MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, medyanın Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bahçeli, ittifak konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile şu ana kadar bir görüşme yapmadıklarını söyledi.

Bahçeli, “MHP olarak şu an AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey ile ittifak konusunda ve siyasetin geleceği konusunda herhangi bir görüşmemiz olmamıştır. ileriki günlerde arzu ediliyorsa bir görüşme talebi olduğu takdirde görüşülür. Olmadığı takdirde biz inandığımız konular üzerinde görüşlerimizi tekrarlayarak, Türkiye'nin istikrarlı bir ortama kavuşması açısından yükleneceğimiz sorumluluğu yerine getirme gayreti içinde olabiliriz. Önümüzdeki yılları da göz önüne aldığımı takdirde MHP ittifak olayı söz konusu olacaksa bu yasal olmalıdır” dedi.

Bahçeli'nin burada yaptığı açıklamalarından satır başları şöyle:

''Birçok yanlış bilgi akışı var haksız değerlendirmeler var. Bazen de olayları saptıran konuşmalar olmaktadır. Aklınızda ne varsa kamuoyunda bir takım değerlendirmelerde neresi doğru neresi yanlış hangi kanaatteyseniz açıkça sormanızı tercih etmekteyim. Her şeyi sorabilirsiniz.

'YOĞUN BİR SİYASİ ORTAMIN BAŞLANGICINDAYIZ'

2018 yılı siyaseten çok hareketli olacaktır. Siyasi partilerinde özellikle TBMM'de temsil edilen siyasi partilerin kurultay süreci bu yıl içerisinde yaşanacaktır. Belki de 2018 yılının yarısına kadar süre içerisinde siyasi partiler büyük kurultaylarını tamamlayacaklardır. Kurultayda önemli hedefler ortaya koyacaktır. Sonuçların netleşmesinin arkasından 3 konu üzerinde faaliyetlerini sürdüreceklerdir. Bir tanesi yerel yönetimler seçimidir bunun günü 30 Mart 2019'dur. Diğeri ise cumhurbaşkanlığı seçimi ve eş zamanlı olarak da milletvekilliği genel seçimleridir bunun da tarihi 3 Kasım 2019'dur. Yoğun bir siyasi ortamın başlangıcındayız.

SİYASETTE İTTİFAK TARTIŞMASI

MHP olarak şu an AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey ile ittifak konusunda ve siyasetin geleceği konusunda herhangi bir görüşmemiz olmamıştır. Ancak kamuoyunda tartışılan konular, dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanının gündemine veya bizim gündemimize de düşmektedir. Onun için bu konu, ileriki günlerde arzu ediliyorsa bir görüşme talebi olduğu takdirde görüşülür. Olmadığı takdirde biz inandığımız konular üzerinde görüşlerimizi tekrarlayarak, Türkiye'nin istikrarlı bir ortama kavuşması açısından yükleneceğimiz sorumluluğu yerine getirme gayreti içinde olabiliriz.

'MHP İTTİFAK OLAYI SÖZ KONUSU OLACAKSA BU YASAL OLMALIDIR'

12 Eylül ara rejimi sonrası ve yahut darbe sonrası Türkiye'nin yeniden siyasi yapılanma sürecine girdiği ortamda seçim mevzuatı üzerinde görüşmeler olmuştur. 1991 yılında Refah Partisi, MHP ve Islahatçı Demokrasi Partisi ittifak oluşturmuşlardır. Bu yasal değildir, zorunlu bir ittifak olarak da nitelendirilmiştir. Seçimden Refah Partisi adıyla girildiği için seçim sonuçları onun adına yazılmıştır MHP ile Islahatçı Demokrasi Partisi'nin ne kadar oy aldığı belli değildir.

Yüzde 16 küsur oy oranıyla TBMM'de temsil edilen partilerin oylarının ne olduğu belli olmadığı içindir ki Hazine yardımından mahrum kalmışlardır. Bu tecrübeyi yaşayan birisi olarak bir deneyimi yaşamış bir kişi olarak önümüzdeki yılları da göz önüne aldığımı takdirde MHP ittifak olayı söz konusu olacaksa bu yasal olmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulamaya geçeceği süreç içerisinde çıkartılacak olan uyum yasalarından seçim ve siyasi partiler gibi kanunlar olacak ise o zaman siyasi partilere ittifak yapma imkanı seçim sistemine de bu ittifakın nasıl gerçekleşeceğine dair maddelerin konulması gerekmektedir. Partilerin aldıkları oy oranıyla Türkiye genelinde geçirdikleri sıkıntıları ifade ederken bir cümle sarf etmişizdir yüzde 10 barajı ağır bir barajdır.

