CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Neymiş efendim, tezkereyi çıkarıp, beyefendi Şam fatihi olacak. Şam fatihi olacaksan önce çocuklarını askere gönder. Çocuklarını göndermeyeceksin, bu milletin fakir, fukara çocuklarını alacaksın. Bu kafayla gidersen olsa olsa sen Şam babası olursun'' diye konuştu.

 

Kılıçdaroğlu, TBMM'den geçen hafta Suriye tezkeresinin çıktığını, tezkere öncesi grubunu toplayan, milletvekillerini bilgilendiren, karar alan tek partinin CHP olduğunu söyledi.

 

CHP'nin, Suriye konusunda daha önce yaptığı önerilere işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Şimdi kalkıp ortak iradeden, ulusallıktan söz ediyorlar. Sen kim, ortak irade kim. Sen ne anlarsın ortak iradeden. Kendi iradeni, milletin ortak iradesi sanıyorsun. Egon bu kadar şişmiş senin, o egon senin başına bela zaten. Önce ondan kurtulacaksın. İnsanımızın kanının Ortadoğu çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Bedel ödemek istemiyoruz. Suriye konusunda mektup gönderdik, bunu da kabul etmediler. Şimdi, 'Niye bize destek vermiyorsunuz' diyorlar. Bu ülkeyi savaşa götürecek hiçbir belgenin altına, hiçbir CHP'li, ülkesini seven hiçbir kişi imza atmaz. Bütün çabalarımızı, yolu yöntemi gösterdik, şöyle davran, yanlış davranıyorsun dedik, anlatamadık, 'Ben biliyorum, doğru yapıyorum' dedi. Türkiye'yi savaşın eşiğine getirdin sen'' diye konuştu.

 

Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, Özgür Suriye Ordusu'nun Türkiye'ye hangi koşullarda, hangi parlamento kararıyla geldiğini anlatması gerektiğini söyledi.

 

Yabancı bir ülkenin askerlerinin, Türkiye'de konuşlanmasının yolunun Parlamento kararına bağlı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Parlamento böyle bir karar almadı. O zaman bunun adı vatana ihanettir ve hesabı sorulacaktır. Eğer bizim arkadaşlarımız Apaydın Kampı'na gitmeseydi, orada Özgür Suriye Ordusu'nun konuşlandığını Türkiye öğrenemeyecekti. Silahlı eğitim görüyorlar, Suriye'ye gidip çarpışıp tekrar dönüyorlar. Yabancı gazetelere, televizyonlara röportaj veriyorlar. Biz gidiyoruz 'İçeriye giremezsin' diyorlar. Sayın Cemil Çiçek'e bir daha soruyorum: TBMM'nin milletvekillerinin giremediği bu kampın hebasını sen sordun mu '' diye konuştu.

 

'İLERİ DERECEDE GERİ ZEKALI OLMAK LAZIM'

İktidarın Suriye politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Suriye konusunda yalnız kaldık ama çok da yalnız değiliz. Hamas, Barzani, Katar, Suudi Arabistan var. Dönüyorum denklemin diğer tarafına; İran, Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan var. Dünyanın nüfusundan yarısından fazlası, denklemin diğer tarafında'' dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 

''Bu duruma bizi mahkum eden politikaya ne denir Bu, stratejik derinlik mi yoksa stratejik körlük müdür Bu anlamsız dengenin içine Türkiye'yi sokan bir süreci bizim başımıza bela eden, alay konusu olan bir Dışişleri Bakanı ile yola çıkılırsa, Türkiye'nin geldiği nokta bu olur. Bunu yapmak için ileri derecede geri zekalı olmak lazım. Ulusal çıkarlardan söz ediyorlar. Sizin ulusalcılıkla uzaktan yakında ilişkiniz yok. Hele hele en son söz söyleyeceğiniz parti CHP'dir.

 

Biz yönümüzü Batıya, uygarlığa çevirmiş toplumuz. Ortadoğu bataklığı nereden çıktı Tezkere çıkarıp Türkiye'yi savaşa sokacaksınız, CHP 'hayır' diyecek, utanmadan CHP'yi suçlayacaksınız. CHP bu ülkenin bekası için varlığını her zaman ortaya koyan parti. Pek çok tezkereye 'evet' dedik, ama buna demeyiz. Biz savaş istemiyoruz. Çocuklarımızın kanlarının Arap çöllerinde dökülmesini istemiyoruz.

 

'SİZE KİM GÜVENİR'

Uluslararası sularda 9 Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı şehit edildi, tezkere geldi mi gelmedi. Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına çuval geçirildi, tezkere geldi mi 1,5 milyon Iraklı Müslüman hayatını kaybetti, binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi, Başbakan, 'Amerikan askerlerine başarılar diliyorum' dedi. Bize ders vermeye kalkıyor. Sen hiçbir şeyden anlayamazsın. Türkiye'yi güçlü kılan tezkere değil güçlü kılan demokrasidir, batıya dönük yüzüdür. Bu ülkeyi güçlü kılan, bu ülkenin iradesinin tek olmamasıdır. 1990'da Saddam, Kuveyt'i işgal etti. BM karar aldı, Amerikalılar asker göndermek için harekete geçti. Temsilciler Meclisi'nde 250 kabul 183 ret oyla kabul edildi. Senato'da ise 52 kabul 47 ret ile çıktı. Hiç kimse ret oyu verenleri 'Saddamcı' diye suçlamadı. Biz 'red' dedik, olduk Baas'çı.''

 

Tezkereye halkın da ''doğru değil'' dediğini savunan Kılıçdaroğlu, bunun üzerine iktidarın, ''Tezkere çıkardık ama savaşmak istemiyoruz'' dediğini söyledi. Blöf üzerine dış politika oluşturulamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Size kim güvenir şimdi Dünyada yalnız kaldınız zaten'' dedi.

 

Demokrasinin, halkın çıkarlarının korunduğu bir rejim olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Esad ile Erdoğan arasında ne fark var Suriye'de demokrasi yokmuş, onun için gitmemiz gerekiyormuş. Sen dön kendi ülkene bak. Senin ülkende demokrasi var mı Türk-İş'ten işçiler Meclis'e gelmek istemişler, biber gazı ile engellenmiş. Esad kanla susturuyor, sen de biber gazıyla. Aranızdaki fark bu'' diye konuştu.

 

'BU KAFAYLA GİDERSEN...'

Tezkereye 'hayır' diyerek doğru bir karar verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, annelerin, babaların umudunun CHP olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin ülkenin geleceği açısından risk taşıyan, otoriterleşen bir parti olduğunu, tek kişinin konuştuğunu, diğerlerinin sesini kestiğini, bunun demokrasi olamayacağını söyledi.

 

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

''Neymiş efendim, tezkereyi çıkarıp, beyefendi Şam fatihi olacak. İyi de Şam fatihi olacaksan önce şu çocuklarını bir askere gönder bakalım. Çocuklarını göndermeyeceksin, AKP milletvekillerinin çocukları da gitmeyecekler, onları iyi yerlere göndereceksiniz, bu milletin fakir fukara çocuklarını alacaksın, 'Hadi bakalım cepheye.' Neden? Beyefendi Şam fatihi olacakmış. Kusura bakma ama bu kafayla gidersen olsa olsa sen Şam babası olursun.''