İstanbul'da yüz binlerce kişi Kazlıçeşme Meydanı'nda bir araya gelerek Newroz'u kutladı. İstanbul'daki etkinliğe katılması planlanan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, program değişikliği ile Bingöl'deki kutlamalara katılmak için bu şehre giderken, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş şal û şepik (yöresel bir kıyafet) giyerek kutlamaya katıldı.

BDP İstanbul milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel ile ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve çok sayıda siyasetten temsilcilerin bulunduğu platformda konuşan Demirtaş, herkesin Newroz'unu kutlayarak, "Binlerce defa Newroz kutlu olsun; Newroz'a we pîroz be" diyerek sözlerine başladı ve sürece ilişkin açıklamalarda bulundu:

'BU NEWROZ YENİ BİR SÜRECİN MÜJDECİSİ'

"Hiçbir Newroz ateşi boşuna yanmadı. Her Newroz ateşi yeni bir karanlığı aydınlattı. Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere özgürlük talepleri gösterdi. Yolunu çizgisini şaşıranlara 'işte özgürlük yolu budur' dedi her Newroz," diye konuşan Demirtaş, bu Newroz'un da yeni bir sürecin müjdecisi olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugünlere gelene kadar Newroz'un hiç de küçümsenmeyecek bedeller ödediğini sözlerine ekleyen Demirtaş, "Bu vesileyle Sakine, Leyla, Fidan arkadaşlarımızın şahsında Newroz'u Newroz yapan, özgürlük mücadelesini, bütün şehitlerimizi saygıyla anmak istiyorum. Bugünleri bize gösteren, meydanlarda tek ses olmamızı sağlayan bütün değerlerimizi hasretle anıyorum."

'ÇÖZÜMÜN FOTOĞRAFI BUDUR'

Uzun uzun siyasi gelişmelere dair konuşma yapmayacağını söyleyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kazlıçeşme meydanı, bu fotoğraf mesajların en iyisidir, anlamak isteyene görmek isteyene, duymak isteyene. İşte mesaj budur. Çözüm dili sürecin dili budur. Çözüm nasıl olacak diyenlere işte Kazlıçeşme meydanında bütün ezilenler el ele vermişler. Çözümün fotoğrafı budur diyorlar. 'Bu süreçten ne çıkacak' diyenler bu fotoğrafı dikkatle izlesinler. Kürdüyle, Türküyle, Ermenisi, Lazı, Çerkezi'yle, emekçisiyle, öğrencisiyle, kadınıyla, genciyle, kendi diliyle, bayrağıyla, rengiyle yan yana yaşamaktır çözüm. Çözüm Kazlıçeşme Meydanı’ndaki duruştur. Eğer gerçek bir özgürlük çıkacaksa bu meydanın yansımasıdır çözüm. Verdiğimiz bütün mesajlarda HEP'ten bugüne kadar yaptığımız bütün konuşmalarda Kürt sorunu konuşularak müzakere ile çözülür dedik. Bu talebimizde ısrarcı olduk. Sizler bunun için binlerce defa miting yaptınız, görkemli direnişlerle bu yöntemi esas kılmak için çok uğraştınız. Ve biz verdiğimiz bu mesajlarla meseleyi bugünlere getirmek istiyorduk. Türk, Kürt gençleri bu sorunun çözümü için ölmesin diye uğraşıp durduk. Geldiğimiz nokta bu bedellerin bir sonucudur. Kimsenin bu topluma, Türkiye toplumuna, bize bir lütfü armağanı değil. Keşke onbinlerce evladımız yaşamını yitirmeden bu barış sürecini konuşarak, çözüm anlayışını oluşturabilseydik. Fakat geç oldu; ama böylesine bir sürecin en anlamlı gelişmesi olarak başından beri ifade ettik. Hükümetin de arkasında olduğu bir heyetin Öcalan'la görüşmesinin en doğrusu olduğunu söyledik ve bundan vazgeçmedik."

'SİYASETÇİ MİSİNİZ DOZER OPERATÜRÜ MÜ?'