İYİ PARTİ GÖNDERMESİ

Sanki yeni kurulmuş 15 günlük parti barajı aşıyor ama MHP barajı aşamayacak gibi ters bir yorum içerisine giriyorlar. MHP'nin baraj diye bir sorunu yoktur. Türkiye'nin içinde düştüğü durumları dikkate alan bir takım yorumlar yaptığımızda cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulama sürecine girdiğimizde uyum yasaları da gündeme gelecekse bugün veya yarın seçim kanununda siyasi partiler kanununda acaba bir ittifak kavramı yer alabilir mi? Bu nasıl olabilir sorusunu soruyor ve tartışılmasını istiyor.

Buradan hareketle A partisi seçime girecek B partisi seçime girecek C partisi seçime girecek alfabe 29 ama A partisi seçime girerken MHP C partisini ittifak olarak takdim ediyor. İki partinin aldığı oylar belli olacak ama ikisiyle beraber ittifakın oyları da belli olacak. C'de bir sır vardır o da cumhurbaşkanlığı seçimidir.

‘MHP CUMHURBAŞKANI ADAYI GÖSTERMEYECEKTİR’

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oylamasıyla kabul edilmiştir. Bu süreç Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimiyle tüm kurallarıyla yürürlüğe girecektir. Bugün bu süreç başlamıştır. Bu sürecin desteğini sağlayan partiler bir anlayışla hareket etmek durumundadır. MHP Cumhurbaşkanı adayı göstermeyecektir. Düşüncemiz 2019 için cumhur ittifakıdır. Erdoğan aday olmaz ise o kendi bileceği iştir."

ABDULLAH GÜL AÇIKLAMASI

Bahçeli, Abdullah Gül'ün 2019'da aday olabileceği söyleniyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna şu yanıtı verdi:

"Sayın Abdullah Gül bey, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde özel bir yeri olan şahsiyettir. Recep Tayyip Erdoğan bey ve parti kurucusu arkadaşlarla önemli çalışmalar içerisinde bulunmuştur. Kademe kademe yükselmiştir. Türkiye’nin bugünkü konjonktüründe, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişinin sağlıklı olmasında herhangi bir engelleyici yanlışı yaşamamasında yarar vardır. Abdullah Gül’ün “ben adayım” diye ortaya çıkması izah edilemez. Sağın solun dolduruşuna gelmemesinde yarar vardır.

ÜLKÜCÜLER SOKAKTA OLMAMALI

Bahçeli, “Normalleşme ve demokratikleşme anlamında sizin önerileriniz nedir? Sizin baraj öneriniz nedir?” sorusu üzerine şöyle konuştu:

 Her türlü tartışmadan sıyrılmak için yüzde 12 olsun. Başka türlü ne söylemiş olsam tartışacaksınız, MHP’yi yerden yere vuracaksınız. O bakımdan yüzde 12 olursa hayırlı olur, MHP’nin 12’nci kurultayında ‘baraj 12 yürüyün hedefe’ deme şansı yakalarım. Siyasi üslubu çirkinleştirecek kavramlardan uzakta kalmak da yarar var. Uzlaşma yolunu aramakta, görüşürüm-görüşmezdim tartışmasına son vermekte yarar var. Terörle mücadelede FETÖ ile mücadelede milletçe işbirliği yapıp kararlılığımızı ortaya koymakta yarar var. OHAL kalktıktan sonra da devam ederken de uyum yasaları çerçevesinde TBMM’de de bunların adımları atılır. Yoksa Türkiye’nin, yanılmayı da tercih ederim. Bu kaos Türkiye’yi bir kavgaya yöneltirse bundan kimse yararlanamaz. FETÖ’yü tekrar güçlendirme kimseye fayda getirmez. FETÖ’nün tüm unsurlarının kökünden kazınması lazım.

MHP TAVIR KOYDU

PKK ve onun unsurlarıyla ilgili rakamlarla ilgili ele aldığımız vakit çok daha değişik olaylara da şahit oluyoruz. Bu gerçekler ortadayken Türkiye’nin mutlaka ve mutlak üç tane unsuru var. Birisi FETÖ ve PKK terörüdür, ikincisi mutlak suretle uzlaşıcı bir üslupla sorunların çözümü noktasına gitmektir, üçüncüsü ise Türkiye’yi kaosa sokabilecek davranışlardan uzak kalmalıdır. Çünkü bu kargaşa yaşandığı takdirde; şimdi bazıları daha da ileriye götürüyor. Bazı sözler söylüyorlar. Türkiye’de silahlı çatışmayı arzulayanlar var, aldırış etmemek lazım.

