ANKARA - Uzun zamandır hazırlıkları sürdürülen Kongre Girişimi Kongresi Ankara’da başladı. Tüm muhalif kesimlerin bir çatı altında toplanmasının hedeflendiği, 2 gün sürecek olan kongrede, Girişim Kongresi’nin program ve tüzüğü tartışılarak karara bağlanacak.

Kongreye 20 bölgeden seçilen 800'ü aşkın delege yanı sıra, aralarında DTK Eş Başkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, Milletvekilleri Hasip Kaplan, Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü, Nursel Aydoğan ile EDP Genel Başkanı Ferdan Ergut, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın da bulunduğu çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ile sendika temsilcisi katıldı.

Kongrenin yapıldığı salona 13 dilde "Birleşiyoruz" yanısıra aralarında "Halklara ve inançlara eşitlik, özgürlük için birleşiyoruz", "Emperyalist saldırılara ve işgallere karşı birleşiyoruz", "Homofobiye, transfobiye karşı birleşiyoruz", "Kürt sorununda barışçıl ve demokratik çözüm için birleşiyoruz" ve "Erkek egemenliği ve cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğe karşı birleşiyoruz" yazılı pankartların da bulunduğu çok sayıda pankart asıldı.

Kürt, Laz, Süryani, Mıhallemi, Pomak, Roman, Ermeni, Rum, Çerkez, Gürcü, Alevi ile Afrika halklarından delegeler salondakileri ana dilleri ile selamladığı kongrenin başlangıcında “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları yükseldi.

Selamlamanın ardından eski milletvekili Akın Birdal başkanlığında divan seçimi yapıldı.

Kongre iki gün sürecek. İlk günde, program ve tüzük üzerine tartışmalar yapılarak, önerilerin değerlendirileceği komisyonlar oluşturulacak. Kongrenin isminin de bugünkü toplantıda gündeme gelmesi bekleniyor. İsme ilişkin önerilerde öne çıkan eğilim ‘Halkların Demokratik Kongresi’.

Kongrenin ikinci gününde ise partileşme gibi konuların da ele alınması bekleniyor. Kongre, açılış konuşması ile devam ediyor.

KATILIMCILARINDAN ORTAK MÜCADELE VURGUSU

Kongre Girişimi'nin Türkiye Kongresi katılımcıları değişik halk ve topluluklar olarak sorunlarının ancak ortak mücadele ile aşılacağını belirterek, bunun için kongrenin yeni bir başlangıç olduğunu söylediler.

Ramadan Güldür (Roman): “Romanların sesini duyurmak istiyorum. Kongrenin taslak metinlerinde bütün etnik kimlikler sayılırken, Romanların adı geçmedi. Bu durumun değişmesi için buradayım. Kürtlerin sorunlarının demokratik olarak çözümü, Romanların haklarını da kazandıracaktır.”

Süleyman Sayar (Nusayri): “Nusayrileri temsilen buradayım. Nusayriler Arap Alevisi halktır. Etnik bakımından Arap, inanç bakımından Aleviyiz. Türkiye'de yaşayan Nusayrilerin hem etnik bakımdan, hem mezhepsel olarak sorunları var. İbadet yerleri belediye ve devlet tarafından desteklenmiyor. Asimilasyona uğruyoruz. Yeni nesil neredeyse hiç Arapça bilmiyor. Özümüzü unutuyoruz. Bu sorunları ve taleplerimizi kongreye taşımak için delege oldum. Sesimizi daha güçlü bir şekilde duyurmak istiyoruz. Haklarımızın anayasal güvence altına alınması için mücadele etmek, dini bayramımızın resmiyet kazanması için mücadele etmek istiyoruz.”

Seyithan Korkmaz (İşçi): “İşçilerin birleşik mücadele beklentisi var. Türkiye'de üçüncü cephenin burada olgunlaşabileceğini düşünüyorum. Kongre, genel kitle üzerinde de büyük bir heyecan yarattı.”

