HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Muğla İl Kongresine katıldı.

Selahattin Demirtaş'ın AİHM kararına rağmen tahliye edilmemesine değinen Beştaş, "Türkiye’nin geleceği ve itibarı açısından bir an önce AİHM kararı dikkate alınmalı ve Demirtaş tahliye edilmeli" dedi.

Seçim çalışmalarına ve ittifak görüşmelerine değinen Buldan, "Muğla’da da AKP-MHP zihniyetinin kaybetmesi, elindeki belediyeleri almak için güç birliklerine destek vereceğiz" dedi.

Buldan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Türkiye içinde her türlü haksızlığın adaletsizliğin yaşandığı bir süreci yaşıyoruz. Bugün Türkiye cezaevlerinde siyasetçilerin, gazetecilerin, aydınların, kadınların, annelerin çocuklarıyla birlikte olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye hiçbir dönem olmadığı kadar cezaevleri başta olmak üzere her yerde toplumun her kesimini etkisi altına almaya çalışan bu baskı politikalarıyla karşı karşıyadır. Türkiye halklarının da direnerek mücadele ederek kazanacağı bir dönemdeyiz. 

Bugün Selahattin Demirtaşların, Figen Yüksekdağların, İdris Balukenlerin, Sebahat Tuncellerin, Gülten Kışanakların, Çağlar Demirellerin cezaevinde olduğu bir dönemde, Parlamentonun tek tutuklu milletvekili olan Leyla Güven ile birlikte bu mücadele cezaevlerinde de devam ediyor. Arkadaşlarımız birer siyasi rehine olarak cezaevlerinde tutuluyor. Şimdi siyasi rehine olan arkadaşlarımızın dışarıda başlatmış olduğu barış ve demokrasi mücadelesi içeride de devam ediyor. İçeride ya da dışarıda bu hükümetten bu sistemden bu ülkeyi yöneten anlayıştan rahatsızlık duyanlar aynı mücadeleyi verme kararlılığındadır. Belki de bizi ayakta tutan tek şey budur. İçeride de dışarıda da olsak amacımız talebimiz mücadelemiz birdir. İçeride rehine olarak tutulan arkadaşlarımıza buradan sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz. 

Leyla Güven kendisi için değil tecridin kalkması için direniyor

En büyük selamı bugün Diyarbakır cezaevinde 24 gündür bedenini açlık grevine yatıran sevgili Leyla Güven’e gönderiyoruz. Bilirsiniz, Leyla Halid Filistin mücadelesinin ve direnişinin sembolüydü. Bugün sevgili Leyla Güven Türkiye halklarının, Kürt halkının zalimlere karşı direnişinin temsilcisidir. Sevgili Leyla Güven kendisi için, cezaevinde olduğu için bu grevi başlatmadı. Uzun yıllardır İmralı cezaevinde ağırlaştırılmış bir tecrit altında hiç kimse ile görüştürülmeyen, 3,5 yıldır bu tecride maruz kalan Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için direniyor. Biz biliyoruz ki bu tecrit sadece Sayın Öcalan’a uygulanmıyor. Türkiye halkları, kadınlar, gençler, işçiler, emekçiler bu tecritten nasibini alıyor.

AİHM KARARINI UYGULAYACAKSINIZ

En son Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM kararına ilişkin Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi hükümetin henüz kendisine görüş bildirmemesini gerekçe yaparak tahliye talebini reddetmiştir.

AİHM kararı hukuki bir karardır. Ancak Demirtaş’ın ve diğer bütün seçilmiş arkadaşlarımızın cezaevlerinde olması siyasi bir karardır. HDP olarak şunu ifade ediyoruz. Selahattin Demirtaş’ı tahliye edeceksiniz, Demirtaş özgürlüğüne kavuşacak AİHM’in kararını tanımak zorunda kalacaksınız çünkü altına imza atmışsınız. AİHS’nin de altında Türkiye’nin AİHM’in kararlarını tanıyacağına dair imzası vardır. Bu imza Türkiye’yi bağlar. Sizin adalet, hukuk anlayışınızın karşısında başta uluslararası arena olmak üzere mücadelemizi her yerde vereceğiz ve arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşacaktır. 

Demirtaş’ı sevmiyor, beğenmiyor olabilirsiniz ama milyonlarca insan Demirtaş’ı seviyor. İki kez Cumhurbaşkanlığı adaylığını koymuş olan, hepinizden daha genç, zeki, espirili, daha akıllı bir siyasetçiyi cezaevinde rehin olarak tutmak bu ülkeye hiçbir şey kazandırmaz. Türkiye’nin geleceği ve itibarı açısından bir an önce AİHM kararı dikkate alınmalı ve Demirtaş tahliye edilmelidir. Bu karar bir emsal teşkil edecektir. Tüm arkadaşlarımızın durumunun da aynı kapsamda ele alınacağı bir dönemin mutlaka hayata geçmesi lazım. 

