Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AK yürekli kadronun üzülmesine asla izin vermem. Bugün herkes imtihandadır. Bir faninin vazgeçeceği her makamdan vazgeçerim ama bu kutsal davanın zarar görmesine izin vermem" dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair ağır ifadeler ve iddialar içeren 'Pelikan Dosyası' gündeme oturmuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu’nun açıklamaları şöyle:

DOKUNULMAZLIKLAR

Dokunulmazlık konusu açıldığında mangalda kül bırakmayan ucuz kahramanlar şimdi pespayeliğin her türlüsünü sergiliyorlar. Kendileri tükenirken siyaseti de tüketme ve meclis çatısını kavganın, kargaşanın adresi gibi göstermek gayretindeler. Diyarbakır Ulu Camii’nin kardeşi Bursa’daki Ulu Camii’yi kana bulamak isteyen terör örgütünün destekçilerine her türlü dokunulacaktır.

İSTİFA SİNYALİ

AK Parti hareketinin mensubu olmaktan gurur duyuyorum. Milyonların desteğiyle, rızasıyla, gözyaşı ve dualarıyla varılan bu hareket, prosedürlerle kurulan bir partiden çok daha fazladır. Nesillerce ödenen bedellerin neticesidir AK Parti. Hiçbir hesaba, hiçbir makama kurban edilecek bir parti değildir AK Parti.

‘MEVKİYİ AYAKLARIMIN ALTINA ALIRIM’

Biz başka partiler gibi değiliz, siyasi menfaatlerinin peşinde koşanlardan değiliz. Bu kervana yüklerini tutmak için dahil olanlar ne bu lisanı bilirler, ne de aşinadırlar. Türkiye’nin yeni nesillerine doğru örnek olmaktır bizim davamız. Biz bunun için bu çatı altındayız. Biz bunun için seçimler bitmiş olmasına rağmen her sokaktayız, her hanedeyiz.

Birilerinin gençlerimizin hayallerinin çalınmasına izin vermeyeceğiz. Silopi’de “Bizi yalnız bırakmayın” diyen amca da, dünyanın dört bir yanında dua eden milyonlar da merak emesin. Bu davalar için gerekirse makam, mevkiyi ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, hiçbir makam bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem. Herkes imtihandadır. Sağ ve sol omzumuzda dosya tutanlara bakarız. Onlar hakkı yazsın, gerisi ne  yazarsa yazsın. Kim ne yazarsa yazsın, önce bu iki dosya yazıcıya bakın. Allah bu millete bizi mahcup etmesin.

Allah hiçbirimizi kendi hevesine zebun edenlerden etmesin, sürati müstakimden ayırmasın. Vakitler hayrola, şerler defola. Allah yar ve yardımcımız olsun.

KILIÇDAROĞLU

Ülkemiz için katkı verecek hiçbir değer üretmiyorlar. Çaresizlik içinde hakaret ve iftiraya başvuruyorlar. Kılıçdaroğlu’nun tutarsızlığı tabanı da rahatsız ediyor. Bir gün paralel yapının sözcüsü oluyor, bir gün hendek kazanlara arkadaş diyor.

Bazı milletvekillerini sesini çıkaramıyor. Galiba o milletvekilleri Kılıçdaroğlu’nun dahil olamadığı bir denklem içinde. Bu kadar tutarsızlığın adı ancak siyasal şizofreni olabilir. En ağır hakaretleri kullanıp Türkiye kutuplaşıyor demek sadece siyasal şizofreniyle açıklanabilir.