“OHAL ve KHK Gölgesinde Yeni Anayasa” panelinde konuşan CHP'li Şenal Sarıhan, anayasa değişikliğine dair, Zaten 10 yıldır tek adam yönetimi var. Toplum iradesinin hiçbir şekilde açığa çıkmadığı 10 yıllık bir sürece yasallık getiriliyor" dedi.

TÜM BEL-SEN Ankara 2 No’lu Şube tarafından gerçekleştirilen “OHAL ve KHK Gölgesinde Yeni Anayasa” panelinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Lami Özgen ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden KHK ile ihraç edilen Dr. Cenk Yiğiter konuştu. Kolaylaştırıcılığını TÜM BEL-SEN Ankara 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Devrim Kahraman’ın yaptığı ve yoğun bir ilginin olduğu panel, Çankaya Belediyesi toplantı salonunda gerçekleştirildi. 

‘ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YOK, ANAYASALCILIĞI ORTADAN KALDIRAN BİR SÜREÇ VAR’

Panelde ilk olarak akademisyen Yiğiter konuştu. Yiğiter, mevcut Anayasa’nın 12 Eylül faşizminin birçok nüvesini barındırdığını ifade ederek, 16 Nisan’da referanduma götürülecek yeni anayasa değişiklik maddeleri için ‘Hayır’ diyenlerin, 12 Eylül Anayasasına ‘Evet’ demediklerini, buna karşı Anayasalcılığı savunduklarını belirtti. Yiğiter, “Anayasanın temel derdi, mevcut siyasal iktidarı frenlemek ve siyasal iktidardan topluma yönelik gelecek olası zararları önlemek için oluşturulmuş bir üst normdur. Burada baktığımızda bir anayasa değişikliği yok, Anayasalcılığı ortadan kaldıran bir süreç var” şeklinde konuştu.

’16 NİSAN’DA FİİLİ TEK BİR ADAM REJİMİ TOPLUMA ONAYLATILACAK’

Türkiye’nin bir süredir bir tek adam diktatörlüğünün pençesinde olduğuna dikkat çeken Yiğiter, anayasa değişikliğinin amacına yönelik şunları kaydetti: “Bu Anayasa ile fiili olan tek adam diktatörlüğü yasalaştırılmak isteniyor. 16 Nisan’da amaç toplum iradesini ortaya çıkarmak değil, fiili bir tek adam rejimini topluma onaylatmaktır, çünkü hem ulusal hem de uluslararası arenada çok sıkışmış durumdalar.”

‘YAPILANLAR SIKIYÖNETİM ÇERÇEVESİNE DAHİ UYMUYOR’

Ardından konuşan KESK Eşbaşkanı Özgen de “7 Haziran tarihi ile başlayıp, 15 Temmuz tarihi itibariyle kurumsallaşan faşizm süreci” değerlendirmesinde bulundu. Özgen şunları söyledi: “KHK’ler ile çalışma hakkı, iş güvenliği hakkını ortadan kaldıran politika şu anda hayata geçirilmiş durumda. Yapılanlar bırakın OHAL’i sıkı yönetin çerçevesine dahi uymuyor. Bundan çok daha ileri bir düzeyde gerçekleşiyor. Sendikaların kapatılması, eylem hakkının engellenmesi gibi temel hak ve özgürlüklerinin aslında OHAL ile dünden bugüne AKP tarafından ortadan kaldırılması gerçekleşiyor.”

‘ONURUMUZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN ‘HAYIR’ DEMELİYİZ’

Hükümetin kendi verileri olan 102 bin kamu emekçisinin işten çıkarılmasının, daha önceki tarihlerde yapılan emekçi kırımının çok üstünde ve kapsamlı olduğuna dikkat çeken Özgen, kamu emekçilerinin bu yoğunlukta işten çıkarılmalarını oluşturulacak yeni sistemdeki “2023 Cihan Devleti” anlayışı ile ilgili olduğunu ifade etti. Özgen, “İşimize, geleceğimize, onurumuza sahip çıkmak için, sendikal hak ve özgürlükleri korumak için, genel grev ve toplu sözleşme haklarımız için, tüm kesimlerin eşit, demokratik ve barış içerisinde yaşayacakları ortak bir yaşam için bu değişikliklere ‘Hayır’ demeliyiz" ifadelerini kullandı.

‘TARAFLI’ OLMANIN YASALLAŞMIŞ HALİ

CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan da anayasa değişiklik maddelerinin mecliste tartışma sürecinin kamuoyundan saklandığını hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2010 yılından beri "tarafsızlık" ilkesini ihlal ederek bir hukuksuzluk içinde olduğunu ifade etti. Sarıhan, “Cumhurbaşkanı, AKP’ye karşı ‘taraflı’ olma hukuksuzluğunu yasallaştırma ihtiyacı duydu. Bu anayasa değişikliği bunun için bir adımdır” şeklinde konuştu.

‘MİLLİ İRADE DEDİKLERİ ŞEY PARMAK İRADESİ’

Sarıhan, Türkiye’de bir OHAL uygulamasının zemini olmadığını, Ak Parti'nin 15 Temmuz darbe girişimi ile geniş kitlelere karşı bir darbe pratiği içerisinde olduğuna vurgu yaptı. Sarıhan şunları söyledi: “Şu anda getirilen sistem ile tüm yetkiler Cumhurbaşkanına veriliyor. Zaten 10 yıldır tek adam yönetimi var. Bizim mecliste bulunmamız şeklidir. AKP’liler açısından da her şeye onay veren reistir. Onların ‘Milli irade’ dedikleri şey ‘Parmak iradesi’dir. Toplum iradesinin hiçbir şekilde açığa çıkmadığı 10 yıllık bir sürece yasallık getiriliyor.”