HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, YSK'ya yaptıkları başvuruya ilişkin, "Cumhurbaşkanı'nın şu anda yaptığı suçtur. Hiçbir savcı da cesaret edip bunun hesabını soramıyor. YSK'ya bugün suç duyurusunda bulunduk. Cumhurbaşkanı'nı uyarması lazım, ihtar etmesi lazım, 'suç işliyorsun' demesi lazım" dedi.

Demirtaş, ayrıca bugüne kadar 41 HDP seçim bürosunun yakıldığını belirterek, partililere provokasyonlara karşı dikkatli olmaları çağrısında bulundu.

7 Haziran'daki seçimlere heyecanla hazırlandıklarını ifade eden Demirtaş, "Ele ele, kol kol büyük bir coşkuyla hazırlandığımız 7 Haziran seçimleri, bugüne kadar yüzü gülmeyenlerin yüzünü güldürecek bir seçim olacak. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa halk, kendi iktidarını yani yoksulun, fabrikada, atölyede üretenin, memurun, köylünün ve esnafın iktidarını kurmak için bir umut yaratacak. Biz sadece barajı aşmış olmayacağız, elbetteki yüzde 10 barajı tarumar olacak ama AKP'nin gidişiyle artık demokratik bir iktidar alternatifi ortaya çıkacak. Biz ülkemizi yönetmeye hazırlanıyoruz. Sizler hazırsanız, HDP hazırdır" şeklinde konuştu.

Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Fethullah Gülen ile görüşmesi konusunda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le polemik yaşadığını belirterek, şöyle konuştu:

"'Pensilvanya'ya, Fethullah Gülen'le görüşmeye gittiğimden Gül'ün bilgisi ve onayı vardı' diyor. Sayın Gül çıktı ve yalanladı 'hayır' dedi. Yani ülkenin Dışişleri Bakanı'yken Ahmet Davutoğlu beyefendi, bugün paralel yapı, çete diye suçladığı kişiyle gizli görüşme yapmış. Bu ortaya çıktı. Sen paralel örgüt dediğinle gizli buluşup, ağlaşırken, ortak iş yaparken herşey iyiydi de şimdi öküz öldü, ortaklık bozulunca mı bizi suçlamaya başladın. 12 yıl boyunca hep beraber ülkeye kan kusturmadı mı bunlar? Bütün kirli oyunları bunlar yapmadı mı? Neymiş HDP ve paralel işbirliği yapıyormuş. Sizden daha büyük paralel işbirlikçisi yoktur. Gülen cemaatini devlet içerisinde örgütleyen sizlersiniz, büyüten sizlersiniz. Bugüne kadar bunu da inkar etmediniz."

HDP'yi durdurmalarının imkanı olmadığının görüldüğünü belirten Demirtaş, kendilerine provokasyon ve kışkırtmalar yapıldığını söyledi.

Radikal’de yer alan habere göre Demirtaş, Diyadin'de yaşananları anlatarak, şöyle devam etti:

"İktidardan düştüklerin gün hepsinin hesabını vereceklerini biliyorlar. İstanbul'da adliyede bir savcı katledildi. Şimdi merak ediyorum, soruşturma gizlendi. Ama namuslu bir savcı çıksın ve meslektaşının nasıl öldürüldüğünü iyice incelesin. Göreceksiniz o savcıyı orada öldürenler de operasyonu yapanlardır. Buradan bir Türkiye'de korku ortamı yaratmak istediler. Bu provokasyonların amacı vatandaşı korkutmak ve AKP'ye mecbur bırakmaktır. AKP'nin Türkiye'de sayfasının kapanmasının, ampulünün sönmesinin zamanı gelmiştir. Bu da ancak sadece HDP'nin barajı aşmasıyla mümkün olur. HDP'nin barajı aşmadığı bir Türkiye'de AKP'nin felaketi dışında hiçbir ihtimal yoktur. Bizler, bütün Türkiye'nin ezilenleri, yoksulları, işçisi, köylüsü, çiftçisi, bütün kimlikten inançları, mademki el ele verip dürüst bir iktidar, kendi halkıyla Türkiye'nin dört bir tarafından ezilenden yana olan, halkıyla bir iktidar kurma kararı verdiysek herkesin boynun borcudur. HDP'yi daha güçlü bir şekilde parlamentoya taşıyacağız. AKP'yi durdurabilecek, en güçlü iradeyi, HDP'yi, daha güçlü bir şekilde 7 Haziran'daAnkara'ya göndereceğiz."

41 HDP BÜROSU YAKILDI

Partililere provokasyonlara karşı dikkatli olmalarını isteyen Demirtaş, 41 HDP bürosunun yakıldığını söyledi.

Demirtaş, bütün parti seçmenlerinin kendilerinin kardeşi olduğunu ifade ederek, "Yüzlerce insanı 1 Mayıs'ta Taksim meydanına çıkmak istediği için gözaltına aldılar. Bunların arasında bizim aday arkadaşımız da var. İstanbul adaylarımızdan Salih Şahin arkadaşımız da var. Yani milletvekili adayımızı gözaltına aldılar, 3 gün boyunca emniyetin alt katında işkence yaptılar" ifadesini kullandı.

7 Haziran'da sandıklar açıldıktan sonra birilerinin balkon konuşması yapamayacağını dile getiren Demiştaş, artık yenilgi göreceklerini söyledi.

Demiştaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Daha iktidara gelmeden Mercedes'i geri aldık değil mi? Bir trilyonluk makam aracını Diyanet'ten geri aldık. Halkın hakkıdır, sizin camilerde gönülden verdiğiniz yardımlarla lüks bir trilyonluk Mercedes alınır mı? İade etmen gerekirdi doğrusu bu ama 'ibret-i alem demişsin' ya bu fakir fukaraya mı? Saraydakine ibret olacak. Sarayı da geri alacağız. Bizimle alay edenler, yalan üzerinden birileri halkın gözünden düşürmeye çalışanlar, şimdi koltuktan kafa üstü düşmeye hazırlanıyorlar. 7 Haziran'da koltuğu ters çevirmeye hazır mıyız? Oylarımıza sahip çıkmamız lazım. Önümüzde kısa süre var. Her saati iyi değerlendirmeliyiz. Kafası karışık kim varsa gidip çayını içmeli, dostluk ve kardeşlik mesajlarımızı götürmeliyiz. Bu seçimde oydan daha kıymetli birşey için kapılarını çalacağız. Barış, kardeşlik, ön yargıları ortadan kaldırmak için bu seçimden daha kıymetlidir. Oydan, milletvekilliğinde ve iktidardan bin kat daha kıymetlidir. Siz gidin gönüllerinizi, duygularınız kardeşlerinizle birleştirin biz seçimi kaybetsek de kazanmış sayılırız. Gönülleri, duaları kazandıktan sonra seçim kaybetsek de gam yemeyiz. Sandıkta dikkatli olmanız lazım. Halkın iradesine, oyuna sahip çıkacağız. Sadece HDP'nin oylarına değil, bütün partilerin oylarına sahip çıkmanız lazım. Çünkü, bize oy versin vermesin o irade değerlidir. Hile yapılmaması için sandık başında dürüst ve adil bir çalışma yapacağız."