MHP bir tavır ortaya koydu, bu konuda 11’nci Cumhurbaşkanı’nı da eleştirdi. Çünkü böyle bir 15 Temmuz 16 Temmuz sabahına kadar Türkiye’de ne olduğunu bilen insanlar olarak, milli direnci ortaya koyan insanları gelecekte bir suçlayacak fırsatı kollamak ayıp bir şeydir. Acı bir şeydir.

DEVRİMCİ UNSURLARLA 12 EYLÜL'DE KARŞILAŞMA

Şimdi bir örnek vereceğim. Ama buradaki arkadaşlarımız içerisinde bildiklerim var, üzerlerine alınmasınlar. Anayasa değişikliğinde 12 Eylül Konseyi'nden hesap sormak amacıyla geçici 15’nci maddenin kaldırılması noktasında adım atıldı ve değişikliğe gidildi. Bu değişiklik sonrası 4 Nisan’da dil tarihin karşısındaki adalet sarayında dava başlatıldı. Şimdi arkadaşlarımız, altını çizerek ifade ediyorum. 4 Nisan rahmetli Türkeş Bey'in anma töreninin yapıldığı gündür. 4 Nisan’da arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, en az 10 binler Beştepe’de toplanmıştır. Ama aynı gün orada dualar başladığı anda, Sıhhıye'de 12 Eylül’ün davası görülmektedir. Gecenin saat 3’ü. Beştepe’den Sıhhiye'ye gidebilecek hangi ana yol var ise, o yolların kontrol altında tutulmasını ülkü ocaklarından istedim ve talimatlandırdım. Provokatörlere alet olarak, şurada şöyle böyle oluyor diye tahrike kapılmamak için bütün güzergahlar ülkücü gençler tarafından kontrol altına alınmıştır.

Devrimci unsurlar 200’ü aşkın geldiler. Ve ileri geri konuşmalar oldu. “Paşalar burada maşalar nerede” Maşalar dedikleri MHP. Büyük hukukçular, devrimci hukukçular mahkemeye müracaat ediyorlar. Efendim bu 12 Eylül’ü yapanlardan hesap soracağız da onu hazırlayan unsurlardan niye hesap sormuyoruz? Türkiye’de bu gerçekler yaşanıyor. Bu aşağılık davranışı 15 Temmuz günü karşı direnişle durduran ve 251 şehit 2193 kişinin ailesinden veya kendilerinden hesap sorabilecek konuma getirmek için bunu görmemezlikten gelip demokrasi adına bu sözü söyleyenler, 4 Nisan 2012’deki paşalar davasını hatırlasın. Yine devrimcileri yalnız bırakan o ana faktör dediğimiz unsurdur.

Sol ana faktörden kurtulmalı, devrimciler hakkını almalıdır. Niye CHP’nin içine giriyorsunuz? 8 tane militan vekille ortalığı karıştırıyorsunuz? Bunları da artık görmek lazım. Gelecek ne gösterir belli olmaz.

İŞARETİN BURNU DİK OLURSA ÜLKÜCÜ, OLMAZSA HEAVY METALCİ OLUR'

Ülkücüler kesinlikle sokakta olmamaları gerekir. Bu kesin bir talimattır. Bu işaretin burnu dik olursa ülkücü olur, böyle olursa metalci olur. 24 saat Türkiye uyanık kalmak, sokağa dikkat etmek mecburiyetindedir. Gezi olayı, İran’da yaşanmış olanları görün. Bütün bunlardan artık ders çıkartalım. Bir taraftan demokrasi isteyeceksin, öbür taraftan bilmem ne talebinde bulunacaksın. Sokağa iltifat vermemek gerekir. Onların kapısını açıyorum. Bir ittifak yapsınlar. Ne diyorlarsa desinler. CHP, HDP, İP. Sadece yüzde 49 benim olsun diye siyaset yapıyorsan ondan bir şey çıkmaz. O bakımdan bu ittifaklaşma, cepheleşmeyi de önler. İttifaklaşma aynı zamanda kutuplaşmayı da önler. Onun için yasal zemine çekmekte yarar var. Ben bizim için söylemiyoruz. Biz her şart altında yolumuza devam ederiz. Bu kadar beş benzemez bir araya geliyorsa bunları bir kağıda bağlamak lazım."

Kaynak: NTV