Nihat Göktaş (Ölüm Orucu eylemcisi): “Gerek demokrasi, gerek insan hakları alanında mücadele eden kesimleri kapsayacak bir yapılanma. Toplumsal kesimlerin temsiliyetini sağlayacak bir yapılanma olacak. Ben de burada olmak istedim."

Hacay Yılmaz: “Kürt hareketiyle Türkiyeli sosyalistlerin, demokratlar ve Türk emekçilerin birliğinin adımı olarak görüyorum. Bu adımın gerçek bir alternatif olabileceği umudunu taşıdığım için bu girişimin içinde yer aldım. Bu birlikteliğin kamuoyunda bir dalga yaratabileceği ve giderek de kurumsallaşıp bir partiye dönüşebileceği beklentisi içerisindeyim.

KÜRKÇÜ: BU MÜCADELENİN YÖNETİCİ SINIFI KADINLAR OLACAK

Kongre Girişimi çağrıcılarından Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, kendilerine yeniden mücadeleyi öğreten Kürt özgürlük hareketini, savaşçılarını, mücadelesini selamlayarak, Kürtler özgürleşmeden, Türkiye'nin özgürleşemeyeceğini söyledi. Kendilerini Türkiye'deki bütün ezilenlerin ve halkların temsilcisi olarak gördüklerini belirtti. Kadın mücadelesine dikkat çeken Kürkçü: "Bu mücadelenin yönetici sınıfı kadınlar olacak" dedi.

Kongre Girişimi'nin Türkiye Kongresi, Ankara'da 800'ü aşkın delege ve konukların katılımıyla devam ediyor. Divan Başkanı Akın Birdal, salonu saygı duruşuna çağırdı, ardından kongreyi açtı. Birdal'ın ardından kongrenin açılış konuşmasını yapan Ertuğrul Kürkçü şu mesajları verdi:

"Hepimiz umutluyuz, ama biraz da tedirginiz. Bu kez atılacak adımlar hedefine ulaşacak mı diye düşünüyoruz. Bu kez hepimiz yeni bir yol denemenin gerekliliğine vardık. Bu yol, keşfetmektir. Kongre, şimdi başlıyor, kendi içine kapanmıyor, bitmiyor, her gün yeniden yoğrulacak. Yeni buluştuğu dinamiklerle rengine renk katacak.

Önceki deneyimleri özetliyoruz, ama onu terk etmiyoruz. Bugünkü kapitalist uygarlığı hep birlikte reddediyoruz, bu uygarlık içinde kendimize bir yer aramıyoruz. Ama yenilmiş devrimlerin derslerini de unutmuyoruz. Türkiye'nin tekçi hakimiyet rejiminin yok ettiğini, toprağın altına gömdüğü, her şey, tarihin içinden, toprağın altından çıkıyor, yeni bir hayat dinamiği olarak kendisini ortaya koyuyor. Türkiye'de bütün halkların kendi istedikleri gibi yaşama azmi ve iradesini temsil etmek istiyoruz. Bütün bunlara kaynağını veren Kürt özgürlük mücadelesini asla unutmuyoruz. Onun baş eğmez savunucularını saygıyla selamlıyoruz.

Özgürlük için ayağa kalkmış bütün halklarla, kedimiz için yaşamak için, kendimizin efendisi olmak için yola çıkıyoruz. Emeğin haklarını toplumsal haklarla karşı karşıya koyan değiliz. Bu mücadele halkların özgürlük mücadelesi, kaçınılmaz olarak emekçileri birbirine yaklaştırıyor, birbirlerinin inançları önünde saygıyla eğiliyoruz. Yezidinin, Rumun, Ermeninin, Kürdün hakkı için savaşmayana sosyalist denmez. Sosyalist bütün halkların hayat haklarını bilmekle mükelleftir. Kadınların kurtuluşunu davamızın mor bayrağı yapıyoruz. Bu patriarkaya karşı ayaklanan kadınların davasını kendimizin gibi sahipleniyoruz. Onlarla birlikteyiz, onlar bizi yönetecekler. Bu hareketin yönetici sınıfı kadınlar olacak.

