Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Katar gezisi nedeniyle yapamadığı grup toplantısını bugün yaptı...

Erdoğan, konuşmasında ÇHD'ye yönelik yapılan operasyonu savunarak, "Avukatlar o 11 çelik kapının arkasında ne yapıyordu. Yakılmak istenen evraklar, sahte kimlikler. Kim bunlar. İşini iyi bilen avukatlar. Dışarıda da bazı avukatlar o avukatlarla ilgili 'Onlara müdahale edilemez' diyor. Hadi canım sende. Nasıl edilemez. Onlar teröre yandaşlık yapılıyorsa bal gibi de edilir. Avukat hakkı savunacak, terörizmi değil" dedi. Başbakan, kabine revizyonu konusundaki eleştirilere de yanıt verdiği konuşmasında medyaya yüklendi, köşe yazarlarının eleştirdi; Birgül Ayman Güler'e de eleştiri getiren Erdoğan 'güya bilim adamı' dedi ve BDP'yi de CHP'ye benzemekle suçladı.

KABİNE REVİZYONU

Konuşmasında Bakanlar Kurulu'nda yapılan revizyona değinen Erdoğan, değişikliklerin ödüllendirme veya cezalandırma anlayışı ile yapılmadığını söyledi. Erdoğan, "Bakanlar Kurulu'nu hiçbir zaman birilerine makam tahsis etmek anlayışıyla oluşturmadık" dedi ve "En ağırlıklı kriter arkadaşlarımız arasındaki bölgesel temsil, kendi alanlarındaki liyakat göz önüne alınıyor. Şimdiye kadar hepsi üzerlerine düşeni hakkıyla yerine getirmiştir. Hafta içindeki revizyon bir bayrak değişimden, tazelenmeden başka bir şey değil. Görevlerini devreden arkadaşlarımızdan başarısız olduğu sonucunu çıkarmak isabetsizdir" diye konuştu.

BAHÇELİ'YE İDRİS NAİM ŞAHİN ELEŞTİRİSİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün yaptığı grup konuşmasında İdris Naim Şahin'in görevden alınmasına değinen Erdoğan, "Yavru muhalefetin lideri kalkıp da bir tespitte bulunuyor: Filanca bakan gayretliydi, çok başarılıydı. Onun görevden alınması noktasında taziyelerini bildiriyor adeta. Hayırdır, ne zamandan beri sizden bizim ekibimize övgüler gelmeye başladı. Önce Bahçeli, nerde durduğunu tespit etsin, niyet okuyuculuğunu bıraksın. Biz hangi arkadaşımızı nereye getireceğimizi biliriz, tavsiyesine ihtiyacımız yok. Bizi bizden daha iyi bilemez. Bu işlerden nasibini almak önemli tabii. Dert tabi başka. AKP içinde soru işaretlerine neden olabilir miyiz? Bizim birliğimizi bozmaya gücün yetmez, kendine bak" dedi.

KÖŞE YAZARLARINA SUÇLAMA

Anadilde savunma hakkına ilişkin yapılan düzenlemenin kişinin kendisini en iyi bildiği dilde savunması olduğunu belirten Erdoğan, "Hedefi saptırmak isteyenlere sesleniyorum. Geçmişte yoldan geçen birini getiriyorlardı ya da mübaşirle falan yapıyorlardı. Biz şimdi bu işin literatürünü bilenlerle yapacağız" dedi.

Konuşmasının devamında köşe yazarlarını "hadlerini bilmiyorlar" diye suçlayan Erdoğan, "AB'nin çok ileride olduğunu söylüyorlar. Nerede çok ileride? 'Teröristleri' nasıl koruma altına aldıklarını biliyoruz. Kalkacaksın bunu 'terör örgütü' olarak ilan edeceksin sonra terör örgütü mensuplarını AP'de çıkarıp konuşturacaksın. Bunları yaşayıp sessiz kalacaksın. Dik duruş çok önemli" dedi.

