CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Türkiye gündemine yönelik açıklamalarda bulundu.

CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, CNN Türk’te Şirin Payzın’ın konuğu olan ve referandum sürecine ilişkin partisinin kampanyası ve “neden hayır dediğini” anlatan Böke, yayındayken kanala, “suikast ihbarı” geldiği ortaya çıktı.

Suikast iddialarını değerlendiren Böke, "Bugün yaşatılıyor olan korku iklimi kendi sesini özgürce çıkarmak isteyen milyonlara uygulanıyor. Biz demirden korksak gemiye binmezdik, çocuklarımızın geleceğine dair endişemiz olmasa siyasete girmezdik. Bu tehditler bizi yıldıramaz. Dün yaşanılanın kimse için tekrar etmeyeceği bir Türkiye için ben dimdik ayaktayım, asla yalnız değilim" dedi.

Selin Sayek Böke konuşmasında referandumu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin yol ayrımında vereceği önemli karara 53 gün kaldı. Dayatılmış olan karanlık rejim değişikliğine 'Hayır' deme iradesinin güçlendiğini her alanda ve kiminle konuşursak görüyoruz. Türkiye aydınlığa umuda yeniden birlikte yaşama kültürünü yeşerteceği daha güzel günlere doğru hızla yol alıyor. Bunun karşısında panikleyen korku imparatorluğu baskıya tehdide ve yıldırmaya kendi iş yapma biçimini yeniden üretmeye devam ediyor. Bu hafta Gençlik Kollarımızdan Samet Burak Sarı Cumhurbaşkanı'na hakaret gerekçesiyle tutuklandı. Saray rejiminin Cumhuriyet Halk Partisini ve Cumhuriyet Halk Partisi gibi demokrasiye gönül vermiş olan milyonları yıldırmaya ve bu yıldırma için tutumunu geleneksel biçimde sertleştirmiş olduğu günler belli ki devam ediyor ve devam edecek. Biz yol arkadaşımızın yanındayız."

‘ÇOCUKLARIMIZI BİRİLERİNİN JANDARMASI YAPIP RAKKA'YA GÖNDERMEYE KALKIYORLAR’

"Kendi çocukları ve torunlarına askerlikten muaf milletvekilliği yolunu hak görüyorlar. Milletin çocuğuna işsizliği, ceza evlerinde tutukluluğu, Suriye topraklarında ölümü reva görüyorlar. Referandum öncesi kahramanlık hikayeleri anlatılma dönemine yeniden girdik. Kahramanlık hikayelerinin içerisinde sizin, bizim hepimizin çocuğuna kıyıyorlar. Milletin evladıyla kimsenin kahramanlık hikayesi yazmaya kimsenin hakkı yok. El Bab'ta 68 evladımız şehit olmuşken şimdi de çocuklarımızı birilerinin jandarması yapıp Rakka'ya göndermeye kalkıyorlar. Suriye bataklığı üzerinden yapılan iç siyasetin Türkiye'de nasıl sonuçlar doğurduğunu görmüyor gibi, Türkiye'yi bir kez daha iç siyasete malzeme yapmak adına Suriye bataklığına gömmeye devam ediyorlar. Milletin evlatlarının canı bu kadar ucuz olamaz."

‘REJİM DEĞİŞİKLİĞİ GERÇEKLEŞİRSE DEVLET MEMURLUĞU KALDIRILACAK’

Selin Sayek Böke, rejim değişikliğinin gerçekleşmesi durumunda devlet memurluğu sisteminin ortadan kalkacağına, kıdem tazminatlarının 3'te 1'ine ise el konulacağına dikkat çekti.

Böke konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"14 milyon işçi ve onların ailelerine sesleniyorum eğer bu rejim değişikliği gerçekleşirse sizin kıdem tazminatınız bu hükümet tarafından gasp edilecek. Kıdem tazminatınızın 3'te 1'ine el konulacak. 3 milyon memura ve onların ailelerine sesleniyorum, rejim değişikliği gerçekleşirse devlet memurluğu sistemi tamamen ortadan kaldırılacak. Memurunda iş güvencesi kalmayacak. Emeğimizi hiçe sayan bu düzenin karşısına 'hayır'la dikileceğiz."

‘ YÜZDE 10 SEÇİM BARAJINI KALDIRALIM’

"Dün Meclis Başkanlığı'na 5 ayrı kanun teklifi sunduk. Bu kanun tekliflerinin önerisi güçlendirilmiş parlamenter demokrasi için Türkiye'de ihtiyaç duyulan değişiklikleri barındırıyor. Biz bu kanun teklifi ile şunu söylüyoruz, hemen yüzde 10 seçim barajını tümüyle kaldıralım, herkes seçilebilsin. Milletin egemenliği Meclis'e yüzde yüz yansıtılabilsin. Milletvekillerini ön seçimle millet belirlesin. Siyasetin finansmanı şeffaflaşsın. Siyasi ahlaksızlıkla mücadele, siyasi etik kuralları yeniden belirlensin. Türkiye'nin gitmesi gereken yol çok açık bir şekilde budur "

‘ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNE DAİR ENDİŞEMİZ OLMASA SİYASETE GİRMEZDİK’

Selin Sayek Böke, gazetecilerin "Dün akşam bir tehdit telefonu aldınız bu nedenle emniyet güçlerinin korumasıyla birlikte Ankara'ya geldiniz. Dün akşam neler yaşandı?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Bugün yaşatılıyor olan korku iklimi kendi sesini özgürce çıkarmak isteyen milyonlara uygulanıyor. Biz demirden korksak gemiye binmezdik, çocuklarımızın geleceğine dair endişemiz olmasa siyasete girmezdik. Bu tehditler bizi yıldıramaz. Dün yaşanılanın kimse için tekrar etmeyeceği bir Türkiye için ben dimdik ayaktayım, asla yalnız değilim."

‘SİYASETİN DERDİ VATANDAŞLARININ KİMLİĞİNDEN BAĞIMSIZ SORUNLARINI ÇÖZMEK OLMALI’

"Başbakan Yıldırım'ın konuşması sırasında yaptığı bozkurt işareti var. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Böke'nin cevabı şu şekilde:

"Kafalar çok karışmış, siyaset dediğiniz şey sürekli bir kitleye mesaj vermek üzerinden yapılırsa böyle kafa karışıklarının olması şaşırtıcı değil. Siyasetin bir derdi olmalı o da vatandaşlarının kimliğinden bağımsız olarak sorunlarını çözmek olmalı. Ancak bunun iktidarın siyasi anlayışı olmadığını biz zaten biliyoruz. Türkiye kutuplaştı. Bu kutuplaşmaya hayır deme ihtiyacımız var. "

(Kaynak: Habertürk)