İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, ‘İstanbul’da Yaşayan Arap Aydınlar Çalıştayı’ açılışında açıklamalarda bulundu.

Konuşmasına  ‘İslam aleminin temelde çözülmesi gereken sorunları olduğunu’ savunarak başlayan Erdoğan, “Batı medeniyetinin İslam dünyasını işgalini sonlandırmalıyız. Bu işgal zaman zaman askeri işgal olarak tezahür etti. Genel itibarıyla baktığımız zaman bunun bir kültürel tahakküm işgali olduğunu, aslında işgal edilenin topraklarımız değil, akıllarımız, kafalarımızın içi olduğunu görüyoruz” dedi.

BİLAL ERDOĞAN: İSLAM DÜNYASI BÜYÜK KRİZ YAŞIYOR

Çalıştayın açılışında ‘İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyet Başkan Vekili’ olarak konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, “Müslümanlar olarak bizi suni sınırlarla veyahut çeşitli kimlik unsurlarıyla bölen, dil, ırk, meşrep ve mezhep tarzı sınırları kaldırıp bir araya gelip meseleleri aramızda istişare etmemiz gerektiğini devamlı Batı’ya, Yahudiye, masona, devamlı şuna buna suç atmayıp, oturup ‘Biz ne yapıyoruz?’ Bunu konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün hakikaten İslam dünyası büyük bir medeniyet krizi yaşıyor. Medeniyetimiz Batı medeniyetine bir alan boşalttı. Batı medeniyeti yükselirken İslam medeniyeti maalesef geride kalmış oldu” diye konuştu.

‘BATI MEDENİYETİNİN İŞGALİNİ SONLANDIRMALIYIZ’

“İslam alemini temelde çözülmesi gereken 4 sorunu olduğunu” söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Batı medeniyetinin İslam dünyasını işgalini sonlandırmalıyız. Bu işgal zaman zaman askeri işgal olarak tezahür etti. Genel itibarıyla baktığımız zaman bunun bir kültürel tahakküm, işgal olduğunu aslında işgal edilenin topraklarımız değil, akıllarımız, kafalarımızın içi olduğunu görüyoruz. İslam alemi kültür, teknik ve medeniyet sahasında kazanmak mecburiyetinde.

Bugün Afganistan’dan Orta Doğu’ya, Afrika’ya kadar çatışmalar, savaşlar, iç çekişmeler, istikrarsızlıklar maalesef İslam aleminin ayağa kalkışını engellemektedir.

İkinci olarak Müslümanlar ittihadı yani birliğimizi gündemimizin merkezine yerleştirmek zorundayız. Sadece bu ayağa kalkışın olmazsa olmazı olduğu için değil. Aynı zamanda bizi yaratan rabbimizin emri olduğu için bunu merkeze almak zorundayız.

Müslümanların birliği, beraberliği ve kardeşliği istiklalin ve istikbalin adeta kilit taşıdır. Mezhep, etnik farklılıklar, bunları bir tarafa koyarak, dünyanın neresinde bir Müslümanın burnu kanıyorsa acısını bütün Müslümanların çekeceği bir iklimi, birliği, ruhu yaşatmak zorundayız.”

‘NE KADAR BİLSENİZ DE CAHİL OLMADIĞINIZ ANLAMINA GELMİYOR’

‘Üçüncü sorun’un ‘cehaletin ve entelektüel fukaralığın giderilmesi’ olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Günümüzde iletişim ve ulaşım teknolojilerine bağlı olarak bilgiye erişim çok kolay hale gelmiş olsa da haber ağı çok geniş olsa da Müslümanların bir şuur problemi olduğu görünmektedir. Cehalet, sadece eğitim öğretimle maalesef giderilemiyor. Bizde ‘Kitap yüklü eşekler’ diye çok meşhur bir şairin tabiri vardır. Ne kadar bilseniz de bu sizin cahil olmadığınız anlamına gelmiyor. Müslümanların dünyada olup bitenlere karşı sahih gerçek bir bilince kavuşması, bunun da elbette mümkün olması için aydınların Müslüman kesimleri ve toplulukları işlemesi, onlara bu mefkure oluşturma mücadelesini aktarmanız gerekiyor. Elbette bu üç meseleden sonra İslam alemi olarak bir sefaletle, yoklukla ve yoksullukla da mücadele verdiğimiz bir gerçektir. Bunu yaşarken İslam ülkeleri arasında da ciddi gelir dağılımı adaletsizliklerinin olduğunu görmek zorundayız. Bir tarafta çok zengin İslam ülkeleri var öbür tarafta günlük 2 dolar 20 sent sınırının altında ciddi nüfus yoğunluğu olan İslam ülkeleri var. Bu adaletsizliği gidermemiz gerekiyor. Çünkü İslam dininin beş esasından birisi zekattır.”