HDP’li siyasetçilerin cezalarının apar topar onanmasının vicdanen kabul edilemez olduğunu dile getiren Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, hukuk normlarının işlemediği bir dönemden geçtiklerini söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı heyeti üyeleri Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken’in cezaları 4 Aralık’ta onandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 20 Kasım’da Demirtaş hakkında verdiği “serbest bırakılmalı” kararının ardından AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “işi bitiririz” açıklaması sonrası cezaların apar topar onanması, yargıya talimat olarak görüldü.

HDP’li siyasetçilerin cezalarının onanmasını değerlendiren Saadet Partisi (SP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, Türkiye’nin hukuk devleti normlarının işlemediği bir dönemden geçtiğini söyledi.

"VİCDANEN KABUL EDİLEMEZ"

Mezopotamya Ajansı'ndan Berivan Altan'a konuşan İslam, kararı vicdanen kabul edilemez bulduğunu ifade ederek, “Bu kararların elbette ki hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğu görünüyor. Bugün yargının en büyük problemi kararlarını önündeki yasa, anayasalar ya da cari mevzuatlardan ziyade kaynağını tespit edemediğimiz bir kaynaktan alma izlenimi veriyor olması. AİHM’in kararından sonra başka bir takım dosyalar gündeme getirildi. Yargı süreci tarihimizde görülmemiş bir hızla onaylanıyor ve cezaya çevriliyor. Bu da Türkiye’nin acil olarak hukuk devletine evirilmesi gerektiğine işaret ediyor” dedi.

"BÜYÜK BİR FACİA"

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın AİHM kararı ardından yaptığı değerlendirmeye dikkat çeken İslam, “Yargı ondan talimatını alır ya da almaz, o onların vicdanı ve bağımsızlığına kalmış bir şeydir. Elbette ki yargıya da bir gönderme var ama daha büyük skandal Türkiye’de en üst ağzın çıkıp, Türkiye’nin imza koyduğu bir sözleşmenin bağlayıcı olan kararını uygulamayacağı yönde açıklama yapmasıdır. Bu yönüyle büyük bir facia vardır” dedi.

Yargının verdiği kararların Türkiye’nin hukuk devleti olmasını, güvenirliliğini ve istikrarını bozacak kararlar olduğunu ifade eden İslam, şöyle devam etti: “Bunlar sadece siyasete yansımaz, bunlar elbette ekonomiye de yansır. Türkiye’deki ekonomik krizin başlıca nedeni yargı ve hukuk açısından istikrarsızlığın oluşudur.  Bırakın yabancı yatırımcının gelmesini yerli yatırımcının kaçtığı bir döneme geldik.”

"HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ SAVUNULMALI"

Türkiye’de yargıya olan güvenin en düşük seviyede olduğu dönemlerin yaşandığını hatırlatan Saadet Partisi milletvekili İslam, şunları söyledi: “Burada yapılacak olan şey elbirliğiyle ısrarla hukuk devletine sahip çıkmak. Ben umudumu koruyorum. Yargı içerisinde de hukukun üstünlüğünü savunanların yaşadıklarımızı gördükten sonra daha da artacağını düşünüyorum. Çünkü hukukun üstünlüğü dediğimizde bir Cumhurbaşkanı da bunun şemsiyesi altına girer. Israrla hukukun üstünlüğü savunulmalıdır.”