Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Şubat Stadyumu'nda yapılan Ak Parti İl Kongresinde tiyatro tartışmasına  değinerek şöyle dedi:

 

"Son günlerde tiyatro üzerinden Türkiye'de bir tartışma yürütülüyor. Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Son günlerde gündemi işgal eden tartışma tiyatro tartışması değil mesele başka. Kendilerine küçük iktidar alanları, rant köşeleri tutmuş, ideolojilerin arkasına sığınmış kendi doğrularını 75 milyona dayatmak isteyen seçkincilerin millete tepeden bakma meselesidir.

 

Tanzimat'tan bu yana en iyiyi, en doğruyu kendilerinin bildiğini iddia edenler, millete tepeden bakarlar, kendi ürettiklerinin yüksek sanat olduğunu iddia ederler.

 

Örneğin Kahramanmaraş’ın söz ustalarını, kalem erbabını, Anadolu’dan Trakya’dan yetişmiş ustaları, küçümser kaale almazlar. Bunların siyasi kanadı nasıl ki Türkiye’nin tapusunu kendisinde zannediyorsa, bu seçkinciler de sanatın, bilimin, bilgi ve tefekkürün tapusunun kendi ellerinde olduklarını zannederler. Sanatın sanatçı kimliğinin, aydın, yazar kimliğinin arkasına sığınırlar, kendilerini sadece o dar kalıplara mahkum etmekle kalmaz, bu ülkenin gerçek sanatçılarına da haksızlık yaparlar. Bunlar sanatı sanat için yaparlar. Bunlar sanatı toplum için yapmazlar. Sanat toplum için yapılır. Sanat toplum için yapılırsa değer ifade eder. Bunlar elitisttir. Bunlar jakobendir. Bunlar kendi kast sistemlerine başkalarının girmesine asla müsaade etmezler. Hem devlet tiyatrosundan maaş alacak, hem şehir tiyatrosundan maaş alacak ondan sonra çıkacak istediği zaman dizi filmlerde oynayacak, istediği zaman başka yerlerde rol alacak, her yerden de bu şekilde nemalanacak. Mesele bu.

 

Zihinlerin ardındakileri ortaya dökmeye niyetlerini açık etmeye başladılar. Bu kesim çıkıp millete 'bidon kafalı', 'Göbeğini kaşıyan adamlar' dediler. Şimdi de 'kasaba bürokratı' diyerek, 'belediye temizlik işçisi tiyatrocular' diyerek milleti küçümsüyorlar. Rahmetli Cem Karaca bunlara zamanında çok güzel şarkısıyla cevabı verdi. Bunlar aydın değil bunlar yarım porsiyon aydındır. Bunlar barların önünde bir ellerinde viski, bir elleri çenelerinde bir kaşları yukarıda hiç bir şey üretmeden hakaret ederler. Sinemadan, heykelken, sanattan bir tek bunlar anlar. Milletin alın terini eğitimini beğenmezler. Yıllarca karikatürleriyle köşelerinde, ekranlarında aşağıladılar bu milleti. Filmlerinde yazdıklarında bu ülkenin din adamlarını aşağıladılar. Finansmanı devletten aldılar, finansmanın gerçek sahibi olan milleti aşağıladılar. On yıllardır devlet tiyatrolarına harcanan para ne biliyor musunuz? Bakın söyleyeyim 140 milyon Türk lirası. Gelen ne, 4 milyon Türk lirası. 140 milyon Türk lirası nere 4 milyon Türk lirası nere. 10 yıllar boyunca sırtlarını statükoya dayadılar oradan nemalandılar. Statükonun değişmesinden rahatsız oldular. Çok bilmiş despot tavırlarla millete parmak sallama dönemi geride kaldı. Milletin en masum taleplerini 'irtica' 'yobazlık' diyerek bir kaşık suda boğma dönemi artık geride kaldı. Sanatçı kimliği aydın, yazar kimliği arkasında durup milleti küçümseme milleti hizaya sokma dönemi artık geride kaldı. Milletin parasını, vergisini, tüyü bitmedik yetimin hakkını alıp, sonra milletin tercihlerini milletin seçtiği hükümetleri aşağılama dönemi artık kapandı. Bu ülkede, siyasette, bürokrasinde hukukta kast sistemi hanedanlık sistemi Ak Parti ile birlikte sona ermiştir. Bu millet artık aşağılamalara tahrike boyun eğmeyecektir. Kendi talep ve arzularının yok sayılmasına göz yummayacak. Sen tiyatro mu oynayacaksın özgürce hareket et. Kendi aranda tiyatronuzu kurup bu alana girin. Bizim dönemimizde tiyatro sahneleri hiçbir dönemle mukayese edilmeyecek kadar artmıştır. Bu sahneleri sizlere tahsis ederiz, yeri gelirse beğenirsek inceleme kurulumuz da buraları destekler. Ama bugüne kadar gelen anlayış olmayacak, artık özgür olun özerk ve özel olun. Artık devlet tiyatro sahnesinden çekiliyor, buyurunuz siz tiyatro sahnesinde kalın."