Bu kararı tanımayarak zaman kazanmaya çalışanlar, yerel seçimlerden önce bu tahliyeyi düşünmeyenlere halk sandıkta gereken cevabı verecektir. 3-4 ay sonra sandıklar kurulacak ve bu sandıklarda insanlar iradelerini gösterecektir. 31 Mart seçimleri hepimiz açısından çok önemli. Bu dönemin bir yol ayrımı olduğunu bilmek, yerel seçimlerin önemini anlamını kavramak gerekiyor. Bu iktidardan, faşizm koşullarından, sistemden kurtulmanın bir yolu da bu seçimlerdir. AKP’nin adaylarına bakıyoruz kayyumları, eski vali yardımcılarını, eski belediye başkanlarını, eski bakanları belediye başkan adayı olarak halkın önüne çıkardılar. Halkın önüne çıkaracakları yeni herhangi bir isim yok. İki yıldır Diyarbakır’da kayyumluk yapan ve halkın değerlerine hakaret eden, kurumlarımızı kapatan, belediye binamızın etrafını zırhlılarla, tel örgülerle kapatan, insanların belediyeye girmesini engelleyen bir zihniyeti aday olarak gösterdiler. Bir kayyumu Diyarbakır halkının önüne çıkardılar. Kendilerine teşekkür ediyoruz, iyi yaptılar. Diyarbakır halkı sandıkta kayyuma gerekli cevabı verecektir. Onların Diyarbakır halkının önüne çıkma cesaretleri yok. Başka isimleri çıkarma cesaretleri yok. 

SEN NEDEN DİYARBAKIR'DN ADAY OLMUYORSUN

Geçen gün çağrı yaptık; varsa cesaretiniz Diyarbakır halkının önüne Süleyman Soylu'yu niye çıkarmıyorsunuz, neden Recep Tayip Erdoğan sen Diyarbakır’dan belediye başkan adayı olmuyorsun? Düşündüğünüz yer sadece Ankara, İstanbul, İzmir midir? Bu büyükşehirler için her gün yarış içinde olan, Binali Yıldırım’ı aday gösterenler Diyarbakır halkının karşısına ancak kayyumları çıkarabiliyorlar. Süleyman Soylu da olsa da Binali Yıldırım da olsa verecek cevabımız vardır ve halkımız bu cevabı verecektir. 

Diyarbakır’da da, Van’da da, Hakkari’de de o kayyumları da tek tek Ankara’ya göndereceğiz. 3 yıl boyunca kayyumluk yapıp değerlerimize hakaret edenleri öyle Ankara’da evlerinde otursunlar diye değil, hukukun ve adaletin karşısında, halkın karşısında hesap verecekleri gün için göndereceğiz. Bizim açımızdan sadece bölge değil, Türkiye’nin batısı da yerel seçimlerde oldukça önemlidir. Şimdi Ege tavrını göstermek zorundadır. Nasıl ki 16 Nisan referandumunda Ege hep birlikte hayır dediyse, şimdi büyük güç birliktelikleriyle ortak adaylarımızla bunu gösterecektir. 

FAŞİZMDEN KURTULMANIN TEK YOLU GÜÇ BİRLİKTELİĞİ

İlkesel olarak AKP ve MHP’ye kaybettirme politikalarını önümüze hedef olarak koyduk. Türkiye’nin batısında, doğusunda, kuzeyinde, güneyinde 7 bölgesinde onlara her yerde kaybettirmek bizlerin sorumluluğudur. Bu kalan süreci çalışarak bir seferberlik ruhuyla bir referandum niteliğinde mutlaka kazanacağımıza olan inancımızla çalışmak en büyük sorumluluğumuzdur. Bu faşizan zihniyetten, kutuplaştıran bu imhacı zihniyetten kurtulmanın tek yolu sağlayacağımız güç birlikleridir. Türkiye halkları ortak mücadele ile bu tarihi yazacaktır. Bu vesilesi ile Muğla İl Örgütümüz ve ilçelerimizle güç birliklerine destek vermeye hazırız. Muğla’da da AKP-MHP zihniyetinin kaybetmesi, elindeki belediyeleri almak için güç birliklerine destek vereceğiz. Aday başvuru sürecimiz devam ediyor. Muğla’daki halkımız da mutlaka başvurulmalıdır. Kadın arkadaşlarımız, genç yoldaşlarımız, barış ve demokrasiden yana olan herkesi başvuru yapmaya çağırıyoruz. Hep birlikte kazanacağız ve hep birlikte bizler olacağız. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.