Üniversitelerde vereceği konferanslar ardarda iptal edilen Arınç, bu yolun baskıcı rejimlerin yolu olduğunu söyleyip, özgürlük için mücadele edeceğini duyurdu. Ak Parti hükümetine sert eleştiriler yapan Arınç bu tarz uygulamaların utanç vesilesi olduğunu ve milli iradeye saygısızlık yapıldığını savundu.

Eski AK Partili Bülent Arınç’ın Ankara’da Turgut Özal Üniversitesi’nde katılacağı toplantı son anda 'provakasyon ihtimali' gerekçesiyle iptal edilmişti.

Bülent Arınç, iptal sonrasında Twitter’dan kapsamlı bir açıklama yaparak hükümete göndermelerde bulundu.

"ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE SAYGISIZLIK"

Rota Haber’e göre, Arınç açıklamasına konferans taleplerini kendisinin yapmadığını, üniversite yönetimlerinin değil öğrencilerden geldiğini vurgulayarak başladı.

Her görüşten öğrenci gruplarının ortak mutabakatıyla davet edildiğini söyleyen Arınç, "provokatif olaylar çıkabilir" gerekçesiyle konferansının iptal edilmesini öğrencilere saygısızlık olarak niteledi.

"GERÇEKLERİ DUYMAYI ENGELLİYORLAR"

Bülent Arınç devamında hükümeti kastederek "Siyasi veya idari makamlardan gelen ya da gelebilecek olan bu tür susturma çabaları "Gerçekleri duymayı istememek ve duyulmasını engellemek" kaygısıyla açıklanabilir" dedi.

"AK PARTİ DÖNEMİNDE BİR UTANÇ VESİLESİ"

Açıklamasında hükümete sert göndermelere devam eden Bülent Arınç, 14 yılda 90 üniversite açmakla gururlanan AK Parti'nin bulunduğu bir dönemde bu tarz uygulamaların utanç vesilesi olduğunu ve milli iradeye saygısızlık yapıldığını anlattı.

Arınç devamında şunları söyledi:

"BU YOL BASKI REJİMLERİNİN YOLUDUR"

"Anlaşılan şu ki, Maharet üniversite açmak değil; üniversitelerde özgürlüğün ve bilim üretmenin yolunu açmaktır. Maharet, yönetici olmak değil; yönetebilmektir. Hoşa gitmeyen gerçekleri duymama ve duyurmama adına izlenen bu anti demokratik yol, baskı rejimlerinin yoludur ve tarih kitapları bu yolun yolcularının hazin sonlarıyla doludur.

"SESİMİZ KISILMAYA BAŞLANDI"

Bilinmelidir ki, "provokatif olaylar" üniversitelerde konferans verildiğinde değil; bilakis kürsüler, kalemler, meşru ve farklı sesler susturulduğunda çıkar. 40 yılı aşan siyasi hayatımda, inandığım doğruları özgürce söylediğim hiçbir dönemde "provokatif olaylar" çıkmadı. Fakat ne zamanki sesimiz kısılmaya, varlığımız yoklukla imtihan edilmeye başlandı, işte o zaman attığımız her adım "olay" oldu"

Açıklamanın tamamı şu şekilde: