HDP İstanbul Milletvekili Celal Doğan, 2017 bütçesinin bugün Genel Kurul'da yapılan görüşmelerinde konuştu.
 
Meclis Genel Kurulu’nda HDP’li bir milletvekilinin Kürdistan sözlerine gösterilen tepkiye değinen Doğan, Erdoğan’ın daha önce bu ifadeyi kullandığını hatırlattı ve “Ben Diyarbakır konuşmasını arayan, daha doğrusu yapan Cumhurbaşkanımı özlüyorum, o Cumhurbaşkanının tekrar o noktaya gelmesini özlüyorum” dedi.
 
Mecliste HDP liderlerinin resimlerine bile tahammül edilemediğini ifade eden Doğan, “Bu parlamentoda, milli iradenin buraya sevk ettiği insanlardan mahrum olarak toplanmaktayız” diye konuştu.
 
Doğan’ın genel kurul konuşmasından satırbaşları şöyle:

 
Kullanılan tabirlerin şu veya bu olması içeriğini değiştirmez; özgürlükleri alınmıştır, hürriyetlerinden mahrum edilmişlerdir. Anayasa’nın 83’üncü maddesinde, hüküm giyseler bile milletvekillerinin cezaevinde bulunmaması, parlamenter faaliyetlerin devam etmesine dayanan Anayasa Mahkemesi'nin müstakar içtihadına rağmen bu arkadaşlarımız bugün burada değildir.

Şunu özellikle hatırlatmak istiyorum: Adnan Menderes’i, Hasan Polatkan’ı ve Fatin Rüştü Zorlu’yu asan iradenin başındaki Başol’un bir cümlesi adliye tarihine geçmiştir. Cümle aynen şudur: "Sizi buraya gönderen irade böyle istemiştir."

Burada arkadaşlarımız, milletvekillerimizin tutuklanmasının doğru olmadığını dile getirdiklerinde Değerli Meclis Başkanımız ve genellikle diğer bütün siyasiler ve siyasi iktidarın mensupları hep yargı bağımsızlığına vurgu yaparak, “Bu bizim işimiz değildir. Türkiye’de kuvvetler ayrılığı vardır. Yargının bir tasarrufuyla karşı karşıyasınız, bu nedenle de yapacak bir şey yoktur" anlayışına sığınmışlardır.

Geçmişte sabıkası olan adaletimizin, bugün elli beş yıl geçmesine rağmen, Başol’un adli bir leke olarak kalan bu cümlesinin, Sayın Cumhurbaşkanı'na da gelecekte bu lekenin sürülmesini arzu edenlerden değilim. Bu nedenle, bir an önce Türkiye’de bu vahim hatanın, bu hukuki hatanın düzeltilmesi gerekiyor.

17-25 Aralık'taki sanıklar oylarınızla yargının önüne çıkartılamadı. Bize yargı tavsiyesinde bulunarak "Mahkemeye gitmediler, meydan okudular" diyen anlayış, kendi insanlarını hakim önüne çıkarmadan aklama noktasına getirdi. Ve gerekçe şuydu: Bunlar 'FETÖ’cü yargıçların, 'FETÖ’cü savcıların bize karşı bir darbe komplosu. Peki, HDP Eş Genel Başkanlarının ve milletvekillerinin, belediye eşbaşkanlarının fezlekelerinin tanziminden 'FETÖ’cü hâkim ve savcıların ne kadarının şu anda cezaevinde olduğunu hiç merak ettiniz mi acaba?

Sizinle ilgili bir meselenin adliye önüne getirilmesinde 'FETÖ’cü anlayışı mutlaka batıl olarak kabul ettiniz ama Halkların Demokratik Partisi'ne mensup insanlarla ilgili bu tasarrufu yapanların 'FETÖ’cü olması sizi zerre kadar rahatsız etmedi. Bu çifte standarttır. Hukuk hepimize lazım. Hepimizin hukuka ihtiyacı vardır. Bugün belki hukuka en çok bizim ihtiyacımız var ama yarın, inşallah hiçbirinizin başına gelmez ama, hepinizin hukuka ihtiyacı olabilir.