Başbakan Ahmet Davutoğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ankara katliamının ardından HDP'ye taziye dilemesi ve gelen eleştiriler üzerine "Bugün ölülerimize başsağlığı dilediğimizde, bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor" açıklamasına ilişkin bir soruya, "Sayın cumhurbaşkanımızın kendi takdirleri ama şunu ifade etmek isterim….

Burada taziye evi kim? Taziye kime verilir taziye evi kim. İlk günden itibaren şunu söyledim taziye evi Türkiye Cumhuriyetidir. Büyük bir acı yaşadık Türkiye’nin en büyük taziye evi başbakanlıktır" cevabını verdi.

A Haber kanalında Murat Akgün'ün sorularını cevaplayan Davutoğlu şunları söyledi:

KONYA MİLLİ MAÇTA PROTESTO 

"Konyalı hemşerilerimize haksızlık yapılıyor.

Orada saygı duruşu esnasında çok küçük bir grup slogan atmaya başlıyor saygı duruşu esnasından. Konya’da yeterli açıklamalar yapıldı, acıyı paylaşmak için Konyalılar çok daha fazla hassastır. O sloganları bastırmak için yapılan bir uygulamadır yapılan. Konya’da saygı anlamında ne kadar hassas olduğunu herkes bilir.

KILIÇDAROĞLU ELİNDE NE VARSA AÇIKLASIN’

Kılıçdaroğlu’na sormak lazım, böyle bir şey söylemesini gerektirecek böyle bir şey geçmedi o görüşmemizde. Beni zor durumda bırakacak gizli bir bilgi geçmedi. Sadece istihbarat bilgisi var henüz netleşmedi bilgisini görüştü ki, paylaşmak doğru olmaz dedik.

Beni zorda bırakacak bir şey varsa çıksın açıklasın ben hiç gocunmam. Ne söylediğimi ölçüp tartarak söylerim, ben mahcup olmam onlar mahcup olur. Halkımız görür. Bir daha hiçbir devlet adamı onlara güvenip de hiçbir şey paylaşmaz. Kaybeden ben olmam.

Diyelim ki çok mahrem bir şey paylaştım, güvendim, bir husus paylaştım diyelim. Bunu paylaşmak hangi ahlaka sığar, devlet adamı kültürü olur mu böyle?

Mahremiyete saygı göstermek siyasetin ahlakındandır. Hayatta utanacak hiçbir şey yapmadım, utanacağım bir söz söylemedim.  Ne varsa çıksın söylesin ama bilsinler ki onlar kaybeder.

 DEMİRTAŞıN ‘BİZ OLMAZSAK SAVAŞ ÇIKAR’ SÖZLERİ

İç savaş var diyen kendi belediye başkanları. Sürekli savaş, ayaklanma çağrısı yapanlar onlar. Savaş açanlar onlar.

PKK ile aralarına mesafe koyarlarsa biz mutlu oluruz. Kendi belediye başkanları senin ne haddine iç savaş diyorsun. Kim iç savaş çıkaracak kudrete sahip Türkiye’de. Bu kadar saldırgan bir tutum bu anlama geliyor. Bu milleti bu şekilde tehdit edemezler.

‘Savaş çıkarmak istiyoruz ama çıkarmıyoruz’ demek bu anlama gelir. Senin demokrasiden, barıştan konuşman gerekiyor. Teröristlerin cenazelerine gitmeyenleri soruşturacağım diyorsun sonra iç savaş diyorsun.Demirtaş aslında bu süreçte sürekli çelişkiler içinde bir yerden bir yere sürüklenmenin psikolojini yaşıyor bence. Türkiye’yi kimse tehdit etmeye kalkmasın.

‘DEMİRTAŞ İSTİFA MEKTUBUNU HAZIRLASIN’

Demirtaş o zaman istifa mektubunu hazırlasın. Kimse bilmiyor mu PYD ile PKK’nın organik bağı olduğunu.

PYD, PKK VE PEJAK bunlar aynı yapı içerisindedir. Herkes maskelerini indirsin, iki yüzlü olmasın kimse. Tek kimlikle konuşsun bizimle, her gün gömlek değiştirir gibi kimlik. değiştirmek kimseye fayda sağlamaz.

‘GÜL’ÜN HDP’YE TAZİYE MESAJI’

Sayın cumhurbaşkanımızın kendi takdirleri ama şunu ifade etmek isterim…. Burada taziye evi kim? Taziye kime verilir taziye evi kim.

İlk günden itibaren şunu söyledim taziye evi Türkiye Cumhuriyetidir. Hepimiz aynı acıyı yaşadık.Sadece HDP’ye taziye dilemek orada hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızı HDP ile özleştirmek anlamına gelir. Büyük bir acı yaşadık Türkiye’nin en büyük taziye evi başbakanlıktır. Demirtaş bu taziyeyi kendine mal edemez. Demirtaş’la bir görüşmem olmadı gerek de görmedim.

ACI HEPİMİZİN ACISI

Ben Diyarbakır saldırısında Demirtaş’ı aradım çünkü HDP’ye saldırısı yapılmıştı ama tenezzül edip telefonumuza çıkmadı Demirtaş…

Şimdi benim tekrar aramamı gerektirecek bir durumum yok, zaten taziyeyi beklemeden bizi, beni, cumhurbaşkanımızı katillikle suçlamış neyin taziyesini yapacağız.Artık standartlarımızın olması lazım. Demirtaş’a bir taziyeyi şahsi olarak gerek görmedim. Bütün Türkiye’ye taziye diledik.

DÜŞÜRÜLEN İHA KİME AİT

Hava ihlallerinin olduğu yerlerde DEAŞ yok. Bütün bunları Rusya ile açık yüreklilikler konuşuyoruz.Başbakan olarak o toplantı sonrası gerekli talimatları verdik. Türk hava sahasında milliyeti ne olursa olsun her uçan vasıta ihlal noktasında gerekli şekilde düşürülecek.

Bu İHA Kilis üzerinde fark edildiğinde düşürüldü. Uçak da olsa, helikopter de olsa düşürülürdü özellikle söylüyorum ki hava sahamıza saygı gösterecekler.

Rus yapımı İHA idi ama Rusya ‘bizim değil’ dedi araştırıyoruz. Bilemeyiz bazı milislerin olabilir, PYD’nin olabilir hatta DEAŞ’ın olduğuna dair bilgiler var ama o bölgede DEAŞ yok.

Ama Rus yapımı, kuş bile uçsa demiştim. Az hasarla caydırıcı bir gelişme oldu, uçak da olsa aynısı yapılırdı. Umarız Rusya daha dikkatli bir tavır sergiler. Bizim çevre bölgelerdeki yangının Türkiye’ye bulaşmaması için gerekli kudretimiz vardır.

Bazen MHP’den gelen seslerle Bahçeli’den gelen sesler farklı olabilir. Bahçeli seçimden itibaren istikrarlı bir yol izledi ve hep “Hayır” dedi. Bahçeli’den bunu beklemiyordum açıkçası. Sayın Kılıçdaroğlu ile her görüşmemiz nezaket içinde geçti ta ki son görüşmeye kadar. Ama Sayın Bahçeli ilginç bir şekilde koalisyon görüşmelerinde açıkça hayır dedi.

7 Haziran’dan beri kendisine hiçbir şekilde hakaret, söz olmamasına rağmen bana açıkça her şeye ‘hayır’ dedi. Bunları basına söyleyebilir miyim dedim söyleyebilirsin dedi ben de söyledim.

Bahçeli, 7 Haziran’dan bu yana hayır dedi."  (T24)