HDP'li İmralı Heyeti Üyesi Baluken, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın son aile görüşmesinde, HDP Heyeti ve avukatlarının neden gelmediğini sorduğunu açıkladı.

Baluken, "Sayın Öcalan, Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede neden avukatların ve HDP Heyeti'nin gelmediğini sordu. Bu diyalog, devletin tutanaklarına da geçti. Öcalan'ın verdiği mesajlar tarihi mesajlardı. Gerek iç, gerek dış kamuoyunda şimdiden büyük bir çözüm tartışması yarattı" dedi.


Ali Barış Kurt’un ANF’de yer alan haberine göre, Baluken'in açıklamaları şöyle:

"AKP yetkilileri bu mesaja cevap vermek yerine yine algı operasyonuyla bu mesajın önemini muğlaklaştırmaya çalışıyor. Sayın Öcalan, bir durumu bozdu ve sürecin AKP tarafından bozulduğunu ortaya koydu. 15 gün içinde heyetin gelmesini beklerken savaş konseptinin AKP tarafından sahaya sürüldüğünü söyledi. Bu, tarihi bir tespittir.

AKP, neden süreci bozduğunu, 15 günlük süre içinde neden izleme heyetini İmralı'ya göndermediğini açıklamak zorundadır. Özellikle Türkiye kamuoyunda da bazı aydın, yazar, barış ve demokrasi çevrelerinde, süreci kimin bozduğuyla ilgili kafa karışıklığı vardı.

Sayın Öcalan bu kafa karışıklığını da giderdi. Şimdi AKP'den süreci neden bozduğuna dair cevap beklentisi oluştu. AKP yetkililerinin yaptığı açıklamalar bu vermeleri gereken cevaptan kaçma anlamına geliyor; yeniden algı operasyonuna başvuruyorlar."

'AKP CEVAP VERMELİ'

 "AKP bunun cevabını vermeli. Bu kan böyle mi devam edecek, savaş konsepti barış taleplerine rağmen devam mı edecek, yoksa 6 ay içinde kalıcı barışın gelişeceği tarihi tespite cevap mı verilecek.

MUHATAPLIK TARTIŞMALARI

AKP yetkililerinin muhataplık üzerinden tartışma yaratmak istemesine tepki gösteren Baluken, şunları ifade etti:

"AKP, devlet yetkilileri Kürt sorununun çözümünde Sayın Öcalan'ın, PKK'nin, HDP'nin muhataplık rolünün ne olduğunu çok iyi biliyorlar. HDP'nin yer almadığı süreçte parlamentoda Kürt meselesiyle, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasının mümkün olmadığını kendileri de ifade etti.

"Dolayısıyla Sayın Öcalan'ın müzakere sürecinin içeriğiyle ilgili verdiği bu tarihi mesajları adeta gölgelemek için geri bir tartışma yaratmak istiyorlar. Sorun, muhatapların kimler olacağı, muhatapların tekrar belirlenmesi yöntemi değil; müzakerenin içinin nasıl doldurulacağıdır. Önümüzdeki günlerde de AKP'nin bu geri tartışmayı sürdürmesi durumunda iyi niyetinden bahsetmek mümkün olmayacaktır."

ÖCALAN HDP HEYETİ'Nİ SORDU

Baluken, Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ile İmralı'daki son görüşmedeki bir sorusunu da ilk kez gündeme getirdi. Baluken, şu bilgileri verdi:

"Sayın Öcalan, Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede neden avukatların ve HDP Heyeti'nin gelmediğini sordu. Bu diyalog, devletin tutanaklarına da geçti. HDP'yi muhatap almak istememesi bir yana, HDP'nin İmralı'da olmamasına tepki gösteriyor. İmralı'ya avukatların ve HDP heyetinin gelmesiyle ilgili çok net vurguları var. Bütün bunlar ortadayken, meseleyi muhataplık mekanizması üzerinden ele almak geri bir tartışmadır. Bu son derece ahlaksız bir yöntemdir. Bu yöntemden çözüm çıkmaz.

'TECRİT GÖLGELENMEK İSTENİYOR'


"Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kalkmış değil. Avukatlar, bağımsız, siyasi heyetin kendisiyle görüşememesi, kendisinin müzakere koşullarının sağlanmış olmaması, AKP'nin yine sahada var gücüyle savaş konseptini dayatması aslında AKP'nin durduğu noktayı gösteriyor.

AKP'li yetkililer toplumun dikkatlerinin bu hayati konular üzerine yoğunlaşmaması için çabalıyorlar. En küçük samimiyet varsa tecridin kalkması gerekiyor, müzakere koşullarının sağlanması gerekiyor.

Birçok temel çözüm konusu çorap söküğü gibi kendiliğinden gelecektir. AKP'lilerin yaptıkları açıklamalara, algı operasyonlarına karnımız toktur.

'BİRLİKTE HAZIRLADIĞIMIZ YASALARI NEREDE SAKLADIKLARINI AÇIKLASINLAR!'

Böyle açıklamalar yapacaklarına, HDP ile birlikte neredeyse son noktasını koyma aşamasına getirdikleri; yerel yönetimlerin yetkilerini alabildiğine genişleten düzenlemelerle ilgili tartışmayı başlatmaları gerekiyor. Belediyelere kayyum atadıkları bir süreçte 'Çözüm Süreci'nde İçişleri Bakanlığı nezdinde son aşamaya getirdikleri ve merkezi düzeydeki pek çok yetkiyi yerele götüren yasal düzenlemeleri nerede sakladıklarının cevabını vermeliler.

Aynı şekilde bütün toplumu baskı cenderesine aldıkları bir dönemde, sürecin nihai aşamaya gelme noktasında birlikte hazırladığımız sivil toplum yasasının niye saklandığının açıklanması gerekiyor. Dolayısıyla bu yapay tartışmalardan vazgeçip, o dönem birlikte hazırladığımız yerel yönetimler yasasının neler içerdiğini, sivil toplum yasasının neler içerdiğini kamuoyuna açıklayabilirler."