CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Antalya'da CHP'nin logosunun da yer aldığı "Bu bir halk ayaklanmasıdır" başlıklı basılan sahte bildiriye tepki gösterdi.

"Kurdukları kumpas ellerine yüzleri bulaştı" diyen Öztrak, "Bununla partimizin uzaktan yakından ilgisi yoktur" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İzmir'in sadece 14 ilçesindeki CHP listelerinde terör örgütü PKK ile ilişkili 27 kişinin tespit edildiğini biliyorum" sözlerine de yanıt veren Öztrak, "Bir belediye meclisi üyesi adayının nasıl adaylaşacağı bellidir. YSK bu adayın adaylaşması konusunda herhangi bir sakınca olup olmadığına bakar. Bir tanesi de suç işlemiş olmasıdır. Bu adayların adaylıklarına onay verildiğine göre söylenenler tamamen yargısız infazdır. Bu iddialarla ilgili arkadaşlarımız suç duyurusunda bulunacaklardır. Çünkü artık yeter. Partimiz de bununla ilgili suç duyurusunda bulunacak ve tazminat davası açacaktır" diyerek tepki gösterdi.

Öztrak'ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Gönül Kırmaya değil gönül yapmaya çalıştık. Kalan 5 gün içinde milletin sesi olmaya devam edeceğiz. Buna karşılık Saray Koalisyonu son derece haksız bir seçim kampanyası yürüttüler. Ülkenin tüm özel medyasını ele geçiren Saray önce dış güçler saldırıyor dediler tutmadı, sonra mutfaktaki yangının sorumluluğunu çiftçiye yüklediler.

Sonra vites büyüttü kendilerine oy vermeyeceklere hain demeye başladılar, Saray ve bekçisi milletimize ağır hakaretler ettiler. Yine olmadı bu kez parti liderlerini tehdit etmeye başladılar.

AKP Genel Başkanı Genel Başkanımızın uluslararası terörü kınayan sözlerine çarpıtarak meydanlardan servis etti. Genel Başkanımızın idamı istendi. Kurdukları kumpas ellerine yüzleri bulaştı. Seçimi kazandığımızı gördüler ondan sonrasını konuşmaya başladılar.

Milletimiz buna da itibar etmedi. Son olarak ‘bu bir halk ayaklanmasıdır’ bildirilerinin basıldığı ve partimizin logosunun da bu bildiriye basıldığını öğrendik. Bununla partimizin uzaktan yakından ilgisi yoktur. Darbeci ağzıyla konuşup milletimizi tehdit etmeye başladılar. Biz halka ve halkımıza güveniyoruz.

"Bu seçim sonuçlarını da edepleri ile kabul etsinler. Demokrasinin imkan ve araçlarıyla iktidara gelip şimdi darbeci ağzıyla demokrasimizi tehdit etmeye başladılar. Ama milletimizin en güzel dersi 31 Mart’ta vereceklerini kendileri de gördü. Saraydaki zatın zehirli dile sadece milletimiz arasına nifak sokmakla kalmadı, uluslararası arenada da sorun oldu.

Teröristin çektiği katliam görüntülerini seçim meydanlarında dakikalarca gösterdi. 3-5 oy için teröristin propogandasını yaptı. Atatürk’ün inşa ettiği Çanakkale dostluğunu yerle bir etti. Yeni Zelanda’nın ‘Atatürk’ hatırlatması sonrasında tornistan yaptılar. Yeni Zelanda Başbakanı bu süreçten birlik ile çıkarken, Saraydaki zatın tavrı nedeniyle Türkiye’nin itibari yerle bir edilmek istendi.

"Dövizin, faizin ateşi yine çıkmaya başladı. Provokatif eylemlere girenler bedelini öder diye bağırıyorlar. Oysa provokatör arıyorsanız uzağa bakmaya gerek yok. Damat bakan bir süredir yoktu rahattık. Geçen hafta çıktı konuştu, piyasalar döviz hesaplarına gelen vergi ve rezervlerde erimenin üzerine gelen bu konuşmayla yine tedirgin edildi. Provokatör aranıyorsa yanı başındaki damada bakacak.

