DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 4 sivilin polislerce katledilmesini Kürt halkını potansiyel suçlu gören siyasetin yansıması olarak değerlendirdi ve bunun AKP politikası ile Erdoğan'ın söylemlerinden bağımsız olmadığının altını çizdi. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, 147 gün sonra tahliye edilmesinin ardından DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'le birlikte Diyarbakır DBP Genel Merkez Danışma Bürosu'nda basın toplantısı düzenledi. 

Tutuklanmasının tamamen siyasi olduğunu belirten DBP Eş Genel Başkanı Yüksek'in açıklamarı şöyle: 

'CEZAEVİNDE BÜTÜN HAKLAR ASKIYA ALINMIŞ'

Cezaevlerinde bütün haklar askıya alınmıştır. Sohbet hakkı engellenmiş, tutsaklar bir biriyle görüşemiyor. Sportif faaliyetler yok, avukatla görüşme haftada bir gün bir saatle sınırlandırılmış durumda. O da bir memurun ve kameranın kaydıyla gerçekleşiyor. Dosyasıyla ilgili tutuklu avukatla görüşme yapamıyor. Daha önce tutuklu yakınlarının dışında 3 kişiyle görüşebiliyordu bu engellendi. Açık görüşler 2 ayda bir yapılıyor. Telefonla görüşme hakkı haftada bir iken şimdi 15 günde birdir. Ayrıca psikolojik baskılar var. Kurum müdürleri keyfi uygulamalarda bulunuyor. 

'CEZAEVİNDEKİ SORUNLAR DIŞARIYA YANSILTIMIYOR' 

Gardiyanlar ve müdürler güvenlik gerekçesiyle her şey yapabiliyor. Bu uygulamalar sadece siyasi tutsaklar için geçerli. Adam öldürme, taciz ve tecavüzcüye bunlar uygulanmıyor. Siyasi tutsaklara bütün kısıtlamalar yapılıyor. Siyasi tutsaklar bunlara karşı hak arayışına gidiyor. Ve bu da gerilimlerin yaşanmasına neden oluyor. Bu gerginlikler dışarıya yansıtılmıyor. Arkadaşlarımızın mücadelesi olmazsa ciddi sorunlar yaşanacak. Keyfi uygulamalar had safhada. 

Cezaevi yönetimi her şeyi yapmaya kendilerini yetkili görüyor. Hasta tutsaklar tedavi edilmiyor. Kaldığım koğuşta yanımda kalan bir genç Adana'da bir protesto sonrasında tutuklanmış. Bağırsakları dışarıda plastik bir kaba bağlanıp, sırtına asılmış durumda. Ve 8 aydır ameliyat olamıyor. Doktorlar bu koşullarda ameliyat yapamam raporu veriyor. Ama hastane yönetimi güvenlik gerekçesiyle izin vermiyor. Bu açık bir cinayettir. Cezaevlerinde insanlar bu koşullarda yaşıyor. Cezaevinde gerilim çok yüksektir. Hükümet bu sorunlara çözmez ise kötü haberler alacağız. 

'KOMPLODA PARMAĞI OLANLAR DAHA NET GÖRÜLÜYOR' 

Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise, şunları söyledi: "Arkadaşımız hukuksuzca gözaltına alınıp tutuklandı. Önümüzdeki süreçte olmazsa olmazı demokratik siyasettir. 9 Ekim uluslar arası komplolunun yıl dönümüdür. O dönemde Ortadoğu'ya bir müdahale olduğunu görüyoruz. Komploda parmağı olanların bugünkü koşullarda daha net bir şekilde ortaya çıktı. Sayın Öcalan komplo sonucu Türkiye'ye getirildiği günden bu yana Türkiye'nin geleceği için çaba gösteren kişidir.

AKP tarafından bu süreç sekteye uğratılmış. 2013 yılında başlatılan çözüm süreci son bir buçuk yıldır ülkenin yaşadığı savaş durumu her şeyi özetliyor. Biz bir an önce Sayın Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanmasını istiyoruz. Türkiye'nin demokratik çözümü Kürt sorunun çözümüyle olur. Savaş kazananı yok ama barışta her kes kazanır. Kolombiya'da hala barışta ısrar etmesi çok değerli ve kıymetlidir. Umuyoruz ülkemizde de böylesi bir çözüm olur ve AKP bu uygulamalarından vazgeçer.

'GEVER'DEKİ KATLİAM AKP'DEN BAĞIMSIZ DEĞİL' 

Gever'de bir katliam yaşandı. Bu katliamın yaşanmasında sebebiyet verenlerin hesap vermesi gerekir. Kürt halkını potansiyel suçlu gören siyasetin yansımasıdır. Bu AKP'nin politikası ve Erdoğan'ın söylemlerinden bağımsız değildir. İç savaş çıkarmak isteyenler Gever'den çıkarmak istiyor. Bu olay bir polisin tutuklanmasıyla kapatılmaz. Arkadaki karanlık gücün de ortaya çıkmasını istiyoruz. Devlet güçlerinin yaptığı katliamlarda cezasızlık bugün Gever'de de ortaya çıkarsa sorunun daha da derinleşir. 

'HER GÜN KATLİAM YAŞANIYOR'

Her gün bir katliamla geçiyor. Yarın da 10 Ekim'dir. Hala Ankara katliamı aydınlatılmış değildir. Ankara, Suruç, Amed, İstanbul'da yaşanan katliamlarda ortaya konulan somut bir şey yoktur. Bunların devletten bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. 

Devletin katliamı engellemek yerine zemin sunduğu çok nettir. Bütün bunların toplamına baktığımızda AKP eliyle gerçekleştiğini çok net bir şekilde görüyoruz. Bunlar olmamış olsaydı bugün daha güzel günleri konuşurduk. Ama şimdi savaşı, darbeleri, KHK'leri konuşuyoruz. Darbeciler meclisi bombaladı, AKP şimdi bunu siyasi olarak yapıyor. Meclis işlemiyor çalıştırılamıyor. Meclis KHK'lerle işletiliyor. Temel hakların ortadan kaldırıldığı bir süreci yaşıyoruz. Şuan Türkiye açık bir cezaevine dönüşmüş durumda." 

KAYNAK: DİHA