Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Iğdır İl Başkanlığı'nın düzenlediği 2'inci Olağan Kongresine katıldı. Demirtaş, "Bizi o parlamentodan atmaya ne gücün yeter ne böyle bir haddin olabilir ne de böyle bir cesaretin olabilir. Bingöl'de halk Valiliğin tabelasını indirir" dedi.

Bağlar Mahallesi Vali evinin yanındaki özel bir düğün salonunda yapılan kongreye BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte Belediye Başkan vekili Hüseyin Malk, Ağrı'nın Doğubayazıt Belediye Başkanı Canan Korkmaz, Kars'ın Kağızman Belediye Başkanı, Digor Belediye Başkanı ve partililer katıldı. Kongrede tek aday olan eski İl Başkanı Mehmet Çırka yeniden Başkan seçildi. Devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunun ardından kısa bir konuşma yapan İl Başkanı Mehmet Çırka Genel Başkan Selahattin Demirtaş'a kürsüye davet etti.

Bugüne baskı ve zulümlerle geldiklerini belirten BDP Genel Başkanı Demirtaş, "Ortadoğu'da sözü dikkate alınan Ortadoğu'nun en önemli faktörlerinden biri haline geldik. Bizim dokunulmazlıklarımızı tartışanlar, 'bunları bu parlamentodan atalım' diyenler zaten biz o parlamentoya girmeyelim diye her şeyini ortaya koymuştur. Buna rağmen o parlamentoya geldik. Engellemeye çalıştınız, seçim barajları koydunuz, seçim dönemlerinde vetolarla adaylarımızı engellemeye çalıştınız, mitinglerimizi yasakladınız, valinizle, emniyetinizle, kaymakamınızla, savcınızla, holdinglerinizle, para babalarınızla, kanepe, buzdolabı ve makarnayla bize karşı seçim kampanyası yürüttünüz. Buna rağmen bu halk kazandı. Biz kazandık parlamentoya gittik" dedi.

'PARLAMENTO SİZİN ŞİRKETİNİZ Mİ?'
AKP'nin bazı sözcülerinin BDP'nin piyangodan veya paraşütle parlamentoya inmişiz gibi beyanat verdiklerini hatırlatan Demirtaş, "Sen bu halkın hazinesinden trilyonlar harcayarak devletin bütün imkânlarını kullanarak parlamentoya gittin. Biz halkın öz gücüyle kendi rızkından keserek partisine yaptığı yardımla o parlamentoya gittik. Senin bizi o parlamentodan atmaya ne gücün yeter ne böyle bir haddin olabilir ne de böyle bir cesaretin olabilir. Parlamento sizin mülkiyetiniz mi, şirketiniz mi,? Biz orda işçi miyiz, memur muyuz.

Mikrofonu eline alan 'BDP'yi atarız, şunu çıkarırız' diyor. Sen hangi yetkiyle oraya gelmişsen bende aynı yetkiyle gelmişim. Sen benim patronum değilsin, genel müdürüm değilsin. Sen millet vekilisin, biz milletvekiliyiz. Sen kimsin ki bizi parlamentodan atıyorsun. Halk bizi seçti. Halk bizi oradan indirir. Onun dışında hiçbir güç yetmez. Dokunulmazlık kalksın diyorsa 550 Milletvekilinin tamamının dokunulmazlığı kalksın biz ne yargılanmaktan çekiniyoruz ne de cezaevlerinden korkuyoruz.

Bizim savunamayacağımız hiçbir şey yok. Sizin dokunulmazlığınız kalktığında hakim size yaptığınız hırsızlıkla, dolandırıcılıkla, ihaleye fesat karıştırmanızla ilgili soru sorduğunda siz ne diyeceksiniz ? Biz konuştuğumuz her şeyin arkasındayız. Sayın Öcalan'a 'özgürlük' dedik mi dedik bunu parlamentoda söyledik hakime de söyleriz. Demokratik Özerklik istiyoruz. Kürt Halkına ve Kürdistan'a özerklik istiyoruz. Bizi yargılayacak hakime de söyleriz. Biz özel Kürdistan yönetimi istiyoruz, ana dilde eğitim istiyoruz. Bunu bizi yargılayacak hakime söyleriz. Peki siz sizi yargılayacak hakime 'biz bu kadar para çaldık bunları çalmaya devam ederiz' diyebilir misiniz ? Yolsuzluk yaptık yapmaya devam ederiz diyebiliri misiniz? Yüreğiniz yetiyorsa herkesin dokunulmazlığını kaldırın ama sadece BDPlilerin dokunulmazlığını kaldıracaksanız o siyasetinize alet olmayız" diye konuştu.

