Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, cemevlerinin statüsüyle ilgili tartışmalara ilişkin, ''Bugün dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, hangi mezhebe, hangi tarikata, hangi geleneğe sahip olursa olsun İslam'ın bütün yorumlarının ortak mabedi camilerdir, mescitlerdir'' dedi.

Bozdağ, gazetecilerin cemevleriyle ilgili tartışmaları hatırlatması üzerine, konuyla ilgili değerlendirmeleri işin uzmanlarının ve bilenlerin yapmasının doğru olacağını söyledi.

Cemevlerinin statüsüne ilişkin tartışmaların uzun süredir yapıldığını söyleyen Bozdağ, ''Esasında cemevleri adı üstünde 'cemevi'. Buna dair Alevi-Bektaşi geleneğinden gelen kardeşlerimizin verdiği isim de 'cemevi' ismidir. Buna ayrı bir sıfat aramanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Çünkü zaten isimlendirme yapılmış ve bunun ne olduğuna ilişkin değerlendirmeler yapılmış. Alevi Bektaşi geleneği içerisinde bunun uygulaması da vardır'' dedi.

Cemevlerinin mabet veya ibadethane olarak değerlendirilmesi konusunda görüşlerini daha önce dile getirdiklerine değinen Bozdağ, şunları söyledi:

''Dolayısıyla İslam'ın mabedi de tekdir. Her zaman onu ifade ettik. Bu da cami ve mescitlerdir. Bugün dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, hangi mezhebe, hangi tarikata, hangi geleneğe sahip olursa olsun İslam'ın bütün yorumlarının ortak mabedi camilerdir, mescitlerdir. Azerbaycan'da da bu böyledir, İran'da da bu böyledir, Suudi Arabistan'da bu böyledir, Türkiye'de de bu böyledir. Biz bunu her defasında ifade ettik, bundan sonra da bu görüşümüzü yeri geldiğinde ifade edeceğiz. Ama cemevlerine ilişkin, statüye kavuşturulması, ayrı bir değerlendirme yapılması konusundaki tartışmalar elbette devam edecektir. Bu tartışmaları bizim siyasetçi olarak sonlandırma imkanımız yoktur. Çünkü bunlar siyasetin ötesinde teolojik tartışma boyutu olan da konulardır.''

"HACIBEKTAŞ DERGAHI TÜMÜYLE BİR CEMEVİDİR"

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, TBMM'de cemevi açılması için dava açan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'e Meclis'ten "Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi'nde cami var, cemevi yok" yanıtı geldiğini belirterek, "Hacıbektaş Dergahı tümüyle bir cemevidir. Dergah'ta cemevi mevcut olup, hünkarın sırlandığı mekanın adı "Meydan Evi', yani Alevi dilindeki cemevidir" dedi.

"Hünkar Hacıbektaş'ın sırlandığı makamın yanında "Kırklar Meydanı' denen Alevi erkanının, ceminin yürütüldüğü makam vardır" diyen Bülbül, Hacıbektaş Dergahı'ndaki caminin 1834 yılında, II. Mahmut döneminde yapıldığını vurguladı. Camiyi yapanların, dergahın yapımındaki malzemelerin aynısını kullandığını, caminin mimari tarzının da dergaha benzetildiğini aktaran Bülbül, şunları ekledi:

"Türk/İslamcı zihniyetin "ecdadımız' diye övündüğü II. Mahmut, Hacıbektaş Dergahı'nı talan etmiş; mürşit, pir ve dedelerimizin kimini katletmiş, kimini de sürgüne göndermiştir. Bununla yetinmeyen "ecdat', Hacıbektaş Dergahı'na devşirme hocaları postnişin diye atamıştır. Bizim tarihimizi, yolumuzu ve inancımızı bize öğretmeye çalışanlar tarihin hakikatleri karşısında edepten üryan ve cahildirler. "Ecdadın' oyunundan politika devşirenler Serçeşmemiz Hünkar Hacıbektaş ve onun yolu karşısında akıl fukarasıdırlar. Cemevimizi yasal olarak tanımamak için "ecdadın' oyununa sığınanların "ileri demokrasi' yürüyüşü 178 yıl sonra "ecdadı' ile buluşmuştur. Hacıbektaş Dergahı'nda "Cemevi yok' demek, "TBMM'de TBMM Başkanı yok' demekle aynı anlama gelir."