Gazeteci-yazar Cengiz Çandar, Harvard Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Merkezi'nin düzenlediği "Türkiye ve Ortadoğu'yu anlamak ve yanlış anlamak" başlıklı seminerde yaptığı konuşmayı ve Türkiye'deki siyasi gündeme ilişkin görüşlerini Hürriyet'ten Cansu Çamıbel'e anlattı.

Harvard'daki randevusunun ardından Çamıbel'e açıklamalarda bulunan Çandar, HDP’nin süreçte devre dışı kalmasını hükümet kadar PKK'nin de istediğini öne sürerken, "Asıl sürpriz gelişmeler ise Washington-Kürtler hattında yaşanabilir," dedi. PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin de konuşan Çandar, "Öcalan ne zaman ağzını açmıyorsa ya da konuşması sağlanmıyor ise devletle Öcalan’ın arasında bir mutabakat durumu yok demektir," dedi.

"İMRALI SESSİZSE MUTABAKAT YOKTUR"

Cengiz Çandar'ın, HDP Heyeti'yle, yine avukatları ve ailesiyle görüştürülmeyen PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili olarak, Çamıbel'in, "Malum İmralı’ya heyetlerin gidişi durduruldu, Öcalan’ın sesini duymaz olduk. Yalçın Akdoğan HDP için ‘Öcalan bunları yakalasa sopayla kovalar’ dedi. Bir taraftan da devlet tarafından Öcalan’ın çatışmaları durduramayacağı kaygısı taşıdığı yönünde haberler sızdırılıyor. Gerçekte durum ne sizce?" sorusuna verdiği yanıt şöyle:

"Öcalan tamamen enstrümantalize ediliyor. Daha çok hükümet tarafından ‘Öcalan böyle düşünüyor, şöyle yapardı, aslında şöyle...’ gibi açıklamalar yapılıyor. Eğer durum hükümet tarafının dediği gibiyse bunun kolay yolu var. 6-8 Ekim olayları Öcalan’ın sözüyle durmuşsa, demek ki Öcalan’ın sözünün Kürtlerin üzerinde altın kurşun değeri var. O bir şey söyleyince bugüne kadar uygulandı. Madem bu kadar kritik durum var. Madem Öcalan da sizin söylediğiniz gibi HDP’nin ciddi dayak yiyeceği, PKK’nın Kandil’deki lider kadrosunun fena halde itibar kaybedeceği bir yaklaşım içinde. E o zaman bırakın desin. Memleketin bundan daha fazla hayrına bir şey olabilir mi? Hem HDP’ye ayar versin, hem de PKK liderlerinin bütün itibarını ortadan kaldırsın. Hükümet tarafı buna inanıyorsa e o zaman tepe tepe kullan, konuştur Öcalan’ı. Ama Öcalan’ın yakalandığı 99 yılından bundan 6-7 ay öncesine kadar yaşanan deneyimlerin bize söylediği şu; Öcalan ne zaman ağzını açmıyorsa ya da konuşması sağlanmıyor ise devletle Öcalan’ın arasında bir mutabakat durumu yok demektir. Devletle Öcalan arasında taktiksel bir örtüşme olduğu anda Öcalan’ın sesinin duyulmasına izin veriliyor. Sesinin hiç duyulmadığı dönemler Öcalan’ın devletle arasındaki makasın açıldığı dönemler olarak algılanabilir."