TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in dört partiye mektup yollayarak Anayasa Uzlaşma Komisyonu başkanlığından çekilmesiyle gözler bundan sonraki sürece çevrildi.

Son iki toplantıya diğer üç parti katılırken Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) katılmadı. Uzlaşma Komisyonu protokolüne göre bir parti üç kez mazeretsiz toplantılara katılmazsa komisyon dağılmış oluyor. Üçüncü toplantının 4 Aralık'ta yapılması planlanıyor.

Ancak bu süreçte üç partinin Cemil Çiçek'e mektup yollaması bekleniyor. Mektupların gönderilmesiyle toplantı ertelenebilir ya da ortaya daha farklı bir tablo çıkabilir.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) mektubu haftasonuna kadar Cemil Çiçek'e yollayacak.

bianet'e konuşan BDP Eş Genel Başkanı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Danışmanı Meral Danış Beştaş, Cemil Çiçek'in partilerin anayasa çalışmalarına devam etme koşullarını içeren mektupları yanıtlaması gerektiğini söyledi.

"SÜRECTE ANAYASA RAFA KALKAMAZ"

Beştaş, BDP'nin mektubunda, çözüm sürecinin kritik noktaya geldiği bir dönemde kesinlikle anayasa çalışmalarına devam edilmesi gerektiğini bunun Kürt sorunun çözümü için hayati nitelikte olduğunu belirttiklerini aktardı.

"Anayasa yapımı bizim için hayatidir. Bu nedenle devam etmek istiyoruz. Siyasi malzeme olarak kullanılmasına karşıyız. Çözüm süreci kritik aşamadayken anayasa yapım sürecinin rafa kaldırılması çok büyük sıkıntılara sebep olacak. Kürt sorunun çözümünde anayasanın en temel belge olduğunu tekrar ifade edeceğiz. Dört farklı siyasi yaklaşımın olduğu bir ortamda sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasanın o kadar da kolay değil. Bunun için sabır, kararlılık ve cesaret gerekiyor."

"HALK DA TARTIŞMALARI BİLMELİ"

"Mektupta, yeni bir anayasa için yola devam edilmesinin Türkiye halklarının en temel taleplerinden biri olduğunu ancak yönteminin değişmesi gerektiğini söyledik. Çünkü biz başından beri anayasa yapımının dört parti tarafından kapalı kapılar ardında değil, şeffaf katılımcı bir şekilde halka açık olması gerektiğini söyledik. Bütün komisyon tartışmalarının her partinin anayasa taslağının kamuoyuna yansıması ve tartışılması hayati önemde."