Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gerilime ilişkin açıklamalarda bulundu.

Doğu Akdeniz'deki gerilime ilişkin konuşan Çavuşoğlu, Türkiye'nin diyalogdan yana olduğunu ancak Yunanistan'ın taciz etmesi durumunda 'karşılık alacağını' söyledi.

Yunanistan'ın gerilimden sorumlu olduğunu savunan Çavuşoğlu, "Yunanistan'ın aklı selim davranması lazım. Oruç Reis gemimizi taciz etme gibi girişimlerde bulunmasın. Karşılığını alır" dedi.

Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Libya'dan bize herhangi bir kaçak göçmen gelmiyor ama Avrupa'ya geliyor. Libya'ya biz iki tane bot veriyoruz. Neden? Bu ortak bir sorun. Pandemiden sonra bu sorunla daha çok mücadele etmek durumunda olacağız. Lübnan'daki gelişmeler konusunda da destek olmamız lazım. Ticaretin Lübnan'la devam etmesi gerekiyor. İşbirliğine hazırız. Gerek ikili meseleler bakımından gerek bölgeler konusunda son derece verimli toplantılar gerçekleştirdik."

"Doğu Akdeniz'de gerilim arttı ve bunu Yunanistan yapıyor. Biz faaliyetlerimizi özellikle sondaj faaliyetlerimizi başlatmak için 2018'e kadar sabırla bekledik. Hem Yunanistan hem Rum Kesimi Türkiye'yi dışlayıcı faaliyetleri 2000'lerin başında başlattı. Türkiye adım atmak durumunda kaldı ve attı. Bu süreçte bazı AB ülkelerinin özellikle şu an AB Dönem Başkanı Almanya'nın ricası üzerine iyi niyette bulunduk.

Diplomasiye alan açmak için faaliyetlerimizi geçici olarak durdurma ricaları olmuştu. Fakat tam bu süreç içinde Yunanistan, Almanya, Borell diğer ülkelerden habersiz gitti Mısır'la bir anlaşma imzaladı. Bu iyi niyetle bağdaşmaz. Anlaşmanın içeriğinden bağımsız olarak bu ülkeler ve AB çaba sarf ederken Yunanistan'ın böyle bir adım atması kabul edilemez.

Bu süreçte suçlanacak bir ülke varsa o da Yunanistan'dır. Bu anlaşmadan sonra tekrar Oruç Reis'i bölgeye, kendi kıta sahanlığımıza gönderdik. 2000'li yıllarda ilan ettiğimiz kıta sahanlığına. Yani kıta sahanlığımızın batı sınırlarını Libya'yla anlaşmadan önce belirlemiştik, orada değil, daha önce belirlediğimiz alanlara.

Yunanistan'ın aklı selim davranması lazım, Oruç Reis'i taciz etme gibi girişimlerde bulunmasın, bunun karşılığını alır. Biz her zaman barışçıl yollarla sorunların çözülmesinden yanayız. Yunanistan "Kuralları ben belirlerim" diyorsa bu böyle işlemez. Çok komik şeyler var, Yunanistan'ın bu maksimalist yaklaşımlardan vazgeçmesi lazım.

Meis Adası, Kaş'a 2 km uzaklıkta, Yunanistan ana karasına 580 metrekare uzaklıkta. Yunanistan bu adacık için 40 bin kilometre kare kıta sahanlığı istiyor. Hangi uluslararası hukukta var mı? Avrupa Birliği'nin Yunanistan'ı şımartmak yerine aklı selim düşünmeye davet etmesi gerekiyor. Fransa'nın gerginliği arttırıcı adımlardan uzaklaşması gerekiyor. Kabadayılıkla bir yere varamazlar"

"Türkiye her şeyden önce hiçbir ülkenin toprağında gözü olmayan bir ülkedir. Türkiye gittiği yere adalet götürür, barış için çaba sarf eder. Suriye'deki barış için ve 4 milyon Suriyeli göçmen için çabalarımızı görmezden gelip "Türkiye, Suriye'de" derseniz, bu bize haksızlık olur. Terör örgütüne karşı teslim olmamızı beklerseniz hayalci bir tutum olur. Bize yönelik bir tehdit olduğu zaman bununla mücadele ederiz. Türkiye, yabancı terörist savaşçılarla mücadele ederken çok iyi ancak PKK'yla mücadele ederken 'Türkiye Suriye'de"

"Libya'da meşru hükûmetle çalışıyoruz. Bugün Türkiye'nin desteği olmasaydı savaş şehir içi bir savaşa dönüşecekti. Bugün Hafter bile ateşkes diyebiliyorsa bu sahadaki dengenin sağlanmasındandır. Libya hükûmetine eğitim, destek, danışmanlık veriyoruz. Oralarda askeri konuşlanma, ülkeyi ele geçirme gibi bir derdimiz yok. Siz, Hafter'e destek veren Fransa başta olmak üzere Mısır, BAE hatta Wagner grubuyla Moskova da destekliyor, bunlara "Niye destekliyorsunuz?" diye sormak yerine Türkiye'yi sorgularsanız haksızlık etmiş olursunuz. Her ülke kendi haklarını, çıkarlarını korumakla mükelleftir. Türkiye olarak bizim de yapmaya çalıştığımız budur. Kimsenin hilafına bir çaba içinde olmamız söz konusu olmaz"

"Filistin çok şiddetli bir şekilde karşı çıktı. Bu anlaşmayı desteklemek mümkün değildir. Esasen bu anlaşmanın amacı bugün hepimizin "ölü doğdu" dediğimiz sözde Yüzyılın Anlaşması'nı desteklemek için ABD'nin öncülüğünde yapılmış bir anlaşmadır. Bu anlaşma, aynı şekilde iki devletli çözümü adeta ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bu anlaşma BAE'nin de üyesi olduğu Arap Ligi'nin ve Arap Barış Planı'nın tek taraflı ortadan kaldırılmasını amaçlıyor. Burada Abu Dabi tek taraflı bir şekilde Arap Barış İnsiyatifi'ni ortadan kaldırmaya çalışıyor.