Birilerinin çözümden rahatsız olduğunu söyleyen Demirtaş, "Tek bir çözüm önerisinde bulunmadan 'neden Öcalan'la, BDP ile PKK ile görüşmeler oluyor' diye feryat figan ediyorlar. Bazıları 'Kandil'i dümdüz edelim' diyor. Çözüm önerisine bakar mısınız. Siyasetçi misin dozer operatörü müsün? Tek bir çözüm önerisi olmayanlar 'burayı yakalım basalım' diye her tarafı kışkırtmaya çalışıyorlar. Ben buradan sormak istiyorum. Siz hiç Şırnak'ta, Gabar'da, Cudi'de gece yarısı bir nöbet kulübesinde nöbet tuttunuz mu? 'Kandil'i dümdüz ederiz' diyenler gitsinler bir gece Cudi'de nöbet tutsunlar bakalım Kandil dümdüz oluyor mu olmuyor mu? Ankara'dan sallamak kolay oluyor tabi. Vatan millet Sakarya edebiyatı yapanlar, bakın ayda 3 bin maaşla özel orduya 5 bin kişi bile başvurmadı. Gençler savaşmak istemiyor bunu daha anlamadınız mı?" dedi.

Türk ve Kürt gençlerinin de mesajının bu olduğunu söyleyen Demirtaş, "Bir masa etrafında sorunu tartışmaktan kimse zarar görmez," dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:

 "Eğer birlikte ama eşitçe, onurluca yaşamak istiyoruz diyorsak ve siz buna karşı çıkıyorsanız sizin o halde bu çözümden daha demokratik bir model önermeniz gerekiyor. Eğer çözüm öneriniz yoksa susun yerinizde oturun. Bari insanları kışkırtmaya çalışmayın."

'BİZ AKP İLE SEÇİM İŞBİRLİĞİ YAPMIYORUZ; AMA MÜZAKERE MASASINI DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Barışın teslim olmak olmadığını söyleyen Demirtaş, "Barış demek hakkı olanı teslim almaktır. Biz gasp edilen, zorla alınan Türkiye'nin ezilenlerinin olan haklarımızı teslim almak istiyoruz. Kimsenin cebinden bir şeyler çıkarıp başkasının cebine koymak değildir barış. Alevi halkının inancı, Alevi halkına aittir. Kürtlerin dili kendilerine aittir, özgürce yaşasınlar barış budur işte. Bunun gerçekleşmesi önünde engeller varsa siyaset olarak elimizi taşın altına sokarak bunları çıkarmamız lazım," dedi.

"BDP olarak Hükümet'in görüşmeye, müzakereye dair adımlarını desteklemeye devam edeceğiz" diyen Demirtaş, "Biz AKP ile seçim işbirliği yapmıyoruz ittifak yapmıyoruz. Muhalefet partisi olarak iktidar partisine karşı muhalefetimizi yapmaya devam edeceğiz. Ama müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz" ifadesinde bulundu.

'BARIŞ DEMEK REHAVET DEMEK DEĞİL'

Demirtaş konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Eğer birileri ısrarla Kürt, Türk gençleri silah bırakmasın diyorsa bu bir yerden sonra savaş kışkırtıcılığı olur. Kürt halkı şu anda yolun yarısındadır. Barış mücadelesi kararlılık, inanç ve sabır işidir. Biz mücadelemize, örgütlü yapımıza, halkımızın fedakar duruşuna güveniyoruz. Sizlerin el ele yürüttüğünüz mücadeleye güveniyoruz, yoksa biz AKP'ye bakarak heyecan duymuyoruz. İktidar sizin güçlü duruşunuzla ancak yol alabilir. Barış demek rehavet demek değildir."

'ROJAVA HALKININ NEWROZ'UNU KUTLUYORUZ'

Suriye Kürdistan'ından (Batı Kürdistan-Rojava) yaşanan devrim sürecine de değinen Demirtaş, "Rojava gün be gün kendi geleceğini örüyor. Örgütlü olmasalar yok olup gideceklerdi. İşte örgütlü halkın neler yapabileceğini gösteren bir süreçtir Rojava. Buradan Rojava'ya, Kürt gençlerine, kadınlarına devrimcilerine, selam gönderiyoruz. Onların da Newroz'u kutlu olsun diyoruz. Yine rehine olarak cezaevlerinde tutulan bütün arkadaşlarımıza sıcak selamlarımızı gönderiyoruz. Onların da Newroz'unu kutluyoruz bir sonraki Newroz'da onlar da bizimle olacak bunun sözünü veriyoruz" dedi. (ANF)