CHP Niğde Milletvekili ve KİT Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, referandum çalışmaları kapsamında yurttaşlarla bir araya geldi.

Türkiye’nin dönüşü olmayan bir belirsizliğe sokulmak istenmesine hayır dediğini ifade eden Gürer, hükümetin anayasa değişikliğindeki maddeleri savunamadığı için aldatıcı beyanlara başvurduğunu söyledi.

‘Meclisi de hükümeti de millet seçecek’ aldatmacasına maddeleri okuyan hiç kimsenin inanmadığını ifade eden Gürer, “Vatandaşlar 18 maddelik değişikliği tam olarak öğrenmeye başladıkça hayır oyları ciddi oranda artıyor” dedi.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde’de 18 maddeden oluşan Anayasa değişikliğini anlattı.

‘HALK GERÇEĞİ ÖĞRENİYOR, HAYIR OYLARI ARTIYOR’

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 16 Nisan Referandumuna sayılı günler kala, yurttaşların değişiklik maddelerindeki olumsuzlukları artık net bir şekilde görmeye başladığını ifade etti.

Ülkeyi dönüşü olmayan bir belirsizliğin içine sokma çabasında olanların yurttaşlar tarafından görülmeye başlandığını kaydeden Gürer, “Bu belirsizlikler, olumsuzluklar ve çarpıklıklar görülmeye başlandıkça, hayır oyları da ciddi oranda artıyor. Halkımız, ülkemizin geleceğinin bir belirsizlik içine sokulmasını istemiyor” diye konuştu.

‘ALDATICI BEYANLAR’

Değişikliği önerenlerin referandum değişikliğindeki maddeleri savunamadığına da söyleyen Gürer, “Şimdi bu maddeleri halka anlatamayan ya da savunamayanlar vatandaşı yanıltıcı konuşma ve afişlerle etkileme yoluna gidiyorlar. ‘Meclisi de hükümeti de millet seçecek’ diyorlar. Vatandaş hükümet kim diye haklı olarak soruyor. Sandıkta oy verirken cumhurbaşkanı adayının isminin olduğu listenin altında bakanlar kurulunun ismi yazmıyor ki, vatandaş hükümeti seçebilsin. Cumhurbaşkanı seçiliyor, seçilecek cumhurbaşkanı istediği kişiyi sonradan bakan olarak atıyor ve hükümeti kuruyor. Bu durumda hükümeti nasıl millet seçmiş oluyor? Bu nasıl oluyor? Aklı başında biri çıksın da bunu anlatsın. Sandıkta hükümet seçimi yapılmıyor ki. Cumhurbaşkanına oy verilirken açıklanan bir liste var da vatandaş ona mı oy verecek? Böyle bir şey yok; halk cumhurbaşkanını seçecek o da bakanlarını atayacak. Yani hükümeti millet değil, cumhurbaşkanı seçmiş olacak” şeklinde konuştu.

‘NEREDE MİLLİ İRADE’

Cumhurbaşkanının bakan olarak atayacağı seçilmiş milletvekilinin bakan olduktan sonra milletvekilliğinin de düşeceğini anımsatan Gürer, “Milletin seçtiği milletvekili cumhurbaşkanı tarafından bakan olarak atanınca milletvekilliği gidiyor, milletin vekili olmaktan çıkıyor tek adamın bakanı oluyor. Milletvekilinin bakan olduğu gün milletin oyları da boşa gitmiş oluyor. Nerede milli irade? Nerede hükümet seçimi?” diye sordu.

‘PARTİLİ CUMHURBAŞKANINA HAYIR’

Getirilmek istenen Anayasa değişikliğinde, cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekili seçiminin aynı anda yapılacağını vurgulayan Gürer, meclis çoğunluğunun başka, cumhurbaşkanının da başka partiden seçilme ihtimali oluştuğunda ortaya vahim bir tablonun çıkacağını da ifade etti.

Gürer şöyle konuştu:

“Millet Meclisi ile Cumhurbaşkanı aynı gün seçilecek ama Cumhurbaşkanı için ilk turda çoğunluk aranmıyor. Hiçbir aday yeterli oy almadı diyelim, Cumhurbaşkanlığı seçimi yenileniyor ve en çok oy alan iki aday seçime giriyor, salt çoğunluğu alan Cumhurbaşkanı oluyor ancak partide çoğunluğu yok. Ne olacak? Bu durumda partili cumhurbaşkanı kimi bakan olarak atarsa ülkeye o bakanlarla yönetecek.  Cumhurbaşkanı bir parti genel başkanı ama partisinin Mecliste çoğunluğu yok. Meclis çoğunluğu partinin de bir genel başkanı var ama yetkisi yok. Bu halkın oyunu hiçe saymaktır. Bu durumda mecliste çoğunlukta olmayan Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetecek. Dilediğini bakan Cumhurbaşkanı yardımcısı atayıp yönetimine başlayacak, Meclis çoğunluğu bile ülke yönetimi için yeterli değilse, tek adam her şeyi belirleme gücünü sahipse, tek seçenek hayır demektir. Meclisin daraltılmış yetkilerle işlevsiz kalmasına hayır diyoruz. Cumhurbaşkanı, kendi yardımcılarını, bakanları atıyor. Yürütme ve yasama üzerinde egemen güç oluyor. Ülkenin tek yöneticisi oluyor. Bakan herhangi bir konuda itiraz etme hakkına bile sahip olmuyor. Çünkü görevden alındığında milletvekilliği düştüğü için tekrar milletvekilliğine dönemiyor. Sonuçta bürokratlar egemenliğinde bir düzen, atananların yönettiği bir yönetim şekli ortaya çıkıyor”

‘SORUNLAR PARLAMENTER SİSTEMLE ÇÖZÜLÜR’

Gerçeklerin halka doğru anlatılmadığını, çarptırılan sözlerle, devletin tüm olanakları kullanılarak halkın iradesine ipotek konulmaya çalışıldığını savunan Gürer, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizde 100 yılı aşkın bir süredir parlamenter sistemle ilgili önemli deneyimler kazanıldı. Halkın doğrudan kendi temsilcilerini seçebildiği bu sistemin geliştirilmesi gerekiyor. Barolar, hukuk fakülteleri ve halkın katılımı ile demokrasinin güçlenmesine katkı verecek bir anayasa değişikliğinin olması gerekir. Ancak bu bir Kaptıkaçtı anayasası ile olmaz. Mevcut önerilen değişiklerle ülke bilinmez bir sürece taşınmak isteniyor. Ülkemizde sorunların aşılması için ayrışma değil daha çok dayanışmaya gerek var. Her kesimin sorunlarının arttığı bir dönemde rejim değişikliğine gitmek ve bunu da halka doğruları anlatmadan gerçekleştirmek çözümcü bir yaklaşım değildir. Halkın gerçekleri öğrenmesi adına liderlerin televizyon kanallarına çıkarak birlikte maddeleri tartışmaları gerekir. Devlet olanaklarını kullanarak devlet televizyonu ve özel televizyonlarda saatlerce tek bir görüşü anlatmak hakkaniyet ve adalet duygusuyla örtüşemez. Tek yanlı propaganda ve gerçekleri öğrenme hakkını yurttaşlardan esirgeyen bu yaklaşım değişimini talep ettiklerinde elde edeceği güçle ülkeyi nereye sürükleyebileceğini de görmek ve düşünmek lazımdır. Ülkenin hayrına olan hayır tercihidir…”