Independent gazetesi başyazısında, "Türkiye'deki seçimin sonuçları hem ülke hem de bölge için kötü" diyor.

Yazıda özetle şöyle deniyor:

"Türkiye'deki seçmenlerin Cumhurbaşkanları tarafından önlerine "Ya ben, ya kaos" seçeneği konulduğu dikkate alınırsa, Recep Tayyip Erdoğan'ın parlementoda mutlak çoğunluğu elde etmesi şaşırtıcı olmayabilir."

"Erdoğan'ın partisi AKP'nin oylarını bu kadar artırması beklenmiyordu. Ama kazandığı 316 sandalye, otokratik Neo-İslamcı liderin yetkilerini artırmaya yönelik anayasa değişikliği yapabilmesi için yeterli değil."

"Erdoğan belki yanılmış bir şekilde Kürt ayrılıkçılığı korkusu ya da yanlış hesap yaparak 'Düşmanım düşmanı dostumdur' deyip bugün Irak ve Suriye'yi mahveden İslamcı militanlara göz yumdu. Eğer Batı Erdoğan'la çalışacaksa, ki çalışmalıdır, böyle lakayıt bir yaklaşımın geçmişte kaldığı konusunda güvence verilmelidir. Buna ek olarak, Erdoğan'a Kürtlerle barış sürecine yeniden başlaması için baskı yapılmalı. Bir çok kişi, çatışmaların yeniden başlamasını bir seçim stratejisi olduğunu düşünüyor."

"Söz konusu olan Türkiye'nin Orta Doğu'nun ve Avrupa'nın istikrarı ve refahıdır. Türklerin sınırlarında tanık olabilecekleri şiddet ve topraklarında gördükleri terörist saldırılar, insanları korkuttu. Bu tür koşullarda insanlar genel olarak sağa ve tanıdıkları düşmana dönerler."

"Şimdiye kadar Erdoğan Türkiye'nin geleceğini nasıl garantiye alacağını ve bu amaçla bölgedeki komşularıyla nasıl çalışacağı konusunda fazla ipucu vermedi. Türk halkı farkında olmadan kendini bir kaosun içinde bulabilir." (BBC Türkçe)