Kürtler özgürleşmeden Türkler asla özgür olmayacak. Kürt halkının demokratik özerklik programını temelden destekliyoruz. Demokratik özerklik, herkese, bütün Türkiye’ye. Bütün ilçeler kendi kendilerini yönetecek. Bize bu esini kazandırdıkları, bizi bu bilgi ile donattıkları için Kürt halkının devrimci mücadelesinin önünde saygı ile eğiliyoruz. Kendimizi ezilen bütün mezheplerin savunucusu olarak görüyoruz. Düşünsel olarak genç olmak, hareketimizi hızla gençleştirmek, bütün kademelerde gençlere yer açmak görevlerimiz aramızda.

Kendimize yeni bir yol açmalıyız. 12 Haziran seçimlerinde kazandığımız mevziler bize umut kaynadığı oldu. Haki Karer’den Deniz Gezmişe bütün devrimcilere sırtımızı dayıyoruz. An serkeftin, an serkeftin.”

KIŞANAK: TARİHİ BİR ÇIKIŞ YAPMAK ZORUNDAYIZ

Çağrıcılardan Gültan Kışanak da, "Tarihsel bir anda tarihsel bir çıkış yapmak zorundayız" diye sözlerine başladı. Kışanak şöyle konuştu: "Türkiye'nin 21. yüzyıla yön verecek toplumsal bir dinamik, güçlü bir direniş, güçlü bir irade ortaya koymak zorundayız. Ancak bu durumda gerçekten tüm ezilenler adına görevimizi yerine getirmiş olabiliriz. Aksi takdirde tarih bizi sorgular, tarih bizi yargılar. Neden özgür demokratik gönüllü bir yaşamı inşa etmek için çalışmadınız diye torunlarımız bize hesap sorar. Tek çıkış yolumuz, demokratik, gönüllü eşit yaşamı savunmak ve bunu inşa etmektir.

TÜZEL: HÜKÜMETİN BÖLÜCÜ POLİTİKALARINA KARŞI BİRLİK HAREKETİ OLACAĞIZ

Çağrıcılardan milletvekili Levent Tüzel de, kongrenin birliği, kardeşliği ve özgürlük mücadelesini daha ileri noktalara taşıyacağını belirtti. Hükümetin işçi haklarına yönelik saldırılarına dikkat çeken Tüzel, "Hükümetin işçi emekçiyi halkları birbirine karşı kışkırtan bölen politikalarına karşı, dilimize, kültürümüze sahip çıkan bir birlik hareketi olarak görüyoruz. Emekçilerin bir örgütlenme mücadele ve dayanışmasının platformunu örmek istiyoruz. Halkların sözcüsü olmak için kongremiz çok önemli bir görevi yerine getirecektir" diye konuştu.

ÖNDER: BATSIN DEVLETİNİZ, YENİ BİR SİSTEM YARATACAĞIZ

Kongre Girişimi genel kurulunda konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, KCK tutuklamalarına dikkat çekerek, “Hepsini 'KCK' adına içeri tıkadılar. Efendim yeni bir devlet tasavvur ediyormuşuz. Eskisinden ne gördünüz, eskisinden ne gördük ki arkasından ağlayalım. Yere batsın sizin devlettiniz. Elbette ki yeni bir sistem yaratacağız” dedi.

Sırrı Süreya Önder, herkesi "dünyanın bütün dillerinde" selamladığını söyledi.

9 sayfalık konuşma hazırladığını, ancak Ertuğrul Kürkçü'nün, "Hepsini battal" ettiğini belirten Önder, "Sormuşlar ne istiyorsun, soğan cücüğü demiş, diğerine sormuşlar ne istiyorsun diye. O da 'e bana bir şey kalmadı' demiş. Ertuğrul abi hepsini battal etti, alacağın olsun" diye başladı konuşmasına. Romanlara, "Buçuk millet" dendiğini belirterek, "Onlar bu dünyanın sahibidir, o buçukları selamlıyoruz" diyen Önder'in konuşması büyük alkış aldı.

