İslamabad'da kaldığı otelde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan'ın açıklamaları, bugünkü gazetelerde yer aldı.

 

MİLLİ KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞU

 

SONRADAN ÖĞRENMİŞ

Uludere olayıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Operasyonun kararını kendisinin verdiği" iddialarını, olayı operasyondan hemen sonra öğrendiğini söyleyerek yalanladı.

 

Görüntülere ilişkin CD'leri izlediğini belirten Erdoğan, "30-40 kişilik grup, katırlar, insanlar var. O yükseklikten bu Ahmet midir? Mehmet midir? Bilmek mümkün değil. TSK görevini samimi şekilde yapmıştır" dedi.

 

"Hata da olabilir. Hatayı da açıkladık, özrü de açıkladık" diyen Erdoğan, "Tazminatı da açıkladılar. Ama birileri istismar ediyor. Bir hatanın olduğunu, hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Bizim resmi tazminatımızın ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz? Kusura bakmasınlar" şeklinde konuştu.

 

Erdoğan şöyle devam etti:

 

MUHATAP BDP’DİR

Biz bunlarla bu tür şeyleri zaman zaman görüştük. Ben bir kere görüştüm, arkadaşlarım müteaddit defalar yaptılar. Bir netice aldılar mı alınmadı. Açıkça söylüyorum. 26 maddelik anayasa değişikliğinde siyasi partilerin kapatılmamasıyla ilgili maddede arkadaşlar görüştü. Bakın partilerin kapatılmaması için fırsat var dedik. Arkadaşlar gelmedi, sıraları boşalttı gittiler. Bizim içimizde de akıllarını başkalarına kiraya verenler vardı. 330’u yakalayamadık, altına düştü. O madde referanduma gidemedi. Sonra bizi parti kapatmaları konusunda eleştirdiler.

 

Biz siyasi müzakereleri yine yaparız. Muhatap BDP’dir. Şartlar ne getirir bilinmez. Kesip atmamak lazım. Arada bir iplik şöyle duruyor. Biz muhatabız diye açıklama yaptılar. Hem de biz silah bırakmayı tavsiye edemeyiz dediler.

 

SİLAH BIRAKILMALI

Şu anda Oslo ile alakalı olarak, İmralı da umudunu kesmiş vaziyette. Onlara ‘siz hiçbir işe yaramazsınız, hiçbir şey yapamazsınız’ diyor. Bizim de bu konuda davranışlarımızın farklı bir kulvarda gideceği beklentisini ortaya koyuyor. Bütün gayretimiz, arzumuz şudur; Bu problemi nasıl çözeriz? Görünen o ki, terör örgütünün silah bırakması şart. Terör örgütü silah bırakmadıkça, müzakere olmaz. Terörle mücadelenin durması mümkün değil. Teröristlerin Türkiye’den ayrılması, dağdan indirilmesi, başka ülkeye gönderilmesi vs. Bizim başından beri inkâr politikalarına karşı tutumuz çok çok önemli. Ne burada Kürt varlığını inkâr ettik, ne kendi aralarında Kürtçe konuşmalarını engelledik, ne de kültürel varlığını yok saydık, ne de yatırımları durdurduk. Cumhuriyet tarihinde görmedikleri yatırımları kendileri almıştır. Cezaevinde anne çocuğuyla rahatça Kürtçe konuşamazken, konuşur hale gelmiştir.  Resmi dil Türkçe demişizdir. Benim söylemediğim şeyi söyledi parti genel başkanı. Tek dil demedim. Ben Afyonkarahisar’dan yola çıkarken söylediğim 4 başlık vardı. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.  Bunları ısrarla söylerken bunların tuzağına düşmeyiz. Samimilerse oturur konuşuruz. Ama samimiyetten uzaksalar kusura bakmasınlar.