AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı (İBB) Binali Yıldırım seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

''Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır” diyen Binali Yıldırım ''Seçimde yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler, oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var'' dedi ve ekledi, ''Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir''

Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları:

''Bu toplantı ile başta İstanbullu hemşerilerimiz olmak üzere halkımıza sevgi ve saygılarımı iletiyorum. Neden böyle bir toplantı yapmak hasıl oldu? Bildiğiniz gibi 31 Mart seçimleri Türkiye’de ve İstanbul’da gerçekleşti. Seçimlerden hemen sonra iki açıklama yapıldı. Seçim gecesi önce CHP adayı rakam vererek kazandığını ilan etti. 29 bin 500 civarında oy farkıyla kazandığını ifade etti. Biz de aynı gece 11’i 25 geçe eldeki bilgilere göre biz kazandığımızı söyledik.

YSK Başkanı Sadi Bey 227 bin 889 oy ile Ekrem İmamoğlu’nun daha önde olduğunu ifade etti. Böylece sandık sonuçlarına ilk bilgilerle beraber seçim esnasında, seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkan anormallikler, şaibeler, yolsuzluklar gibi anormalliklerin de gündeme geldiğini hep beraber gördük.

YARGISAL SÜREÇ DEVAM EDİYOR

Bu seçimleri ikiye ayırmak gerekir. Bir tanesi seçim günü yapılan işlemler, idari işlemler. İkincisi de seçim sonrası itirazların değerlendirildiği yargısal süreç. Yargısal süreç şu an itibariyle devam ediyor bildiğiniz gibi. Burada gerek AK Parti, gerek diğer partiler CHP ve MHP çeşitli yerlerde itirazlarda bulundu.

Ben kısa bu itirazların bir listesini söylemek istiyorum. 2014 yılı seçimlerinde, AK Parti 84 itiraz yapmış, 77’si reddedilmiş 7’si kabul edilmiş. CHP 45 itiraz yapmış, 4’ü kabul görmüş, 41’i reddedilmiş. Toplamda 191 itiraz olmuş, 19’u kabul görmüş.

2019 yılı seçimlerinde, yani 31 Mart’a geldiğimizde toplam 522 itiraz var, bunun 485’i itiraz görmüş ve 13’ü kabul edilmiş. 24’ü de kısmen kabul edilmiş. Herkes itiraz hakkını kullanmış. İtiraz sürecinde durum nedir itiraz sürecinde? İtirazlar sonucu geldiğimiz nokta nedir?''

Akp İstanbul Milletvekili Ve Seçim Komisyonu Üyesi Abdullah Güler’in açıklamaları ise şöyle:

''22’inci maddenin ikinci fıkrası çok açık. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın belirlenebilmesi için 39 ilçenin tamamında birleştirme tutanaklarının İl Seçim Kurulu'na gelmesi gerekiyor. İl seçim kurulu da kendi tutanağını yaptıktan sonra büyükşehir belediye başkanını en fazla oy alanı açıklıyor. Maltepe’de sayım devam ettiği için birleştirme tutanağı gelmemiştir. Burada kamuoyunda mazbata dediğimiz, sonuç tutanakları hazırlanamıyor.''

OYLAR SANDIKTA İÇ EDİLMİŞTİR

46 seçimleri yarı serbest seçimlerdir ve o itirazı da CHP yapmıştır. İlk açık oy gizli tasnif olmasına rağmen o itirazı yapan da CHP’dir. Dolayısıyla itiraz kültürü CHP’ye yabancı değildir. Bugün itiraza tahammülsüzlük anlaşılabilir değildir. 2014 seçimlerinde de CHP Ankara seçimlerini itiraz süreçlerinden sonra hem AYM’ye hem AİHM’e kadar götürmüştür. Biz hukukun peşindeyiz. Biz vatandaşlarımızın verdiği oyun sandıkta iç edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Bunu da kısmen başardık. Başlangıçta 27 bin açıklanan rakamlar bugün 12 bin 200 seviyesine gerilemiştir. Bir şeye İstanbullular'ın dikkatini çekmek isterim.