TKP, ÖDP, Halk Cephesinin kendilerine mesafeli durmakla birlikte kendilerini selamladıklarını belirten Önder, bir gün yollarının buluşacağını söyledi. "Çocuğuma bırakacağım en önemli miras bu girişimin çağrıcıları arasında yer almaktır" diyen Önder, 10'lu yaşlarında devrimcilerin lime lime doğranmasına öldürülmesine tanıklık ettiğini ve devrimciliği onlardan örendiklerini belirterek, "Bize bu ilhamı veren insanlarla, Ertuğrul Kürkçü, Ahmet Türk, Leyla Zana ile aynı çatı altında siyaset yapmak onur içermektedir" dedi.

İLK DAYAK YİYEN ERMENİLER

Bir anekdot anlatan Önder, Ermenilerin bu ülkede ilk dayak yiyen halk olduğunu ve buna seyirci kalan bütün kesimlerin de daha sonra sıra dayağından geçirildiğini ifade ederek, "Kimseyi dayaktan geçirtmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

BATSIN DEVLETİNİZ

Başbakan ve İçişleri Bakanı'na kongre adına seslenen Önder, çevre ülkelerle vizenin kaldırılmasından dolayı her ikisine de teşekkür ederek, "Ama yeni vizeler koydular, Kürtler Bursa'ya giremiyor. Kürtler buradan geçemez, halk galeyana gelir diyorlar. Yarın öbür gün İzmir'e gidersek, 'ya mümkünse sapa yoldan geçin halk galeyana gelir' diyorlar. Kaba bir tabirle eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyorlar, halkları bir birine düşman ediyorlar. Her şeye rağmen yaşasın hakların özgür kardeşliği" ifadelerini kullandı.

AHMET TÜRK: TÜRKLERİ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ

DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kongre Girişimi'nin Türkiye Kongresi'nde yaptığı konuşmada, halkların özgürleşmesi için ortak bir mücadele hattını örmenin önemine dikkat çekerek, “Türklerin özgürleşmesinin Kürtleri özgürleştireceğine inanıyoruz" dedi.

Ahmet Türk, kongrenin toplanması nedeniyle çok mutlu olduğunu söyleyerek, “Çünkü burada Türkiye'nin fotoğrafını gördüm. Özlediğimiz Türkiye bu, biz bunu istiyoruz. Halkların kardeşliği, adaleti ve eşitliğin, dayanışmanın arayışı içindeyiz" dedi.

HALKLARIMIZI SİSTEMİN ELİNE BIRAKAMAYIZ

"Halklarımızı sistemin eline bırakamayız” diyen Türk, “Güçlüyüz, halkız aslında. Türkiye'de halkların ortak mücadelesini örmek zorundayız" şeklinde konuştu.

Türk, "Bugüne kadar biz halklar bize düşen görevleri yerine getiremedik. Bugün de halkların bizden istediği dilediği iktidarı hayata geçirmek için halen tartışıyoruz. Oysa bugün canlarımız toprakta, yoldaşlarımız zindanda” diye belirtti.

ÖZGÜRLÜĞÜ KİMSEYE BIRAKMAYACAĞIZ

"Bin yıldır kardeşliği yaşadık" sözlerinin Kürtler için bir takiye olmadığını ve birlikte yaşama kararlılığını ortaya koyduklarını vurgulayan Türk, “Bu kararımızın Türkleri özgürleştireceğine, Türklerin özgürleşmesinin Kürtleri özgürleştireceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türk, halkların özgürleşmesi için ortak bir mücadele hattı oluşturulması gerektiğini belirtirken, bu amaçla oluşturulan konfederalizm projesine işaret etti. Türk, "Konfederalizm, Halkları özgürleştirecek, ortak geleceklerini belirleme, dünyadaki emperyalist sisteme karşı halkların gücünü ortaya çıkarmaya yönelik bir siyaset anlayışıdır. Biz kendi kaderimizi belirleyeceğiz, özgürlüğü kimseye bırakmayacağız kendimiz yaratacağız” diye konuştu. (ANF)