Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 2023’te Türkiye’nin en büyük 10 ekonomi arasına gireceği iddiasını “palavra” olarak nitelendirdi

"TÜRK EKONOMİSİ ÇÖKÜŞ SÜRECİNDE"

Türkiye’nin tarihi bir ekonomik kriz yaşadığını ifade eden Davutoğlu, Türk ekonomisinin bir çöküş sürecinden geçtiğini öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ülkemizin dünya milli gelir sıralamasında 2023 hedefi olan ilk 10 ülke arasına girme hedefine en yakın olduğu dönemden geçmekte olduğu” iddiasının gerçeği yansıtmadığını iddia eden Davutoğlu, “Bu açık bir akıl tutulması ve sorumsuzluktur. Ülkenin Cumhurbaşkanı çok rahat bir şekilde Türkiye’nin üç yıl sonra dünyanın ilk on ekonomisi arasına gireceğini ve bu hedefe en yakın noktada olduğumuzu iddialı bir şekilde söylemektedir. Ülkemizin elbette dünyadaki ilk on ekonomiden birisi olmasını herkesten fazla biz isteriz. Ancak milletimizin gözlerinin içerisine bakarak bu denli açık palavraların ve doğru olmayan bilgilerin söylenmesini hayretle izliyoruz. Ülkemizin ekonomisi bu liyakatsız iktidarın elinde her geçen gün biraz daha küçülürken ilk on ekonomi arasına girmesi söz konusu değildir. Hele hukuku, en temel iktisat kurallarını, siyasi ahlakı, şeffaflığı ve denetlemeyi bu denli ihlal ederken Türkiye’nin dünyada ilk on ekonomi içerisine girmesi söz konusu değildir. Bırakın ilk on ekonomi palavrasını, bu ucube cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye’nin ilk 20 ekonomi arasında kalması bile tartışmalı hale gelmiştir” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu haftalık basın toplantısı gerçekleştirdi.

Covid-19 pandemisinde birinci dalganın etkilerinin devam ettiğini ifade eden Davutoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın moral verici açıklamalarının, pandeminin kontrolü açısından sahada karşılığı olmadığını savundu.

Önerilen “maske-mesafe-temizlik” üçlüsünün günlük yaşamda kolaylaştırıcı ve uygulanabilir hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Maskenin kutusunun 50 liraya satılması, alım gücü zayıf ve asgari ücretli vatandaşımıza ek yük oluşturuyor. Bu durum maskelerin kural dışı kullanımına sebep oluyor. Aynı maske farklı aile bireyleri tarafından bir kaç gün kullanılarak tasarruf yapılmaya çalışılıyor” dedi.

GENÇLER NEDEN "DİSLİKE" DİYOR?

Geçtiğimiz hafta sonu yapılan üniversite sınavlarına da değinen Gelecek Partisi lideri sınava giren gençlere seslendi.

“Bu iktidar size ne kadar kulaklarını tıkasa da, sizin duygularınızı yok saysa da siz emin adımlarla yolunuza devam edin” diyen Davutoğlu şunları söyledi:

Bugün gençler iktidara baktıklarında nasıl bir örneklik görmekteler? İfade hürriyetinin tam anlamıyla olduğu bir Türkiye mi görmekteler? Adaletin büyük ölçüde tesis edildiği, hukuk devletinin sorunsuz bir şekilde işlediği bir ülke mi görmekteler? Ayırımcılığın, adam kayırmacılığın, nepotizmin olmadığı bir iktidar mı görmekteler? Liyakatli olanın önünün açıldığı, fırsat eşitliğinin sağlandığı, torpil ve iltimasın olmadığı bir Türkiye mi görmekteler? Bütün vatandaşların eşit bir şekilde muamele gördüğü bir ülke mi görmekteler? Okullarını bitirirken sorunsuz bir şekilde iş bulabilecekleri bir Türkiye mi görmekteler? Maalesef gençlerimiz bütün bu temel başlıklarda bambaşka bir ülke görmektedirler. Onun için de “dislike” demektedirler”

“ALINTERİNİN YERİNİ AKRABA KAYIRMACILIĞI ALDI”

İktidarın genç işsizliğin rekor kırmasına yol açtığını ifade eden Davutoğlu, “1990’lardan beri en yüksek genç işsizliğini son dört yıldır bu iktidar eliyle görüyoruz. Bu iktidar yüzünden liyakatin yerini adam kayırmacılığına, alın terinin yerini akraba kayırmacılığına bıraktığından beri gençlerimiz iş bulamamaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinden beri her dört gencimizden birisi işsiz durumda” ifadelerini kullandı.

