Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında konuşma yaptı.

Konuşmasının önemli bir kısmını 'Alevi açılımı'na ayıran Başbakan, muhalefet partilerine yüklendi.

Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Hacı Bektaş-ı Veli'yi ziyaret eden ilk Başbakan olmak bana büyük bir gurur vermiştir. Bizim takip ettiğimiz siyasetin temeli, vatandaşlarımız ile devlet arasındaki aidiyeti tahkim etmektir. Barış sürecini hakim kılmaya çalışırken, etnik temelli ayrım yaratmaya çalışanların heveslerini yarım bırakmaya kararlıyız. Aleviliğin özgün karakterinin korunması için ne gerekiyorsa yağacağız. Hacı Bektaş-ı Veli türbesinden artık ücret alınmayacak. Bu zaten yanlış bir uygulamaydı. Ziyaret ederek.

'İSTEMEZÜK TAVRI VAR'

Bizim Hacı Bektaş-ı Veli ziyaretimiz bazı partileri rahatsız etti. CHP bir Alevi paketi açıklama ihtiyacı hissetti. Bu pakette AK Parti dönemlerinde yapılan çalıştaylara atıf var. Bizim iktidarımıza gelene kadar hiç açık yüreklilikle tartışılmadı. Alevi temsilcilerle iletişim imkanı oldu. CHP'ye baktığımızda "istemezük" tavrı var. AK Parti; Alevi, Bektaşi kültürüne saygılıdır. CHP ne diyor, din dersini kaldıralım diyor. CHP'nin kafasında dinle bir şekilde mücadele etmek var. Nedir sizin mücadele anlayışınız?

Eğer din kültürü ahlak bilgisi derslerinde herhangi bir mezhep tahkir ediliyorsa ona önce ben karşı çıkarım. Bunu kaldırdığımızda, radikal unsurların toplumda yer almasını nasıl engelleyeceğiz. Alevi ve Sünni geleneğini birbirine karşı inanç olarak göstermek isteyen varsa cahildir. Ben hacı Bektaş-ı Veli'nin huzuruna vardığımda hiçbir yabancılık hissetmedim.

CHP Dersim konusunda bir açıklamada bulunamadı, çünkü korkuyor. Dersim'i eleştirirsem ulusalcılar kopar diye korkuyor. AK Parti'nin vicdanı haksızlığa karşı koyma vicdanıdır. Kılıçdaroğlu kimseyi haram yemekle itham edemez. Oraya gelen Aleviler eline beline diline sahip çıkan insanlardır, kimi ziyaret edeceklerini bilirler. Ben o yemeğe katılan bütün Alevi toplum temsilcilerine teşekkür ediyorum.

Bir vekilleri istifa etti, diğeri ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Şöyle bir takım düşünün herkes ayağına topu almış kendi oyununu oynuyor birisi de kendini antrenör zannediyor. Bir türlü iki yakası bir araya gelemedi CHP'nin. Kılıçdaroğlu, hergün bir açıklamasıyla partideki birilerini memnun etmeye çalışıyor. Sonra bu ülkenin 2 makamı boş diyor, sen kendi küçük sandalyenin derdine düş.

'BAHÇELİ POLEMİK YAPIYOR'

Biz Dersim konusunda konuştuk diye CHP rahatsız olur diye beklerken MHP rahatsız oldu. Bizi özür dilemeye davet etti. Bugünkü grup toplantısında yine polemik yapıyor. Yine söylüyorum, Dersim'de yapılan yanlıştı, zulümdü. Bahçeli ile aramızdaki devlet anlayışı farkı şu, Bahçeli devlet adına yapılan yanlışlıklara bile sahip çıkıyor. Bu devlete en büyük zararı veriyor. Bahçeli polemik yapmasın, tek partiyi savunacaksa çıksın savunsun. Biz her türlü zulüme karşı durmaya devam edeceğiz. Dersim'e yönelik yapılanlara da, 3 Mayıs'ta yapılanlara da, İskilipli Atıf Hoca'ya yapılanlara da karşı durmaya devam edeceğiz.

Birileri zulüm yapmışsa bu zulmü dile getirmekten çekinmeyiz. O birileri devlet adına cinayet işlemişse dokunmayın diyor. Devletimizin bekası 76 milyonu yaşatmakla mümkün olacaktır. Bahçeli merak etmesin, Türkiye Cumhuriyeti farklılıkları bünyesinde korumaya devam edecektir.

'KILIÇDAROĞLU'DAN SES YOK'

Kobani konusunda hepimiz hassasiyet gösterdik. Kobani'deki zulüme karşı çıkacağımızı söyledik. 1 haftadır Esed'in uçakları Halep'i bombalıyor. Kılıçdaroğlu'ndan bir açıklama duydunuz mu? Halep'te yaşayanlar bir insan değil mi? Ama Kılıçdaroğlu'nun sesi çıkmaz çünkü Esed Arap Baası, CHP Türk Baası'dır.

'İSRAİL'E SESLENİYORUM'

Buradan İsrail'in zalim yöneticilerine sesleniyorum. Ortadoğu'da problemler yaşanıyor diye Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik eylemlerini devam ettirme! Herkes sussa Türkiye Cumhuriyeti sessiz kalmaz. Filistinli yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdik, girişimlerimiz devam edecek. Mescid-i Aksa bize tarihimizin emanetidir. Bu emanete sahip çıkmaya devam edeceğiz."

‘KONJONKTÜREL BİR HESAPLA BAŞLATMADIK’

Çözüm süreci milli birlik projesidir. Çözüm süreciyle kamu düzeni birbirine alternatif değildir. Kamu düzeni için gerekli önlemleri aldık, almaya devam edeceğiz. HDP'ye bir kez daha sesleniyorum, süreci devam ettirme gayretindeyseniz, açık yüreklilikle ifade edin. Siz açık yüreklilikle davranırsanız, gerekli adımlar atılmaya devam edilecektir. Çözüm sürecini bir konjonktürel bir hesapla başlatmadık.

Bir taraftan süreci devam ettirirken diğer taraftan silahları bırakmamanın hiç bir açıklaması yoktur. Çözüm sürecine başlarken kimin hangi adımı atacağını belirledik, silahların bırakılmasına başlanmalıdır. Çözüm süreci yerli bir projedir ve başarıya ulaşacaktır. Tuzak kuranların planlarını başlarında parçalayacağız inşallah."