5 Yıldır Suriye'yi karıştırmayı bırakın diye dilimizde tüy bitti. Davutoğlu ve ekibi 10 yıldır ülkenin dış politikasını belirliyor. Şu bir hafta içerisinde ne değişti. Ortalığı cehenneme çevirdiniz. Hiçbir şey olmamış gibi bizim Mısır, Suriye ile bir sorunumuz yok diyorsunuz. Madem yoksa niye savaşı büyüttünüz. IŞİD'e siz silah gönderdiniz. Osmanlı'da olduğu gibi her yer bize ait olacak mantığıyla nerede barbar varsa beslediler büyüttüler. Lübnan'ın başına bela ettiler. Atanmış başbakan çıkmış 'Bizim Suriye ile bir sorunumuz yok' diyorlar.

'REFERANDUM' ÇAĞRISIYLA İLGİLİ ÖZELEŞTİRİ

"Birincisi mülteci statüsü tanımamız lazım. Mülteci statüleri yok. Avrupa'dan gelen kazanıyor, Suriye'den gelenler kazanamıyor. Mülteci statüsü demek çalışma hakkı eğitim hakkı kazanılması demek. Mülteci hakkı tanıdıktan sonra başvuru yapan herkes vatandaş olabilmelidir. Ancak Suriyelilerin iyilerini alalım diplomalı olanları alalım diğerleri gönderelim diyorlar. Partimizin resmi politikası olmayan bir durumu yanlış ifade ettim. Referanduma gidelim diyerek yanlış yaptım. Referandum temel hak ve özgürlüklerde olmaz. Ayrıca bir göç bakanlığı olsun diyoruz. Kendileri ne yapıyorlar seçelim diyorlar. AKP'ye oy verir mi vermez mi ona göre seçecek derdi bu. Derdi insan değil.

"Biz güvenmiyoruz Saray'daki zata. Sicili bozuk çünkü. Kendisi bizzat şaibeli bir şekilde cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Halen diplomasını gösteremiyor. Şaibeli bir şekilde koltuğunda oturuyor. Biz HDP çatısı altında bir araya gelmiş olanlar. Bizim ortak kimliğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Hepimiz Türk olamayız. Türk'ü çıkaralım yerine Kürt koyalım o da olmaz. Mesele Türklük Kürtlük değil, mesele tekçilik meselesi. Hepimiz tek inançta olamayız. Hepimiz birbirimize saygı duyarak bir arada yaşayabiliriz. 'Tek dil olacağız tek din olacağız bunu inkar eden vatan hainidir. Onlar da yok edilmelidir' diyorlar. Hiç kimse kendi inancından vazgeçmez. Bize dayatılan bu biz de inadına çok kimlikle çok dille çoğulcu yaşacağız."

İÇ SAVAŞ

"İç savaşı önlemenin tek yolu kendi kimliğimizi koruyup başkasının kimliğine saygı duyup anayasal güvence isteyeceğiz. HDP bunu yapıyor yapmaya da devam edecek.

BELEDİYELERE KAYYUM

“Dokunulmazlık ve kayyum meselesine direneceğiz. Görkemli bir direniş ortaya koyacağız. Ne kimliklerimizi ne belediyelerimizi bu çapulcu anlayışa teslim etmeyeceğiz. Bu iş öyle kolay olmayacak"

ZİLAN KATLİAMI

"Bundan 86 yıl önce Ağrı Zilan deresinde bu günlere benzer tarihi anlar yaşanıyor. 15 bin sivil Kürt öldürülüyor. O dönemde gazeteler 'Zilan deresi eşkıyadan temizlendi' diye. Tıpkı bugün 'Cizre teröristlerden temizlendi' dediği gibi. 86 yıl geçmiş aradan kafa aynı kafa zihniyet aynı zihniyet değişen tek şey var biz eski biz değiliz. Daha güçlü daha örgütlüyüz. Bütün bunların hesabını sorabilecek güçteyiz. Hukuksuzlukların hesabını soracağız bu iş de mahşere kalmayacak."