BDP Siyaset Akademisi, Prof. Büşra Ersanlı ve yazar Ragıp Zarakolu'nun tutuklanmasının ardından, yeni akademisyenleri ile yeni eğitim-öğretim yılına başladı. Çok sayıda akademisyen açılış dersine destek verdi.

700'ü aşkın akademisyenin dayanışma ve KCK operasyonlarındaki tutuklamaları protesto amacıyla başvurduğu BDP Siyaset Akademisi’nin İstanbul’daki ilk gününde 3 öğretim üyesi ders verirken, BDP'nin Ankara Siyaset Akademisi'nde ise Prof. Dr. Baskın Oran, "Türkiye'de Vatandaşlık Soy ve Din" konulu dersin sunumunu yaptı. EDP Genel Başkanı Ferdan Ergut da akademisyen kimliğiyle Ankara'daki Siyaset Akademisi'nde ders verdi.

Ders öncesi kısa bir konuşma yapan Oran, "Bugünkü dersi Büşra, Ragıp ve Ayşe vereceklerdi. Ancak mazeretleri çıktığı için onlar gelemedi, o yüzden ben vereceğim" dedi.

Konuşan insanların önce terminolojide anlaşmaları gerektiğini belirten Oran, vatandaşlık, soy ve din ile ilgili konulardaki kavramların tanımlarını yaptı. Vatandaşlığın soy ve din başta olmak üzere her türlü farklılıktan arındırılması gerektiğinin altını çizen Oran, "Ulus devlet ulusu inşa etmek için asimilasyon, etnik ve dinsel temizlik yapar. Ortadoğu ve Balkanlar'da ulus devletin esası dil değil, dindir" değerlendirmesinde bulundu.

 

ZORUNLU ASİMİLASYON "İNSANLIK SUÇU"

Oran, Türkiye'de Kürtlerin "asimilasyona" diğer kesimlerin ise "etnik ve dinsel temizliğe" maruz bırakıldığını, fakat Kürtlerin büyük bölümünün bu asimilasyona direndiğini söyledi. Zorunlu asimilasyonun "insanlık suçu", gönüllü asimilasyonun ise birey için bir hak olduğunu savunan Oran, Türklük tanımının sadece Türklüğü ifade etmediği yönündeki iddiaları ise, yasa ve uygulamalardaki örneklerle çürüttü.

 

AKP, BİR ADIM İLERİ İKİ ADIM GERİ ATIYOR

Türkiye'nin 29 Ekim 1923 tarihinde değil, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile kurulduğunu dile getiren Oran, Kürtlerin "kurucu unsur" tanımlamalarını da eleştirerek, "Evet Kürtler Kurtuluş Savaşı'na katılmasaydı Yunanlıları yenmek bir parça zor olurdu" diye konuştu. Kemalizm için, "Bugün için tutuculuktan öte gericiliktir" tanımını yapan ve AKP'nin Kemalizm'den daha ileri olduğunu savunan Oran, "Ama AKP kasabalıdır. Kasabalılar da ABD başta olmak üzere her yerde dindar ve tutucu kesimlerdir. Bu yüzden AKP demokratikleşme açısından bir adım ileri iki adım geri atıyor" diye konuştu.

İstanbul’daki akademide Prof. Dr. Fadime Gök, Aydın Erdem dersliğinde Eğitim ve Toplumsal Cinsiyet konusunda ders verdi. Gök, derste, eğitim sisteminin kadınların toplumsal durumu üzerindeki etkilerini inceledi.

Prof. Dr. Nüket Esen, Müslüm Doğan dersliğinde yazar ve okur arasındaki ilişkiyi anlattı.

Prof. Dr. Meryem Koray, Şerzan Kurt dersliğinde İnsan Hakları ve Demokrasi dersi verdi. Koray, demokrasi tarihiyle insan hakları tarihini karşılaştırdı.

DAYANIŞMA İÇİN BURADAYIZ

Yard. Doç. Dr. Esra Mungan: Çünkü düşünce özgürlüğüne inanan bir insanım. Kürt meselesinde izlenen politikaları da son derece yanlış bulduğum için buradayım. Bu meselede taraf olan insanlara siyasi alan tanınmak zorunda.

 

Yard. Doç. Dr. Erol Köroğlu: Her şeyden önce mesleki onurumla bağlantılı olarak buradayım, aydın sorumluluğunun yanında. Kanunlarla, parti tüzüğüyle belirlenmiş bir eğitim kurumu. Siyasete ve sivil topluma dahil bir oluşum. Belirli akademisyenler ve insanlar, burada ders aldıkları, ders verdikleri için kriminalize edilmiş durumdalar. Bu durumu protesto etmek adına buradayım. Buraya bir kokteyle geldiği için tutuklanan Ragıp Zarakolu'yla dayanışmak için gelmeyi bir görev bildim.

 

AKADEMİ BARIŞ İÇİN BİRLİKTE HAREKET EDEBİLMELİ

 

Doç. Dr. Sefa Feza Arslan: Rejimin otoriterleşmesi öyle boyutlara ulaştı ki, en temel haklar bile saldırı altında. Siyaset Akademisi gibi bir kurum bile baskı altında. Türkiye'de demokrasinin derinleşmesini isteyen bütün kesimlerin buraya destek vermesi gerekiyor. Akademisyenler, Kürt sorununun demokratik çözümü için birlikte hareket edebilmeli. Birinci amacımız barışın sağlanması, akan kanın durması olmalı. Bunun için akademiden güçlü bir ses çıkması lazım.