Hasan Soylu/Demokrat Haber Analiz

Biliyorsunuz, Başbakan Erdoğan son dönemlerde peş peşe TV programlarına çıktı ve gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini bir de bu programlar aracılığıyla kamuoyuna açıkladı…

“Bir de bu programlar aracılığıyla…” dememizin nedeni, malum, çok popüler bir Başbakanımız var ve ağzından her çıkan söz zaten haber oluyor. Katıldığı her etkinlikte konuşuyor, görüştüğü ziyaretçiler vesilesiyle konuşuyor, yaptığı açılışlarda ve parti toplantılarında konuşuyor vb. Ve her konuşması da medyada mutlaka birinci haber oluyor, tüm kanallar tarafından canlı yayınlanıyor. Yanlış anlaşılmasın, bu da doğal. Söz konusu olan Türkiye’nin uzun süredir görmediği güçte bir siyasi iktidarın başı olunca ve hele medya organları kendilerini iktidardan gelen rüzgarlara göre ayarlama mecburiyeti içinde işlerini yapmak durumunda hissediyorlarsa, aksini düşünmek kolay değil.

Demek oluyor ki Başbakan Erdoğan’ın bu programlara çıkması sırf ‘gündeme gelmek’ filan gibi asla ihtiyaç duymayacağı bir nedenden dolayı değil. Kamuoyunu hazırlamak… Mesele işte bu…

Bu konuşmalarda İmralı Süreci’nin gündem olması son derece olağan. Ama dikkat çekici ağırlıkta bir diğer konu başlığı daha var ve o da, tutuklu askerler sorunu…

Özellikle Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamında çok sayıda askerin tutuklu olarak yargılanması ve hükümetin çıkardığı yargı reformu paketlerine rağmen bu askerlerin yargılandıkları mahkemeler tarafından salıverilmemiş olması, öyle görünüyor ki, hükümetin kendisine “dert” ettiği meseleler sıralamasında ilk sıralara tırmandı.

Necdet Özel’den bu yana Genelkurmay karargahı “sessiz” ve “uyumlu” bir görünüm içerisine girerken, askeri cenahın sorun ve sıkıntılarının sözcülüğünü, öyle görünüyor ki hükümet ve başta da Başbakan Erdoğan üstlendi…

Tabii, bu durum, “durumdan vazife çıkaran” diğer devlet yetkililerini de kademe kademe açıklamalar yapmaya sevk eden bir etki yarattı. Son olarak TBMM Başkanı Cemil Çiçek de, tutuklu vekiller üzerinden uzun tutukluluk sürelerine ilişkin şikayetlerini açıkladı.

Mevcut veriler şunu çok açık gösteriyor ve önümüzdeki günlerde buna daha çok tanıklık edeceğiz: Hükümet, Ergenekon, Balyoz davalarının bir an önce kapatılmasını istemektedir… Ve hem de “içeride” bırakılacak Veli Küçük gibi birkaç “namlı” kişi hariç bütün tutukluların serbest bırakılması kaydıyla… Yargının bunu yapmaması halinde, fiili af anlamına gelecek yasal düzenlemelerle bunu kendisi yapacak.

Nitekim 4. Yargı Reformu Paketi hazır ve meclis gündemine getirmek için sadece “zamanlama” yapılıyor…

Bu paket KCK tutuklularının serbest bırakılması için mi, tutuklu askerlerin serbest bırakılması için mi yapılıyor? Bu sorunun cevabı, meseleye nereden baktığınıza göre değişir.

Bu arada Ergenekon, JİTEM, Faili Meçhuller, Balyoz vb gibi darbe ve devlet kökenli çete faaliyetlerinin yargılanması konusunda soruşturmaların derinleştirilmesini filan da unutmamız gerekecek.

İşte Başbakan Erdoğan öncülüğünde iktidar kamuoyunu bu tercihine göre hazırlamaya, şekillendirmeye çalışıyor…

Ne de olsa AKP artık “devlet” oldu ve artık gelmişi-geçmişiyle bu devleti sorgulamanın gereği de kalmadı…

Öyle mi?