İsveç’’te günlük olarak yayımlanan Dagens Nyheter Gazetesinde yayınlanan söyleşisinde KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık Kürt sorunun barışcıl yoldan çözülmesi için attıkları olumlu adımlara karşın Türkiye’nin tüm önerilerine hayır dediğini söyledi.

Bayık, gazetenin muhabirleri Lars Lindqkist ve Michael Winiarski’ye dış dünyanın kendilerini doğru bir biçimde anlaması için Dagens Nyheter Gazetesinin söyleşi yapma önerisini kabul ettiğini belirttikten sonra, PKK’nin hala barış istediğini ancak bunun sağlanması için karşı tarafın, Hükümetin gerçekten müzakere istemesi gerektiğini söylüyor. Mesajının İsveç hükümeti ve Avrupa Birliği’ne ulaşacağını ve müzakerelerin başlaması için baskı yapacaklarını umduğunu dile getirdi.

'BARIŞ SÜRECİNE YENİDEN CAN VERMEK İSTİYORUZ'

“Barış süreci öldü, ama biz ona yeniden can vermek istiyoruz. Maalesef Türkiye sorunun çözümü için yaptığımız tüm önerilere hayır diyor” diyen Bayık, Türk Hükümetinin PKK’nin anlaşmanın gereğini yerine getirmediği ve sadece gerillaların yüzde 20’sinin Türkiye’den çektiği iddialarının gerçekleri yansıtmadığını, gerillaların çoğunluğunun Türkiye’yi terk ettiğini söyledi.

Bayık, müzakerelerin ciddi bir biçimde başlayabilmesi için zorunlu gördüğü üç koşulu “Birinci olarak Öcalan’ın durumuna çözüm getirilmelidir. Uzun yıllardan beri avukatlarıyla görüşemiyor. İkinci olarak Kürtlerin haklarını garanti altına alacak bir Anayasa gereklidir. Üçüncü olarak da terörle mücadele yasası kaldırılmalıdır” diyerek sıraladı.

Gazetecilerin bunun bir ültimatom olup olmadığı sorusunu ise Bayık “Biz sürecin sonu için kesin bir tarih belirlemedik. Ama hükümet sorunu sürüncemede bırakmamalı. Türkiye bizim kendi dilimizi konuşmamızı yasakladı. Onlar bir zaman planlamasıyla gelmek zorunda” diyerek yanıtlıyor. Ancak Ankara’nın bu konuda istekli olmadığını belirttikten sonra “Bizim güçlerimizin çekildikleri bölgelere Türk askerleri yerleşti ve hala gösterileri şiddet ile bastırıyorlar” şeklinde yanıtladı.

'TÜRKİYE HALA KÜRTLERİN BİR ULUS OLDUĞUNU KABUL ETMİYOR'

Bayık, bundan bir ay önce Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı “Demokrasi Paketi”inde yeni bir şey bulunmadığını belirterek “Kürtçeye hala yabancı bir dil muamelesi yapılıyor. Kürtçe eğitim için insanların para ödemeleri gerekiyor. Türkiye hala Kürtlerin bir ulus olduğunu kabul etmiyor” dedi.

Gazeteciler, Erdoğan’ın paketi Türkiye açısından önemli tarihi bir adım olarak nitelediğini ve barış sürecinde ilerleme olmamasının nedeni olarak Öcalan ile radikal olarak nitelediği Kandil’deki KCK yöneticileri arasındaki çelişkiye bağlaması ile ilgili sorusunu “Öcalan bizim stratejimizin belirlenmesinden sorumlu liderimizdir. Biz taktik ve pratik olarak bunun gerçekleşmesini sağlarız” diyerek cevapladıktan sonra Erdoğan’ın Kandil ile Öcalan arasında çelişki bulunduğu iddiasını kesin bir dille reddetti.

1970 yıllarda kurulan PKK’nin kendisini Marksist-Leninist olarak tanımladığını ve bağımsız bir Kürdistan’ın kurulması için mücadele ettiğini hatırlatan Bayık, “Günümüzdeki PKK farklı. Artık bağımsız bir Kürdistan için değil, demokratik konfederasyon ve özerklik istiyoruz. Tıpkı diğer kültürler gibi Kürt kültürü de özgür bir biçimde gelişebilmeli” şeklinde konuştu.

PALME’Yİ ÖLDÜRENLER KÜRTLERE VE PKK’YE ZARAR VERMEK İSTEDİ

Bayık söyleşi sırasında İsveç Başbakanı Olof Palme’nin öldürülmesine de değiniyor. Bilindiği gibi dönemin Stockholm Emniyet Müdürü Hans Holmer başta olmak üzere bazı polis şefleri Palme’nin Şubat 1986 yılında sokak ortasında silahlı bir saldırı sonucu yaşamını yitirmesinden PKK’yi sorumlu tutmuşlar, Kürt devrimci ve yurtseverlere yönelik operasyonlar düzenlemişlerdi. Bayık “Bu suçu işleyenler Kürtler ve PKK’ye zarar vermek istemişlerdir. Palme gibi İsveçliler her zaman dostumuz olmuştur. İsveç Halkı Kürtlerin uğradığı adaletsizliklerinin bilincinde” dedi. (ANF)