Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un referandum açıklamasıyla ilgili olarak "Başbakan, ikisi somut, diğeri öngörülemezlik üzerine kurulu üç nedenden dolayı referanduma nisanda gidilmesinden yana değil. Bu düşüncesini ikili görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ilettiği biliniyor" iddiasını ileri sürdü.

Çiğdem Toker'in Cumhuriyet'te yer alan  "Başbakan’ın nisan endişesi" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

Anayasa değişiklik teklifi, Meclis’te son virajı dönüyor. Kalan maddeler de geçtiğinde, ülkedeki bütün kurum ve kuralları -yazılı hukuk bakımından da- tek adam keyfiyetine bırakacak karşıdevrim rövanşında geriye son aşama kalıyor. Kıyısına getirildiğimiz kopuş sürecinde, nihai noktayı koyacak o aşamanın adı referandum. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, referandumun önümüzdeki nisanda düşünüldüğünü resmen söyledi. Bu takvimin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan bağımsız açıklanma ihtimalinin sıfır olduğunu bir kenara not edelim.

Diğer yandan Başbakan Binali Yıldırım’ın da meseleye “benim projem” diye sahiplenerek (İsmail Küçükkaya -FOX) toz kondurmadığı doğru. Gelin görün ki, “nisan” takvimini, Başbakan’dan aynı netlikte duymadık, duymuyoruz. Peki neden? Önemsiz sayılmayacak bu sorunun yanıtı Ankara kulislerinde konuşulmakta.

Başbakan’ın gerçekten kendisine yakın gördüğü dar bir ekiple yaptığı iç değerlendirmede paylaştıkları, mikrofon açıkken söylediklerine pek benzemiyor. O değerlendirmelerden yansıyan bazı notları aktaracağım bugün.

Nisan, üç nedenle kötü Başbakan, ikisi somut, diğeri öngörülemezlik üzerine kurulu üç nedenden dolayı referanduma nisanda gidilmesinden yana değil. Bu düşüncesini ikili görüşmelerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ilettiği biliniyor.

İlk neden ekonomi. Büyüme, işsizlik, kur gibi temel göstergelerin hepsi kötü. İyileşme emaresi yok. Kabinenin ekonomiyle ilgili bakanları, “toparlanmanın sonbahardan önce gerçekleşemeyeceğini, kriz sonuçlarının nisan mayısta ağır hissedileceğini” Yıldırım’a fasılalarla iletiyor. Yıldırım da Cumhurbaşkanına.

İkinci neden daha korkutucu: Olası terör saldırıları. PKK’nin de IŞİD’in de “referandum sürecini sabote etmek üzere büyük eylemler yapacağı” Başbakan’a istihbarat birimlerince iletiliyor. (Tam bu noktada Irak Büyükelçisi Hişam el Alevi’nin Hürriyet’e verdiği mülakattaki “Binlerce DEAŞ unsurunun sınırdan ülke içine girdiği” bilgisine dikkat çekelim.)

Başbakan Yıldırım’ın referandum takvimi için nisan ayına itirazının üçüncü nedeni ise ABD Başkanı Trump faktörü. Bakmayın siz, kamuoyu önünde olumlu, işbirliği mesajları verdiğine. Yukarıda söz ettiğim dar kadro değerlendirmesinde Trump’ın dış politika alanındaki öngörülemezliğinin Türkiye’yi de olumsuz etkileyeceğine dair kaygılarını paylaşıyor.