İki parti veya iki aday birbirine yakın oy aldığı halde neden aramızdaki fark benim lehime artmaktadır? Bu sorunun cevabını bekliyorum. Normalde yanlışlık varsa bu yanlışlık her iki aday için de aynı şekilde olması icap eder. Bu şunu gösteriyor, oylar sandıkta iç edilmiştir. Bu kadar açık. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. Bunlar tespit edebildiklerimiz. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10’u sayılabilmiştir. Biz eminiz ki bu oyların tamamı sayılabilmiş olsaydı eğer rakip aday CHP buna rıza gösterseydi mutlaka bu seçimin sonucu böyle olmayacaktı. Bu fark kapanacak ve tersine dönecekti. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tabi her iki halde de şunu da söylemek isterim. Seçimin bu şekle dönüşmüş olması tatsız bir şey. İstanbul gibi memleket büyüklüğünde bir şehri yönetecek başkanın; şaibeler ve sakatlanmış bir seçim sonucuyla başkan olması doğrusu pek hoş bir şey olmaz.

‘YSK İŞİN PATRONUDUR’

Başkanın güçlü şekilde görev yapması ve İstanbullular'ın özlediği hizmetleri yerine getirebilmesi bütün İstanbullular'ın arzusudur, beklentisidir. Biz başından beri hukuk vurgusu yapıyoruz. Adalet diyoruz. Dolayısıyla şu anda da işleyen süreç bundan ibarettir. YSK işin sahibidir, patronudur. Ve seçimle ilgili itirazları tamamiyle YSK yönetmektedir. İtirazların bir kısmını bizim taleplerimizi reddetmiştir, bir kısmını kabul etmiştir. Aynı şekilde CHP’nin bir kısmı kabul edilmiştir, bir kısmı reddedilmiştir. Sona yaklaşmış bulunuyoruz. Maltepe’deki sayım da tamamlandığında bu süreçler tamamen bitmiş olacak. Böylece YSK bir karara varmış olacaktır.

‘SEÇİMİ KAZANDIĞININ KARARINI SEN Mİ VERECEKSİN’

Ben bu noktada şunu anlayabilmiş değilim. Bir tahammülsüzlük var ortada. ‘Seçimi kazandık verin mazbatayı’ Ya kardeşim seçimi kazandığının kararını sen mi vereceksin? Bugüne kadar bu ülkede onlara seçim yapıldı. Kararını veren yer YSK’dır. Bugün böyle verilmiş bir karar var mı? Belediye Başkanıyım diye kart bastırırsan, belediye başkanıyım diye Anıtkabir defterine imza atarsan ve belediye başkanıyım diye sokakta dolaşıp mitingler yaparsan, YSK’nın vereceği kararı etkilemekten başka ne iş yaparsın? Hukuk devletinde baskılarla, hakimleri, karar vericileri etkilemek mümkün değildir. hakimler hukuka göre karar verir. Hakimler kararlarıyla konuşur. Dolayısıyla hepimize düşen sonucu sükunetle beklemektir. Dış ülkelere mesajlar göndermek, dış ülkelerden Türkiye’ye baskı yapmasını sağlamak, bunlar bizim milletimizin canını sıkmaktadır.

İMAMOĞLU'NA YSK'NIN VERECEĞİ KARARI BEKLEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM

Ve dünyaya Türkiye’yi bu konuda şikayet etmek, Türk hukuk sistemine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ben Sayın İmamoğlu’nu, değerli rakibimi, bu gibi tecrübesiz davranışlara son vermesini ve sükunetle YSK’nın vereceği kararı beklemesini bir kez daha tavsiye ediyorum. Seçim ile yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var. Mesela, Büyükçekmece’deki olay.