AK Partisi'nin 11 yıldır iktidarda çözmüş bir tek toplumsal sorunun olmadığını sözlerine ekleyen BDP Genel Başkanı Demirtaş şöyle konuştu:

"Hükümet, 'Bize oy verin başörtüsü sorununu Kürt sorununu, Kıbrıs sorununu, Ermeni meselesini çözeceğiz, bu kapıları açacağız' diyorlardı. Bunları söyleye söyleye oy istediler. Oy da aldılar ve tek başlarına iktidar oldular. Ama bir tek sorunu çözmediler. Bugün çıkmış kendileri dışında herkesi suçluyorlar. Barış adına bir yol haritası çıkardık hem Başbakana hem Meclis Başkanına gönderdik. Biz Kürt hareketini bitireceğiz Kürtlere de TRT şeşle idare edin diyeceğiz zaten onların başka bir şey istemeye ne takatleri olur böylece bu sayfayı da kapatırız diyordu bütün bu ölümlerin sorumlusu kendisidir. Kendine çok güveniyordu geçmişteki generaller PKK ile anlaşmalıydılar.

İyi savaşmıyordular, onları tutuklatıp kendi komutanlarını göreve getirdi. Öyle bir savaşacağız ki birkaç ayda bu işi bitireceğiz danışmanları ve akıl hocaları bunu söylüyordu. Bu kadar muzaffer ordu edasıyla savaşa giden bunlardı. Dün Bingöl’de yaşanan o çirkin saldırıyı gördünüz. Topladıkları bir gurup çeteyi partimize saldırtıp Bingöl halkı BDP'ye saldırmış görüntüsü vermeye çalıştılar. Bizim herkesin acısına saygımız vardır üstündeki üniforma ne olursa olsun herkesin bir anası babası yakını vardır her ölüm acıdır ister gerilla olsun ister asker olsun ister polis olsun bütün ölümler acıdır ama bu savaşın faturasını partimize çıkartanlar bilsinler ki yanlış yoldalar. Dün partimizi kışkırtma sonucu gelip taşlayanlar hayatlarında bir defa o Bingöl'ün caddesinde barış için bir defa yürüdüler mi o taşladığınız BDP hergün Barış için o yolları aşındırdı. Çatışmalar dursun diye eylem yaptı. Siz durup izlediniz. Şimdi bu durduramadığınız savaş herkese acı veriyor. Gelip faturasını BDP'ye çıkartıyorsunuz.

Ben açıkça söylüyorum. Bingöl Valisi, Emniyeti, Belediye Başkanı onların huzurunda panzerlerin üzerine çıkarak o saldırıyı gerçekleştirmişlerdir. Orası Bingöl'dür. Bingöl halkı kahraman bir halktır. Sizin çetenize teslim olacak bir halk değil. Eğer siz panzerle gelip bir partinin tabelasını oradan indirirseniz yarın o halk toplanır sizin valiliğinizin tabelasını indirir. Ne ektiyseniz onu biçersiniz. O panzerler gelip bir partinin tabelasını indirin diye size verilmiş panzerler değil. Bir partiyi açıkça hedef haline getirip düşmanca tutum içerisine girerseniz yemin olsun ki bu halk toplanır valiliğin tabelasını indirir. Sende pılını pırtını toplar Bingöl'ü terk edersin. Bunu böyle bilin. Böyle bir terbiyesizlik saygısızlık ciddiyetsizlik olamaz."

Kongreden sonra partililer olaysız dağılırken Selahattin Demirtaş ve yanındakiler Iğdır'dan ayrılarak Bitlis'e hareket ettiler.  (Ajanslar)