Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve belediye eş başkanlarının katılımıyla dün DBP Diyarbakır İl Örgütü'nde, belediyelere kayyım atanmasına ilişkin gerçekleştirilen toplantının sonuç bildirgesi açıklandı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile belediyelere kayyum atanması düzenlemesinden sonra 25 belediyeye darbe yöntemleriyle kayyum atandığı savunulan açıklamada, bundan sonra izlenecek yol haritası aktarıldı.

2014 yerel seçimleri sonucunda Kürt il ve ilçelerinde 106 belediyenin yüksek oy oranıyla kazanıldığı hatırlatılan açıklamada, demokrasi ve cinsiyet eşitsizliği krizine karşı alternatif yönetim sistemi olarak eş başkanlık sistemiyle yereli yönetme hedeflenerek göreve başlandığı vurgulandı.

'ÇOK DİLLİ BELEDİYECİLİK'

DBP'li belediyelerin demokratik komünal belediyecilik anlayışının temel ilkeleri olan demokrasi, ekoloji ve kadın özgürlüğünü geliştirmek için birçok çalışmayı, kurumsallaşmayı ve projeleri hayata geçirdiği belirtilen açıklamada, devamla şunlar kaydedildi:

"Aynı zamanda yönetime halkın katılımının arttırılması için halk buluşmaları ve toplantıları yapılmış yine meclis toplantıları zaman zaman halkın içerisinde mahallelerde gerçekleştirilmiştir. Çok dilli belediyecilik uygulamalarına geçilmiş yerel kültürün gelişimi için birçok merkez inşa edilmiştir.

'HER BELEDİYEDE KADIN DAİRE BAŞKANLIKLARI'

“Kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz şiarıyla kentlerde yapılacak uygulamalar halkla birlikte kararlaştırılarak hayata geçirilmiştir. Özellikle partimiz belediyeleri dönemiyle birlikte her yerelde kadın kurumları açılmış her belediyede kadın daire başkanlıkları, müdürlükleri ve birimleri oluşturulmuştur. Halkın kendini ve kentini yönetmeye başladığı alanlardaki birçok baskıya rağmen halkla birlikte mücadele yürütülmüştür. Merkeziyetçi yapısıyla yerelin kültürünü, dilini kısacası iradesini hazmedemeyen yüz yıllık devlet anlayışı baskı ve zor araçlarıyla belediyelerimize yönelmiştir.

'KAYYUM DEVREYE SOKULDU'

“Önce müfettişler marifetiyle aylar süren denetimler başlamış bu denetimler sonucunda herhangi bir usulsüzlük tespit edilmemiştir. Bu yolla sonuç alamayacağını anlayan AKP hükümeti seçilmişleri tutuklamaya ve haksız soruşturmaları gerekçe göstererek görevden alma yöntemlerine başvurmuştur.

“Yine birinci ağızlardan defalarca seçilmişler tehdit edilmiştir. Tüm bu baskı ve zor uygulamalarına rağmen toplumsal belediyeciliği hedef edinmiş seçilmişlerin irade ve kararlılıkla mücadeleyi sürdürdüğünü gören hükümet kayyum yöntemini devreye sokmuştur.

'BELEDİYELER ÜZERİNDEN KÜRT SORUNU DERİNLEŞTİRİLİYOR'

“11 Eylül sabahı darbe yöntemleriyle korsanvari bir şekilde belediyelere zorla girilmiş ve seçilmiş halk iradesine el konulmuştur. Kürt Halkının kendi iradesiyle seçmiş olduğu ve kendisini yönetmeye doğru giden mücadelesi kırılmaya çalışılmıştır. Belediyeler üzerinden Kürt Sorununa dönük çözümsüzlüğü derinleştiren ve çöktürme planı dahilinde tüm savaş araçları topyekun devreye sokulmuştur. Hukuki ve ahlaki hiçbir meşruiyeti olmayan kayyum uygulamasıyla Kürt halkının iradesi yok sayılmış Kürtlerin tüm kazanımları gasp edilmek istenmiştir."

KAYYUMA KARŞI YOL HARİTASI

Alınan kararlar şöyle:

“* Kayyum yasası ve uygulamaları kabul edilmeyecek, seçilmişler görevlerinin başında olacaklardır. Belediye eş başkanları ve meclis üyeleri parti binalarında halkın sorunlarını çözme yollarını geliştireceklerdir.

* Kayyım bir darbe olarak değerlendirilmiş ve darbeye karşı tüm halkımızı, demokratik güçlerini, kadınları, sendikaları ve gençleri tavır koymaya ve mücadeleyi yükseltmeye davet etmiştir.

* Tüm yerellerde halk toplantıları ve ziyaretler gerçekleştirilerek yaşanan süreç halkla paylaşılacaktır. Miting, halk buluşmaları, yürüyüş ve benzeri eylem etkinlikler yapılacaktır.

* Kayyıma karşı belediyelerimiz halkla birlikte nöbet eylemleri gerçekleştirilecektir.

* Hukuk kurallarını yok sayan kayyım uygulamasına karşı ulusal ve uluslararası hukuk mekanizmaları işletilecektir. Öncelikle Anayasa Mahkemesine başvurulacaktır.

* Diplomasi faaliyetleri çerçevesinde Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurumların gerekli yaptırımları uygulamaları için görüşmeler ve eylem ve etkinlikler düzenlenecektir.

* Süresiz ve kesintisiz eylemlerin yanında her pazartesi kayyım atamalarına karşı bu darbeyi tanımayan eylem ve etkinlikler düzenlenecektir.

* Büyükşehir Belediye Meclis toplantıları halkla birlikte gerçekleştirilecektir.

* Kardeş Belediyelerle görüşülerek ortak tavır alınacaktır.

* Kayyum darbesine karşı yerellerde seçme ve seçilme hakkının gaspına karşı seçilmişler ve seçmenler tarafından ilgili mercilere başvuru yapılacaktır.

* Üyesi olduğumuz Türkiye Belediyeler Birliği, Tarihi Kentler Birliği ve diğer ulusal ve uluslararası kuruluşlarda darbeye yönelik eylemler düzenlenecektir.”

Kaynak: DİHA