Gazeteci Celal Başlangıç, 2015 Ağustos ayından bu yana Kürt siyasetçilere yönelik operasyonları ‘siyasi soykırım’ olarak tanımladı. Başlangıç, şu anda yaşanan siyasi operasyonların 2009 yılındaki KCK operasyonlarından daha da farklı bir boyuta ulaştığını altını çizdi.

Yaşanan bu sürecin sonucunda daha büyük bir örgütlenmenin gerçekleşeceğini öngören Başlangıç, “Sen şimdi sivil siyasetin tüm yollarını tıka, Kürtlere dağdan başka seçenek bırakma” sözlerini ekledi.

Başlangıç’ın Habedar’da yayımlananKürtlere yine siyasi soykırım; bunu da mı 'paralel miki' yapıyor’ başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

Şimdi AKP bir kez daha "Kürtlere siyasi soykırım" kartını oynuyor. Hem de 2009'dakinden daha tehlikeli biçimde.
 
7 Haziran seçimlerinden, özellikle Ağustos ayının başından bu yana Kürtlerin 4500 sivil siyasetçisi gözaltına alındı. 950'den fazlası tutuklandı.
 
Gözaltı ve tutuklamalar yoğun biçimde hala sürüyor.
 
Şu ana kadar HDP-DBP çizgisinden Belediye Eş Başkanı seçilen 19 kişi tutuklanmış durumda. Sekizi de aranıyor.
 
28 Belediye Eş Başkanı gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. Yine 28 Belediye Eş Başkanı görevden alındı.
 
Tutuklanan Belediye Meclis Üyelerinin sayısı 36. 24 Belediye Meclis Üyesi de görevden alınmış durumda.
 
Aynı siyasi çizgiden seçilen altı İl Genel Meclisi Üyesi tutuklanmış, ikisi de görevden alınmış.
 
Yüksekova'sından Cizre'sine kadar yedi kentteki 19 ilçede ilan edilen sokağa çıkma yasakları, yaşanan çatışmalar; yakılan, yıkılan kentler; asker, polis, gerilla, genç, kadın, çocuk, yaşlı ölümleri sürerken diğer yandan yaşanan bu "siyasi soykırım" çok dikkat çekmiyor bazı çevrelerde.
 
Şimdi yeni bir boyuta taşınıyor Kürtlere dönük bu "siyasi soykırım".
 
Kürtlerin özellikle bölgeden çok yüksek oranda oy vererek TBMM'ye gönderdikleri milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gündemde.
 
"Taraftardan arındırılmış stat açma mucitleri" şimdi yeni bir icat peşinde; Kürt Siyasi Hareketi'nden arındırılmış bir Parlamento.
 
Hukuka aykırı olarak "acil kamulaştırma" adı altında Kürtlerin evlerine, bahçelerine el koy...
 
Seçtikleri belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini, il genel meclisi üyelerini görevden al, gözaltına at, tutukla...
 
Parti binalarını bas, yerel siyasi önderlerini içeri tık.
 
Yetmedi, şimdi de Parlamento'daki temsilcilerinin dokunulmazlıklarını kaldır, dava aç, yargıla, tutukla...
 
Mehmet Ağar bile yıllar önce çözümü "düz ovada siyaset"te görmüştü bu ülkede.
 
Sen şimdi sivil siyasetin tüm yollarını tıka, Kürtlere dağdan başka seçenek bırakma!
 
Kimse görmüyor mu uygulanan her baskının yıllar içersinde daha büyük örgütlenmeye, daha büyük siyasi kalkışmaya yol açtığını.
 
Kürtlere uygulanan her şiddetin, daha fazla şiddet olarak geri döndüğünü...
 
Yıllar sonra ne diyecek AKP? Şimdi yanında "paralel mikisi" de yok.
 
Bu işlenen insanlık suçlarını da "derin devletin mikisi" üstlenir artık.