Cumartesi Anneleri / İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 531. buluşmalarında 12 Eylül askeri darbe dönemi kayıplarından Süleyman Cihan’ın iki gün önce yaşamını yitiren annesi Şahsenem Cihan’a atfetti.

Bu haftaki eylemde ilk sözü İrfan Bilgin’in kardeşi Ali Bilgin aldı. Bilgin, “Artık hiç bir beklentim yok. Eğer bir şey yapacaksan, bizler onurumuzla, mücadelemizle yapacağız. Çünkü biz de biliyoruz onlarda biliyor: Bu binadan bir tuğla çekersek bina çökecek” dedi.

‘KATİLLER BELLİ AMA YARGILANMADI’

Ardından gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç da, kayıpların faillerinden sadece birkaçının bulunduğunu belirterek,  “Binlerce katil var. Başımızdaki kör olasına söylüyoruz ama ses yok. Konu kendileri olsa gereğinden fazlasını yaparlar. Katiller belli ama yargılanmadı. Kayıplarımızın annelerinin nasırlı elleri, bebeklerinin küçük elleri, eşlerinin sevgi dolu elleri yakalarında olacak. Tarih ve biz onları affetmeyeceğiz” dedi.

Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak ise, Şahsenem Cihan’ın adaleti göremeden yaşamını yitirdiğini belirterek, “Çocuklarımız gelecekte böyle acılarla yüzleşmesin. İktidar bizlere söz verdi. Kayıplarımızı bulacaktı ama sözlerini tutmadılar. Bu durum insanlığın yüz karasıdır” dedi.

Ocak’ın ardından 1995 yılında 12 yaşındayken gözaltına alınarak kaybedilen Davut Altunkaynak’ın kardeşi Kazım Altunkaynak konuştu. Kayıplar eyleminde ilk defa konuşan Altunkaynak, “Türkiye’de insanlar değil adalet kaybolmuş. Kaybolan adalet bulunsun” dedi.

‘MECLİS’TE HAKİKAT KOMİSYONU İÇİN ÇALIŞIN’ 

Haftanın basın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Mine Nazari  okudu.

Nazari, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle Galatasaray Meydanı’na çıkışlarının 20’nci senesinde olduklarını belirterek şunları söyledi:

“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın talebiyle Galatasaray’a çıkışımızın 20. Yılını geride bıraktığımız bu günlerde, 12 Eylül kayıplarımızdan Süleyman Cihan’ın annesi 93 yaşındaki Şahsenem Cihan 34 yıllık adalet mücadelesinden sonuç alamadan aramızdan ayrıldı. Dün uğurladığımız Şahsenem annemize bir kez daha söz veriyoruz. Mücadelemizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.

“20 yıldır Galatasaray’dan taleplerimizin yasal güvenceye kavuşması için yetkililere sesleniyoruz. 20 yıl boyunca parlamento çoğunluğu dahil devletin tüm kurumları kayıpların bulunması ve faillerin cezalandırılması konusunda büyük direnç gösterdi. 20 yıl boyunca kayıpları akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması için gerekli olan demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını esas alan bir siyasi irade olmadı.

“Taleplerimizin gerçekleşmesi hak ihlallerini bir suç olarak gören ve cezalandıran zihniyet değişimi ile olacaktır.

“Bunun için devlet-yurttaş ilişkisinin özgürlükçü bir yaklaşımla yeniden tanımlanmasına ihtiyaç var. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü temelli reformlara ihtiyaç var. Toplumsal kesimlerin serbestçe örgütlendiği özgür, eşit ve dürüst bir ortamda yarıştıkları demokratik seçim süreçlerine ihtiyaç var. Demokratik seçim süreci sonucunda tüm toplumsal kesimlerin karar alma süreçlerine dahil olacağı demokratik parlamento yapılanmasına ihtiyaç var.  Halkın iradesinin yasama ve yürütmeyi denetleme olanağına sahip olduğu bir parlamentoya ihtiyaç var. Halkın talepleri için çalışacak siyasilere ihtiyaç var.

“Siyasi partilere sesleniyoruz. Kayıp yakınlarının Diyarbakır, Batman, Cizre, Yüksekova, Urfa ve Galatasaray’dan dillendirdikleri talepleri savunacağınızı taahhüt edin. Demokratik bir toplum projesinin başlangıcı olarak temsilde adaletin sağlanmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması için çalışacağınızı taahhüt edin. Gözaltında kayıplar başta olmak üzere Türkiye’deki insanlığa karşı suçların hangi nedenle işlendiğinin ve bu suçları işleyen faillerin açığa çıkarılması için çalışacağınızı taahhüt edin.

“Topluma sesleniyoruz. Oylarınızla iktidara getirdiklerinizin icraatlarında sorumluluğunuz var. Oylarınızla iktidara getirdiklerinizin işledikleri insanlık suçlarında kolektif sorumluluğunuz var.”

(İMC TV)