Radikal Blog / Dila Karam

Neye bu kadar sevindiklerini sorsak mı? Ellerinde çerçeveli bir resim, resimde Erdoğan, başında baret, yanında kömür karasına bulanmış işçiler, mekan herhalde maden, Başbakan ak, diğerleri kara.

Bana arsızlığın resmini yapabilir misin? Aman canım lafı mı olur, bak yapılmışı var.

İyi de neye bu kadar sevinmişler acaba? Buldukları müthiş düşünceye mi, yapılan resme mi, başkanlarının resmi alıp kabul edip bir de gülmesine mi? Hepsi gülüyor, el sallıyorlar. Neşeli, sevinçli, gözlerinin içi gülüyor yahu, yapmacık bi şey yok. Adamlar mutlu.

NEDEN? Ne oldu da bu kadar mutlu oldunuz?

Densizlik sanatı diye yeni bir akım başladı galiba. Önce Yunus, şimdi de maden işçileri. Yalnız bi şey söyleyeceğim, o resim çok çirkin. Düşünceniz zaten çirkin ötesi ama o resim hakikaten çok çirkin. Kim bilir belki de böyle çirkin bir düşünceye yakışacak tek sonuç da budur. Ne kadar çirkin olursak o kadar iyi, değil mi? Yakışmış ellerinize.

Aslında halimizi özetleyen o müthiş tek karelerden biri olmuş bu toplu fotoğraf, tam olmuş. Her ne olursa olsun zeytinyağı gibi üste çıkmanın, elleri yıkayıp kenara çekilmenin, hatta acılardan nasip ve mağduriyet devşirmenin belgesi olmuş.

Dalga mı geçiyorsunuz, insanların sabrını mı sınıyorsunuz, yoksa artık hiç kimse umurunuzda değil mi? Nedir niye böylesiniz bilemiyorum. Hayır bağışıklık falan da kazanmadık, yok öyle bi şey. Artık sizlerin sınır tanımayan yaratıcılığınızdan mı, yoksa bizde hala daha biraz şaşırabilme yeteneği kaldığından mı  bilmiyorum ama, hayır şerbetlenmedik henüz, bunlara şerbetlenmedik en azından. O kadar çirkinsiniz ki, alışmak mümkün değil.

Söyleyecek söz de bulamıyor insan. O kadar ama o kadar çirkinsiniz ki.

Her neyse.. marifetinizden ilham alarak yapılan bazı "resim"leri derledim, dursun şuracıkta.