"GENÇ POLİSLERE DEDELERİ YAŞINDAKİ İNSANLARI KOVALATTILAR"

Baroların seçim sisteminin değiştirilmesiyle ilgili çalışmalar ve baro başkanlarının tepkilerini hatırlatan Davutoğlu, “Yine her zaman yaptıkları gibi 'Biz yaptık oldu’ kafasıyla tartışmayı başlattılar. Asgari nezaket ölçüleri içerisinde meselenin tarafı olanları dinleyecek medeni cesareti bile gösteremediler. Onun yerine yine polise, sopaya ve zora sarıldılar. Gencecik polislere babası hatta dedesi yaşındaki insanları otobanlardan kovalattılar. Bu bağlamda baro başkanlarını bulundukları yerde ziyaret ederek dayanışma göstermek isteyen genel başkan yardımcılarımız da engellendi. En temel anayasal hak olan seyahat özgürlüğü, toplantı yapma özgürlüğü beşinci sınıf bir otoriter rejimdeymişiz gibi ihlal edildi. Gerçekten bu görüntülerden sonra bir demokraside yaşadığımızı söyleyebilir miyiz? Avukatlar bile, baro başkanları bile ifade hürriyetini kullanamazsa sıradan vatandaş, gençler, kadınlar, emekçiler… bu insanlar nasıl konuşsunlar” şeklinde konuştu.

“Dün FETÖ’nün AK Parti’ye yaptığını bugün hükümet başkalarına yapmak istiyor” iddiasında bulunan Gelecek Partisi lideri şunları söyledi:

Bakınız eğer her gücü elinde tutan, FETÖ kafasıyla o gücü kutsarsa, o gücü paylaşmak yerine tekeli altına alırsa, o gücü milletin kaynaklarıyla ve imkanlarıyla elinde tuttuğunu, emaneten kendisine verildiğini unutursa ülkemizde gerçek ve tam bir demokrasi perspektifi nasıl ortaya çıkacak? Yargımızı FETÖ yöntemleri ile kontrol altına almaya çalışan blok liste uygulaması da, iktidarın sivil toplumu mikro yapılara bölerek mutlak denetime alma çabası da antidemokratiktir. Bu tablo açık bir şekilde ortada iken ‘Nasıl olsa bize dokunmazlar’ diyerek haksızlıklar ve baskılar karşısında  susan sivil toplum kuruluşları bilsinler ki sıra onlara geldiğinde seslerini haykırabilecekleri bir duvar dahi bulamayacaklardır.

Kapatılma hazırlığı yapılan Şehir Üniversitesi’ne de değinen Davutoğlu, Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasına sebep olanlar ve bu süreçte sessiz kalanlar bir daha ilimden, akademik özgürlüklerden, değerlerimizden, vakıf geleneğimizden ve medeniyet kavramından bahsedecek meşruiyete sahip olmayacaklardır. Bir neslin ortak emeğini yok edenler ve buna sessiz kalanlar nice nesiller boyu bir kara liste olarak hatırlanacaklardır. Bu şartlarda dahi evlerine ekmek götürecekleri maaşlarını dahi almadan aylarca ders veren ilim adamları ve onların yetiştirdiği feryatlarını ve dirençlerini onurla ortaya koyan vakar ve onur sembolü 'Şehir Öğrencileri' ve bir bütün olarak 'Şehir Çalışanları' ise bu ülkenin yüz akları olarak anılacaklardır” dedi.