HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Afrin harekatına destek veren sanatçılara tepki gösterdi. Başaran, "Bugün savaş naraları atan sanatçılar, Amed Newroz meydanında, Diyarbakır meydanında kendine yer kapmak için birbirlerini eziyorlardı. Alkış tuttu milyonlarca kişi bu konuşmaya" dedi. 

HDP Grup Başkanvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Meral Danış Beştaş'ın milletvekilli yargılanmalarında yaşanan hukuksuzlukların araştırılması amacıyla Meclis'e sunduğu önerge AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. 

Önergenin görüşmeleri sırasında partisi adına söz alan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, şöyle konuştu: 

Milletvekillerinin yargılamalarındaki hukuksuzluk, Türkiye'deki yargılama hukuksuzluklarının sadece çok ufak bir parçası. Beş dakika değil, beş saat, beş gün, 500 gün konuşsak tüketemeyecek kadar çok hukuksuzluğun geliştiği bir süreçten geçiyoruz. 

TASFİYE ARACI OLARAK KULLANIYOR 

Biliyorsunuz, kuvvetler ayrılığı diye bir ilke var; yargı, yürütme ve yasama birbirinden ayrılır. Ama Türkiye'de artık yürütme yargıyı siyasi rakiplerini tasfiye aracı olarak kullanıyor. En muhalif duran, ülkenin gerçekten çözüm umudu olan Halkların Demokratik Partisine yönelik son 2 buçuk yıldır gerçekleştirilen saldırıların hukuki anlamda açıklanır bir tarafı yoktur. Tamamen bir siyasi tasfiye, bir siyasi soykırım operasyonları silsilesidir ve bu operasyonlar çerçevesinde başta eş genel başkanlarımız olmak üzere 15 milletvekili arkadaşımız tutuklandı. Şu anda bu Meclis çatısı altında olması gereken 9 milletvekili arkadaşımız tutuklu. Her gün bu Meclis'e milletvekilliğinin düşürülmesi yönünde tezkereler getiriliyor, halkın iradesi yok sayılıyor, burada eller kalkıyor ve milletvekillikleri düşürülüyor.

HALKTAN KAÇIRILAN YARGILAMALAR 

Şimdi, bu hukuksuzluklara bir iki örnek vereceğim. Yarın Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın Ankara'da duruşması var ama Sıhhiye Adliyesinde yapılmıyor. Niye? Güvenlik gerekçesiyle. Kimin güvenliği, neyin güvenliği? Biz bunun güvenlik gerekçesinden kaynaklanmadığını biliyoruz. Halktan kaçırılan yargılamalar olduğunu; halkın, basının, kamuoyunun hukuksuzlukları görmemesi için Sincan Adliyesi'nde yapıldığını biliyoruz. 

NEWROZ MEYDANINDA YER KAPMAK İÇİN BİRBİRLERİNİ EZİYORLARDI 

Bir benzeri de İstanbul'da oldu, dağın ortasında, insanların ulaşamayacağı bir yerde, baksanız bina olduğunu anlayamayacağınız bir mekanda bir duruşma salonu kurulmuş ve Selahattin Demirtaş yargılanıyor. Peki, İstanbul'daki bu duruşmada neden yargılanıyordu? 2013 Newrozu'nda yaptığı konuşmadan. 2013 Newroz'u dönemine biraz bakıp sonra da gazete manşetlerine bakmamız gerekiyor. 

2 YIL 6 AY SAVCILAR UYUDU 

O gün suç olmayan, tam 2 yıl 6 ay sonra suç kabul edildi. 2 yıl 6 ay savcılar uyudu, o dönemin konsepti, barış süreci kendilerine yaradığı için uyudu. Ne zamanki HDP karşılarında 7 Haziran zaferini kazandı, 1 Kasımın zaferini kazandı, büyük bir siyasi rakip olarak karşılarına dikildi, hepsi bir anda uyandı. O günün "havuz medyası" dediğimiz ana akım medya nasıl manşetler attı? "Newroz Ateşi Barış İçin Yandı". Bugün savaş naraları atan sanatçılar, Amed Newroz meydanında, Diyarbakır meydanında kendine yer kapmak için birbirlerini eziyorlardı. Alkış tuttu milyonlarca kişi bu konuşmaya.

BU KÜRSÜDEN YAPILAN KONUŞMALAR SORUMSUZLUK KAPSAMINDADIR

Peki, bu konuşmayı hiç mi yapmadı daha önce Selahattin Demirtaş? Yaptı, bu Meclis kürsüsünden yaptı, grup toplantısında yaptı, birçok yerde benzer konuşmaları yaptı. Bu kürsüden yapılan, grup toplantısında yapılan konuşmalar Anayasa'nın açık hükmüne göre sorumsuzluk kapsamındadır. Bunu sadece biz söylemiyoruz. 8 Nisan'da, birkaç gün önce bir programa katılan, şu anda da Genel Kurul'da olan Sayın Bekir Bozdağ da aynı şeyi söylemiş. Şunları söylemiş: "Sayın Kılıçdaroğlu kamuoyuna her zaman olduğu gibi doğruları söylemiyor, çarpıtıyor her şeyi. Meclis Genel Kurulu ve grup toplantısı kürsüsünde söyledikleri bizim Anayasamıza göre suç olsa dahi suç kabul edilmediği için soruşturma ve kovuşturma kapsamı dışında tutuluyor." Tamam, bu, sadece bir kesim için mi geçerli?

Israrla, soruşturma başlatılmadan önce savcılığın araştırması gereken husus niye araştırılmıyor? Sormak gerekiyor Sayın Başkan Vekiline, "bugüne kadar bu milletvekili acaba Meclis'te bu konuşmayı yaptı mı" diye. Başkanlık Divanına Mecliste herhangi bir soru soruldu mu? "Bu vekil bu konuşmayı yapmış, suç vasfı taşıyor ama Meclis kürsüsünden ifade edilmiş mi" diye soruldu mu? Hayır, sorulmadı. 

TALEPLERİMİZ REDDELİYOR 

Peki biz kovuşturma esnasında talep ettiğimizde ne oluyor? Heyet 10 dakika ara veriyor. Müzakere etmesi gerekiyor ya -görünüşte müzakere- gidiyor 5 dakika, bir görüşmeler, telefon trafiği, "Ne yapsak, ne yapsak?" Döndüklerinde talebimiz reddediliyor. Bu açık bir biçimde görevi kötüye kullanmaktır, suçtur ve bu açık bir şekilde. Bu Meclis'in itibarını zedelemektedir. Benim bu kürsüde söyleyeceğim bütün sözler dokunulmazlık, mutlak sorumsuzluk kapsamındadır. Ama mesele HDP'liler olunca, mesele Selahattin Demirtaş olunca, mesele Figen Yüksekdağ olunca, mesele Burcu Çelik olunca, mesele Gülser Yıldırım olunca, mesele Selma Irmak, Ferhat Encü olunca dokunulmazlık ve sorumsuzluk kapsamında kabul edilmiyor. 

İşte tüm bunların konuşulacağı,bu hukuksuzlukların konuşulacağı bir komisyon kurulması gerekiyor. Kurmazsanız da bu baskılar devam etse de bizi yıldıramadığınızı görüyorsunuz. Hala saldırmalarınızdan da bizimle baş edemediğiniz çok açık ortadadır. 

Kaynak: Demeokrat Haber