"Neden bu kadar etkileniyor? Çünkü gereken önlemler alınmadı. Pansuman tedbirler bir yere götürmez. 24 Haziran’dan önce yetkiyi verin dolarla nasıl mücadele edeceğimizi görün dediniz, yapılanlar ortada. Neyinize güveniyorsunuz da ekonomiyi bu kadar borca batırıp, rezervleri tükettikten sonra yatırımcıyı kaçırmaya çalışıyorsunuz.

"Ekonomi gayri ciddiyi kaldırmaz. Kayınpeder damadını seviyor olabilir ama milletimiz de kendi evlatlarını seviyor. Bu adım seçimden sonra hemen atılmalıdır (Albayrak'ın görevden alınması). 13 maddelik önerimiz yapılsaydı bunu durumda olmazdık.

"Seni çantada keklik gören bu iktidarı uyarma imkanın var. Saray tepesinde oturan bu kibir kulesini uyarma imkanın var. Onlar her hata yaptığında bizim çocuklarımız eksik kalıyor, soframızdan bir ekmek eksiliyor. Bu ne kadar sürecek, yeter artık demeyecek miyiz? Aziz milletimiz atacağın bir oy ile metal yorgunluğu olan Ak Parti'yi dinlendirmek senin elinde.

ERDOĞAN'IN MANSUR YAVAŞ ELEŞTİRİSİNE TEPKİ

 Esas onun belediye başkana adaylarının tamamının durumu belli değil.

"(Erdoğan'ın, 'İzmir'in sadece 14 ilçesindeki CHP listelerinde terör örgütü PKK ile ilişkili 27 kişinin tespit edildiğini biliyorum' sözlerine) Bir belediye meclisi üyesi adayının nasıl adaylaşacağı bellidir. YSK bu adayın adaylaşması konusunda herhangi bir sakınca olup olmadığına bakar. Bir tanesi de suç işlemiş olmasıdır. Bu adayların adaylıklarına onay verildiğine göre söylenenler tamamen yargısız infazdır. Bu iddialarla ilgili arkadaşlarımız suç duyurusunda bulunacaklardır. Çünkü artık yeter. Partimiz de bununla ilgili suç duyurusunda bulunacak ve tazminat davası açacaktır.

"Şu anda henüz büyük bir miting yapıp yapmayacağımız netliğe kavuşmuş değil. Eğer böyle bir mitinge ihtiyaç duyarsak yaparız. Görebildiğim kadarıyla şu andaki tablo ülkeyi daha fazla kutuplaştıracak çok daha büyük mitinglere ihtiyaç olmadığı yönünde Cumhuriyet Halk Partisi açısından.

ERDOĞAN'IN AYASOFYA'NIN CAMİ OLARAK İBADETE AÇILMASI

"Bütün bunlar şu anda Saray'ın nasıl bir panik içerisinde olduğunu açık seçik gösteriyor. Daha dün 'Sultanahmet'i dolduramıyorsunuz, Ayasofya'yı nasıl dolduracaksınız' diye ifadeleri vardı. Milletimiz herhalde görüyordur bu değişimi.

"Yapılması gereken ortaya çıkacak olan seçim sonuçlarının olgunlukla kabul edilmesidir.

"Hatırlarsanız bu 2.5 milyon işsiz meselesinden şunu söylemiştik; 2.5 kişiye istihdam yaratmak son derece iddialı bir söylemdir. Dolayısıyla bu hedef ulaşılamayacak bir hedeftir. Ama bakın şöyle bir şey yapılıyor; gerçeği itibarsızlaştırma, yalanı doğruymuş gibi anlatma siyasetinin en önemli parçalarından bir tanesi. Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun ağzından duymadık, damat beyin ağzından duyduk.