Beş yıl önce “22 Soru 22 Cevap” adıyla Kürt sorununa ilişkin bir çalışma hazırlayan CHP, bir yıldır süren "güncellenme" çalışmalarında sona geldi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partinin 37'nci Olağan Kurultayı'nda parti içi muhaliflerin yaptığı, "Kürt halkına karşı baskılara sessiz kaldık, çaba harcamadık" eleştirilerinin ardından raporun hızla tamamlanması için talimat verdiği öğrenildi.

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile bazı parti yöneticileri ve milletvekillerinin yer aldığı bir ekip tarafından hazırlanan CHP Kürt Raporu'nda çözümün üç ayağının olacağı ifade edildi.

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, çözüm odaklı bir çalışma yürütülmesi için Toplumsal Mutabakat Komisyonu, Ortak Akıl Heyeti ve Gerçekleri Araştırma Komisyonu kurulması istenecek.

CHP yönetimi, özellikle pandemi sürecinde yaşamsal riski büyüyen hasta tutukluların salıverilmesini, eşit ve makul vatandaşlık kavramlarının altının çizilmesini isteyecek. Raporda, anadilde eğitim talebine de ayrı bir başlık açılacak ve bu çerçevede eğitim sisteminde yapılacaklar anlatılacak.

CHP'nin raporunda "çözümün adresi" olarak TBMM gösterilecek ve öncelikle bir araştırma komisyonu kurulması önerilecek. Bu kapsamda tüm partilerden "eşit sayıda" milletvekilinin 81 ile dağılarak tüm illerdeki Kürt yurttaşların sorunlarını tespit etmesi, Doğu illerinde yaşayanlar kadar batıdaki Kürtler'in de sorunlarının ortaya konulması için incelemeler yapılması istenecek.

ANAYASAL ADIM ŞART

CHP'nin 2015 yılında hazırladığı 22 Soru 22 Cevap isimli çalışmasında, Kürt sorununun Anayasa temelli çalışmalarla çözüleceği vurgulandı. Yeni raporda da yer alacağı ifade edilen tespitler şu şekilde:

"CHP, Kürt sorununu temelde bir demokrasi sorunu olarak ele almakta, dolayısıyla sorunun ‘güvenlikçi’ yöntemlerle çözülemeyeceğini düşünmektedir. CHP için birinci öncelik silahların Kürt sorunu bağlamında bir daha asla gündeme gelmemesidir.

Kürt sorunu derin tarihsel ve sosyolojik kökenleri olan çok boyutlu bir sorundur. Dolayısıyla siyasi ve ekonomik önlemlerin alınması, eşit vatandaşlığın ve tam demokrasisinin anayasal ve yasal güvenceye kavuşturulması böyle bir sorunun çözümü için gerekli olsa da, tek başına yeterli değildir. Kalıcı barışın sağlanabilmesi için çözümün toplumsallaştırılması, mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatın sağlanması, toplumun farklı kesimleri arasında güvenin, kardeşliğin yeniden güçlü bir şekilde tesis edilmesi gerekmektedir.

CHP, Kürt sorununun yalnızca yasal değişikliklerle çözülemeyeceği, çözüm için atılması gereken Anayasal adımlar olduğunu öngörmektedir. Anayasa, yasalardan farklı olarak, toplumun en geniş toplumsal mutabakatını yansıtan temel kuruluş belgesi, siyasi ve toplumsal hayatın ana çerçevesini çizen bir toplumsal sözleşmedir. Dolayısıyla temel bir metin olan Anayasanın, bir partinin getirdiği öneri olarak değil, tüm toplum kesimlerinin tartıştığı, asgari müştereklerde buluştuğu, geniş tabanlı bir demokratik sürecin sonucunda ortaya çıkması gerekir."