CHP’deki sözcülük ve genel başkan yardımcılığı görevinden istifa eden İzmir milletvekili Selin Sayek Böke, istifa metninin ‘sürpriz’ olmadığını ve kurultayda genel başkanlığa aday olmayı düşünmediğini söyledi.

Cumhuriyet’ten Çiğdem Toker’e konuşan Böke, istifa metninde yer alan ifadeler genel başkanla görüşmesinde paylaştığını, metinde ‘sürpriz’ olmadığını söyledi. Böke şöyle devam etti:

“Temsil ettiğim siyaseti ve seçmeni, onların sesi olmam gerektiğini düşündüğüm her kritik dönemeçte itirazları dile getirdim. Dokunulmazlıklar her birimizin kendi vicdanında oy verdiği bir süreç. Benim vicdanım orada hayır demeyi gerektiriyordu. Partimizin genel tavrının da hayır olması gerektiği konusundaki ısrarlı tutumumu, hem MYKda hem son ana kadar sayın genel başkanımla yaptığım görüşmelerde dile getirmek konusunda hiçbir tereddüt duymadım.”

“Bu olmasaydı ne olurdu” gibi bir düşünceyle kararları okumayı doğru bulmadığını söyleyen Böke’ye metinde yer alan ‘CHP’nin gayrımeşru oyları meşrulaştırmaması ifadesi’ de soruldu.

SOKAKTA DEMOKRATİK HAKKINIZI KULLANAMIYORSANIZ DEMOKRASİ EKSİK

CHP’li vekil şöyle konuştu: “Referandum buluşmalarında hep söyledim ki, ‘Hayır’, salt siyasi partilerin savunacağı bir mesele olamaz. Siyaset ve demokrasi, bireyin siyasi partiler dışında örgütlenebildiği, siyasi partilerle ortaklaşabildiği bir zeminde olur. Dolayısıyla siz yoksanız, sokakta anayasal demokratik hakkınızı kullanamıyorsanız demokrasi eksik.”

Böke referandumdaki ‘şaibe’ tartışmaları üzerine Meclis’ten çekilebileceklerini açıklamış, ancak kararın parti yönetimince benimsenmediği duyurulmuştu. Söz konusu basın toplantısı esnasında partinin karar organlarında alınmış nihai bir siyasi karar olmadığını aktaran Böke, “Bütün seçeneklerin hala masada olduğu bir konumda inmiştim o kürsüye. Siyasi kararlılığı ifade etmek konusunda zaten yetkim vardı o konuda mutabıktık.”

AÇIKLAMALARA GELEN DÜZELTMELER İSTİFA SÜRECİNİ ETKİLEDİ

Böke “Sine-i millet açıklaması tekzip edilirken neler yaşandı, ne düşündünüz?” sorusunu ise “Bu konudaki itirazım, zaten yalnızca düzeltme yapılarak parti sözcülüğü kurumunun sorgulatılmış olması değil. Burada iki şey var. Parti sözcülüğü bir siyasi parti için çok değerli ve önemli bir kurum. Güveni zedeleyecek adımların kurumsal yıpratmaya yol açacağından endişe duydum. Ama aynı zamanda sözcülük konumunda, partimiz adına ortaya koyduğum siyasi kararlılığın, üstelik de YSK toplantısı sürerken ortaya çıkardığı siyasi duruşun ortadan kaldırılmasına yol açan siyasetin de yanlış olduğunu düşünüyorum” diye yanıtladı.

Açıklamalarına gelen ‘düzeltme’nin istifa sürecini etkilediğini söyleyen Böke sözlerine şöyle devam etti:

“Sokakta demokratik hakkını kullanmak için, ‘Ben buradayım’ diyenlere, sokağın korkulacak değil, terörle özdeş değil, bir anayasal hak, demokrasinin en temel tarifi olduğunu anımsatan bir yeni siyaset zeminini sahiplenmek gerektiğini düşünüyorum. Gayrımeşru sonuç kabullenilmişcesine bir siyasi yol haritası olarak tartışılması, bu siyasi iradenin şevkini de kırdı bence. Ama geç değil. Fikrinizin nihai siyasi sonuca etki etmediği bir yerde, bunun sözcülüğünü yapmak, siyasi dürüstlükle örtüşmüyor. Bunun yönetime de haksızlık olduğunu düşündüm. En nihayetinde kendi tercihleri ve kendi siyasi görüşüyle uyumlu süreç yürütebileceği insanlarla çalışmak, sayın genel başkanın en büyük hakkı. Tanım gerekirse, bu kadar siyasi görüş ayrılığı varken, partinin kurumsal yapısını korumak adına ayrılmayı doğru buldum.”

Duygusal bir incinmeyle istifa etmediğini, kararın siyasi olduğunu belirten CHP’li vekil, partisini ve siyaseti bırakmadığını söyledi. Kurultayda genel başkanlığa aday olmaya niyetinin olmadığını söyleyen Böke, partinin şu an olağanüstü kurultay yerine siyasi bir tartışmaya ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Böke, ihraç talebiyle disipline sevk edilen Mersin milletvekili Fikri Sağlar’ın ihracına ‘Hayır’ verdiğini söyleyerek sözlerini bitirdi.