TUTUKLU GAZETECİLERE YÜKLENDİ

Konuşmasının devamında tutuklu gazetecileri hedef alan Erdoğan, "Ekrana çıkanlar bunu bilmiyor ki. Kendine göre yazıp çiziyor. Filanca kuruluş değerlendirme yapmış diyor. Doğru. Değerlendirmelere göre teröre yardım edenler elinde basın kartı, cezaevinde. Adam elinde silahla yakalanıyor. Güvenlik gücünü öldürmekten yargılanıyor. Neymiş basın görevlisiymiş. Basına karşı olumsuz yaklaşımımızın olduğunu söyleyen uluslararası kuruluşlar sipariş üzerine Türkiye'de gelişmelerin olumsuz olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyor. Çünkü haber kaynakları sakat, bozuk. Biz kendi kararımızı kendimiz veririz, kendi göbeğimizi de kendimiz keseriz. Birbirlerine de kestirmeyiz. Hasta mahkumların infazı iyileşinceye kadar ertelenebilecek. Bunu eleştirenler var. Kapalı cezaevlerindeki mahkumlar 3 ayda bir eşleriyle görüşebilecek. Hemen buna yönelik eleştiri var. Gardiyanlar isyan etmiş. Kapısında nöbet tutacağı yere gönderilir" diye konuştu.

ÇHD OPERASYONUNU SAVUNDU

ÇHD'ye yönelik gerçekleştirilen operasyonu savunan Erdoğan, "Bir apartman dairesinde gecenin yarısında avukatlar toplanıp 11 çelik kapı var orada, ne iş görür? Bu çelik kapıların arkasında acaba ne iş yapılıyor. Bu çelik kapılar açılamıyor. Bu çelik kapılar açılmaya çalışılıyor. Açıklamayınca ne yapacak güvenlik camdan giriyor. İçerde ne isterseniz var. Yakılmak istenen evraklar, sahte kimlikler. Kim bunlar. İşini iyi bilen avukatlar. Dışarıda da bazı avukatlar o avukatlarla ilgili 'Onlara müdahale edilemez' diyor. Hadi canım sende. Nasıl edilemez. Onlar teröre yandaşlık yapıyorsa bal gibi de edilir. Avukat hakkı savunacak, terörizmi değil. Hak hukuk neyse o önemli" diye konuştu.

CHP'Lİ GÜLER'E ELEŞTİRİ

"CHP Genel Başkanı çıkıp o örgüte destek verecek kadar pervasız davranıp hakimleri eleştiriyor. Nerede şu Ergenekon gidip üye olacağım diyordu. Şimdi de çıkıp nerede o DHKP-C, gidip üye olacağım der mi der" diyen Erdoğan, "CHP aşırı solla böyle bir meşguliyet içindeyken bir vekil de çıktı aşırı sağı kendine hayran bırakacak şekilde ırkçı bir söyleme girdi. Güya bilim adamı. Şimdi de insanları kafataslarına göre ayrımcılığa tabi tutmaya başladı. CHP'nin geçmişini gündeme getirince CHP lideri 'Bugüne gel' diyor. Siz dün neyseniz bugün de aynısınız" dedi. Erdoğan, yeni Anayasa çalışmalarının Mart soruna kadar bitme noktasına geleceğini, '4. Yargı Paketi'nin de gündemlerinde olduğunu belirtti.

'TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK DEVLET…'

BDP'nin de solcu görünüp etnik köken üzerinden siyaset üretmeye çalıştığını ileri süren Erdoğan, "CHP'nin bu millete yaşattığı acıyı şimdi de onun izinden giderek BDP bu millete yaşatmaya çalışıyor. Hepimiz aslında aynı şeyi söylüyoruz. Hepimiz kardeşlik diyoruz. Milli birlik ve kardeşlik projesini bu nedenle ısrarla işliyoruz. Tek millet, tek bayrak, tek devlet diyoruz" diye konuştu.